- 408 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
Zühtü ye Bekli/Ecir için yola çıktın, yoğun bakımda gözlerini açtın…
Ne kadar
Gönlü yüce bir insandı
Nerede hizmet var,
Hiç durmadan yol alırdı
Sanki sabır melaikesiydi,
Mütebessim edalı bir nefesti,
Hiç şikâyet etmedi
Ne bulduysa kanaat eden,
Sara hastası olan beyine
Hizmette kusur etmeyen bir zarafetti
Evveliyatı
Epey çileli ve meşakkatliymiş
Sekiz çocuğun
En büyüğü olduğu için çaresiz
Annesinin uzun yıllar yatalak
Hasta olması sebebiyle koşan,
Durmayan candı
Bir zaman sonra güya
Tasavvufi hassasiyet gözetilerek,
Hiç tanımadığı bir aileye gelin gider
Küçük yaştadır
Annesi ve babası tarikata müntesipli
Sohbet ve zikir halkalarını
İhmal etmeyen,
Hizmet ettiklerine önem verenlerdi
Her nasılsa yıllardır
Bu yolda olmalarına rağmen bilinç
Ve tekâmül konusunda
Gelişmeye direnirlerdi
Adeta bir fanus içinde
Yaşamaya azmetmiş,
Kendi doğruları dışında
Her şeye kapalı
Bir anlayışları öne çıkardı
Babaları
Hafız ve imam hatipti
Anneleri bir köy kızı ve
Kaçırmak zorunda kaldığı nefesti
Gönül vermişler,
Dağ tepe dememiş ve gecenin
Geç vakitlerine kadar
Sığınacak bir yer bulmak için
Yalın ayak
Ve ekimin ayaz günlerinde
Ve dini hassasiyetlere
Riayet etmek kaydıyla
Sözü geçen bir ağanın evine sığınmışlar
Her neyse
Ve bu ihsan timsali
Çocuk dünyaya gelir
Yokluğun kol gezdiği
Dağlık yamaçlarda
Yaşamak ne kadar zormuş
Onca garip ve fakirliğin üstüne
Bir de uzun dönem askerlik çıkınca
Artık hesap edin melallerin dramını
En büyük ve bereketli olan
Annelerinin şefkat kanatları
Ve her vakit
Arka çıkmaları olmuştur, metanetlerine
Murada aç kızımız
Umuda olan sadakatini
Kaybetmeyen ihsanımız
Yaşadığı semtin ve ailenin medarı
İftiharı olmaya hak kazanmıştır
Çünkü canını hizmete vakfetmiş,
Diline sahip çıkmış,
Riyakârlık yapmamış,
Nefsi için yaşamamış
O’nun rızasına nail olmak için
Fedakârlıktan asla uzak durmamış,
Her zaman rikkat nispetinde ayakta durmuş
Ne zaman
Ansak ve muhabbet için aransak
Onların hanesi ve hizmete
Müteallik hassasiyetleri
Göz ardı edilemezdi
Siyasi ve sosyolojik olayları da
Takip etmeye gayret eden,
Yüzü gülen manidar bir hazineydi
Hiç kırılmayı bilmezdi,
Olsun canınız sağ olsun der
Ve mütebessim bir eda ile
Utanmamızı gerektirirdi
Yine kızının
Ve torunlarının hatırı için
Bahçeye inmiş ve
Kimsenin cüret edemediği
Ağaca çıkar
Ve meyve toplamaya başlar,
Sonra başı dönüp düşer
Boyunda hasar ve eğe kemikleri
Kırıldığından bahseder hekimler,
Fakat kendisi hala habersiz
Eğer sual olursa
Cennet ehlinden
Bir kişiyi görmek adına
Hiç kuşkusuz ve kuruntusuz
Bu naif insanı
Tereddütsüz gösterirdim
Her amel ve niyetine şahitlik
Etmekten sarfı nazar etmezdim,
Kalbim kadar emindim
Dilerim dua edersiniz,
Tez zamanda şifa bulması için
İhmal etmeden
Kalbinizde hisseder ve yâd edersiniz
Mustafa CİLASUN