Kayıp alyans
Evlilik yıldönümünlerine 1 hafta vardı.Yine her zamanki iş günlerinden birine uyandılar.Nihat aceleyle hazırlandı,hava soğuktu arabanın çalışması biraz uzun sürdü.İş yerine vardığında hemen bir çay söyledi biraz arkadaşlarla sohbet etti ve önünde birikmiş işlere döndü.Neden sonra lavaboya gittiğinde boş olan yüzük parmağını fark etti.Sanırım sabah aynanın önünde unuttum dedi ve akşama bulmayı ümit etti.Eşi bu konuda son derece hassastı.
Fatma hanım,Nihat &Sema’nın ev işlerine yardmcı oluyordu,orta yaşlı iki çocuk sahibi gerçekten işini iyi yapan temiz,titiz daha da önemlisi son derece dürüst bir bayandı.O gün torununuda yanında getirmek zorunda kalmıştı.Minik Merti salonda yere oturtup mutfaktaki işlerine döndü.Minik Mert her çocuk gibi yerinde duramayan,keşfetmeyi seven,meraklı bir çocuktu ve oturma odası,banyo ve sonunda yatak odasıda dahil her yeri turladı.Fatma hanım yine işini en iyi şekilde yapıp günün sonunda Semanın eve gelmesiyle evden ayrıldı.
Sema, balık burcu bayanıydı özellliklerinide fazlasıyla gösterirdi.Her gün iş yerinde gazete başlıklarına bakarken ne kadar saçma bulsada eşiniz sizi aldatıyor mu ? Eşinizin sizi sevdiğini nasıl anlarsınız ? gibi testler çözmeyi severdi.O gün gözüne evlilik yüzüğü ile ilgili bir yazı ilişmişti tabiki onuda okumadan es geçmemişti.Yemek için Nihatı beklerken tv’de zapping yapıyordu ve istemsiz bir şekilde saate bakıyor ve zaman geçmek bilmiyordu.
Nihat gün içinde Semayı arayamadı, açıkcası yüzüğü bulmadan aramakta istememişti.İşleri her zamankinden uzun sürdü, cebinin şarjı bitti, trafik her zamankinden daha yoğundu ve diğer aksilikler Nihatın yakasından düşmemişti eksik olmasınlar !
Sema karşısında saat,elinde cep telefonu ve artık soğumuş olan yemeklerle Nihatı beklemeye devam ediyor ama zaman geçtikçede huzursuzlanmaya başlıyordu.O sırada telefonu çaldı.Fatma hanım telaşlı bir şekilde;
-Sema kimi arayacağımı bilemedim kızım aklıma ilk gelen sen oldun.Mert hastalandı elim ayağım dolaştı ne olur yardım et !
Sema,Fatma hanımı sakinleştirmeye çalışarak kısaca ne olduğunu anlatmasını istedi ve hiç düşünmeden hızla hazırlanıp dışarı çıktı.Neyseki evi Fatma hanımın evine çok yakındı.Taksiye atlayıp hastanenin yolunu tuttular.Trafik açılacak gibi değildi,Nihat eşinin ne kadar merak etmiş olacağını düşününce iyice canı sıkıldı o sırada eşinin arabanın gözüne koyduğu yedek bataryayı hatırlayınca çok sevindi ve hızla bataryayı takıp Semayı aradı.Sema kısaca durumu anlattı ve hastane evinden daha yakındı trafik açılır açılmaz Nihatta soluğu hastanede aldı.
Mert’in tetkikleri yapılmış çocuğun durumu kontrol altına alınmıştı.Ateşi düşmüş, serum verilirken uyuya kalmıştı minik Mert.Nihat geldiğinde artık sakinleşmiş olan Sema, Nihat’ın elini tuttuğu anda boş olan yüzük parmağını fark etti.İş yerinde okuduğu o saçma testler, arkadaşlarının konuşmaları bugün yaşadıkları her şey üst üste gelince bir an acabaya düştü ve o an bu düşüncesinden utandı çünkü şimdiye kadar birbirlerine karşı hiç acabaları yaşamamışlardı.Nihatta Semadan farklı sayılmazdı yorucu bir gün üst üste gelen aksilikler ve hepsinden ötesi yüzüğü nerdeydi ? Pembe yalan diyorlardı bir erkek pembe yalan söylemezdi olsa olsa rengi gri,açık siyah olabilirdi neden olmasın diye düşündü ama hemen ardından eşine yalan söylemeyi düşünmenin utancıyla ilerdeki kapıya doğru çevirdi gözlerini.
O sırada doktor geldi ve Mert’in ateşinin birden yükselip, şoka girmesine neden olan sorunu tespit ettiklerini söyledi.Mert’in midesinde duran bir alyanstı.Nihat ve Semanın gözleri söylenmemiş gri bir yalan dile getirilmemiş saçma bir anketten yola çıkılan şüphenin anlık pişmanlığı ve ardından gelen derin bir sevgi ve güvenle buluştu...