- 883 Okunma
- 7 Yorum
- 0 Beğeni
İSYAN-10-
Müyesser yatağına doğru giderken kendi kendine söyleniyordu. ’ Bu koskoca evde üç oda bir de salon olduğu halde bir lahza huzur için uyumak, uyumak için de şu Rütem ayısı ile aynı yatağı paylaşmak zorunda olmaktan daha kötü ne olabilir bu dünyada?’ Sonra durdu birden. ’ Neden mecbur olayım ki?’ Yatak odasına gitti. Bir yastık ve bir battaniye alıp çıktı. Rüstem ölü gibi uyumaktaydı. Ağzı bir karış uyurdu hep. Aklına yakın zamanda okuduğu bir yazı geldi.
1958 Yılında Durdu Sarıkaya adlı bir kadın, artık iyice bıktığı kocasını ortadan kaldırmak için o uyurken sahanda yumurta yapmış ve yağı cozurdamakta olan yumurtayı kocasının ağzından içeri dökerek onu öldürmüştü. Sonrasında Durdu da İdam edilmişt ama ’ Olsun ’ Dedi Müyesser...Şu anda - üstü ve altı tamamen kıl kaplı olan- o ağızdan içeri bir tava kızgın yağ dökebilmek için neler vermezdi. Lakin kendisinin cesareti yoktu böyle bir şeyi yapmaya.
Kafasını yastığa koymadan önce Annesinden öğrendiği ve yıllardır okumadan uyumadığı o duayı okumaya başladı: ’ Yattım sağıma döndüm soluma, melekler şahit olsun,dinime imanıma, eğer kalkarsam ya Allah ya Bismillah,eğer kalkamazsam Eşhedü en lâ ilâhe illallah ve eşhedü enne Muhammeden abduhû ve resûluh.’
Öyle dinle diyanetle çok da ilgisi yoktu ama bu duayı okumadan yatmazdı. Gözkapaklarına sanki bir kaç tane kilo asmışlardı. Sonunda her ikisi de kapandı.
Henüz dalmıştı...Hüzünlü bir şarkı geldi kulağına önce.
’ Kimseye etmem şikayet, ağlarım ben halime/ Titrerim mücrim gibi baktıkça istikbalime./ Perde-i zulmet çekilmiş korkarım ikbalime/ Titrerim mücrim gibi baktıkça istikbalime’
-Ohoo kanepede uyuyup kalmışsın be ufaklık.
-Bana ufaklık deme.
-Ya ne diyim hanımefendi?
-Sevgilim de, canım de, meleğim de...
-Saçmalama da kalk oradan bakayım. Bekar bir adamın evinde böyle sere serpe uzanılmaz. Koskoca kız oldun artık.
-Hani ufaklıktım?
-Sevgilim olamayacak kadar ufaklık, bir erkeği günaha kadar koskoca bir kızsın.
-Amaaannn..Bıktım ya. O günah, bu günah. Güzel olan her ne varsa günah.
-Tokat geliyor ama... Sen iyice edepsizleştin son zamanlarda..
-Ne olur sen de beni sevsen.
-Seni sevmesem ne işin var evimde? Bulurdum başka birini.
-Hımmm belli...Bir kez olsun bana ’ aşkım ’ demedin.
-Aşkım değilsin ki sana aşkım diyeyim.
-Hep Nesrinle Perihan yüzünden değil mi? Bana baktıkça onları görüyorsun.
-Sadece onlar değil Müyesser...Evet sana baktıkça Nesrinle Perihan’ı görür gibi oluyorum...Düşün ki onlar hayatta olsaydı senden en fazla dört yaş büyük olurlardı. Ama tek sebep o değil. Ben Ayla’dan sonra bir başka kadına aşık olamam.
-Ah İhsan Ahhh.. Sana ne kadar aşık olduğumu bir anlayabilsen.
-Saçmalama..Baban yaşındayım ben. Şarkı ne diyor: ’ Ben gamlı hazan, sense bahar. Dinle de vaz geç/ Sen kendine kendin gibi bir taze bahar seç’
-Bir başka şarkı da ’ İkinci bahar yaşıyor ömrüm, gel benim yarim oluver şimdi’ Diyor.
-Beni o kızları yaşındaki çocuklarla güya ikinci bahar yaşayan ensesi kalın kodoşlarla bir mi tutuyorsun?
-Ne olur sanki bir kerecik kodoş olsan, ben de senin fahişen...Kıyamet mi kopar?
-Döverim seni..Hem de ağzını burnunu kırarım...Kalk hadi o kanepeden..Kalk da şu ütüleri bitir. Ben de vereyim ücretini, kalk git evine.
-Iııııhhhh.
-Sana diyorum..Kalk haydi...
-Ulan kalkasana..Kalk da kahvaltı hazırla...Sefere gideceğim.
Bir ayı pençesimiydi yoksa gökten yer yüzüne inen bir belamıydı Müyesserin kalçasında patlayan şey anlayamadı önce. Acıyla sıçradı kanepeden. Rüstemdi karşısındaki.
-Sen burada mı yattın bu gece?
-Evet burada yattım..Bir mahsuru mu var?
-Karı dediğin kocasının yatağında yatar.
-Karı denmez ona kadın denir. Bilmiyorsan öğren... Dünayaya kalas gelmişsin kalas gideceksin.
-Sen sabah sabah kaşınıyorsun anlaşılan. Tımar zamanın geldi anlaşılan. Çoktan beri şöyle güzelce bir tımar etmedik diye dilin uzadı bakıyorum. Kal haydi. Kalk da kahvaltı hazırla. Daha sonra bu ayrı yatma olayını da konuşacağız seninle.
-Mutfakta her bir şey var. Bir kerecik olsun kendin hazırlasan kahvaltını ölür müsün? Görüyorsun ki yorgunum.
-Anasını avradını...tiğimin bilgisayarının başında saatlerce oturmaktan yorulmuyorsun ama. Şu sefere bir gideyim geleyim onu da sokacam münasip bir yerlerine. Oradaki entel dantel sokak karılarından öğrendiklerini burada bana satmaya kalkıyorsun. Çocuğun olmuyor, evde canın sıkılmasın, biraz oyalan diye bilgisayar aldık; başımıza feminist mi kominist mi ne idiğü belirsiz bir şey oldun çıktın.
-O bilgisayara dokunursan boşarım seni.
-Ne dedin ne dedin? Ulan sen kim oluyorsun da adam boşuyorsun? Dua et de ben seni boşamayayım..Açlıktan nefesin kokar.Haydi kalk şimdi de kahvaltı hazırla.
Müyesser kalktı kanepeden...Saate baktığında sadece iki saat uyumuş olduğunu gördü. ’ Gerçekten de amma uzun oturmuşum bilgisayarın başında ’ Dedi ve vücudunun her tarafına serum şişeleri, hortumlar takılmış rahmetli namzeti bir hasta gibi mutfağa doğru ilerledi.
Mutfağa geçtikten sonra içeriye selendi.
- Bal ile armut da çıkarayım mı? Seversin sen.
Bu ince espriyi anlayacak kapasitede olmayan Rüstem bağırdı.
-Bal çıkar tabii ki ama armut ne alaka sabah sabah?
’En iyilerini almıştım senin için pazardan ’ Diye seslenince Müyesser, Rüstem ’ Ya bu karı beni seviyor ama o namussuz kokonalar bozuyor bu karının ahlakını...Yok yok.Bunu mutlaka şu bilgisayardan uzaklaştımam lazım. Ne halt ettim de aldım?’ Diye geçirdi içinden.
Müyesser kızgın yağa iki yane yumurta kırarken ’ Ah be Durdu Sarıkaya, Sivaslı Durdu Sarıkaya...Ne olurdu sendeki cesaretin onda biri bende de olsaydı.’ Dedi. Sonra Buz dolabından taş gbi bir keçi peyniri çıkarıp onu dilimlemeye başladı. Her dilim Rüstem’in kulağı, burnu, dudakları gözleriydi adeta...Son dilim hariç..Son dilim kendi parmağı oldu. Öfkeyle gelen dalgınlık sonucu parmağını kestirdi.
-Ah anammmm.
-Ne oldu gızzz. Neye ahh ettin?
-Parmağımı kestirdim.
-Git tuvalete üzerine işe. Anınnda kesilir kanın. Senin çişin yoksa ben işeyeyim istersen. Hoaaah hoaaahhh..hoaaahhhh.
Kıpkırmızı kan yere damla düşerken Müyesser yıllar önce babasının kanayan ellerinini gördü birden gözlerinin önünde. O gün bu gündür kana bakamazdı. Sendeledi, tam düşmek üzereydi ki Rüstem de hatırladı karısını kan tuttuğunu. Mutfağa girdi. Müyesseri bir sandalyeye oturttuktan sonra cebinden çıkardığı sigara pakedinden bir kaç sigara çıkarıp tütünlerini avucunun içine aldı, daha sonra da Müyesser’in kanayan parmağının üzerine bastı. Onu mutfaktan çıkarıp yerdeki ve masadaki kanı tamamen sildi.
-Lan bana bak..Bayılıp mayılma..Bir de seninle uğraşmayayım giderayak.
Kanepeye uzanan Müyesser cevap verdi.
-Kanları sildin mi?
-Evet sildim. Bir şey kalmadı.
-Çok teşekkürler...Biliyor musun? Benim için bir şeyler yapmayalı o kadar uzun zaman oldu ki. O kanları silmen bile büyük bir insanlık doğrusu.
-Ne yani? Ben insan değil miyim?
-Yok estafurullah da hani hatırlayamadım en son ne zaman çiçek almıştın bana mesela?
-Hiç almadım ki?
-Hah..İşte ben de onu diyordum. Neden?
-Lan kızım yine mi o mevzu? Yenmez, içilmez. N’aapacaksın ki çiçeği? O kadar lazımsa saksıları doldurmuşsun işte..Yol yol kullan.
Tekrar mutfağa dönen Rüstem büyük bir iştahla masada her ne var ise silip süpürürken Müyesser’in gözleri kapanmaya başladı yine. Babasının, İhsanın, Erkanın hayalleri gözünün önünde birbirine karışıyordu ama Sivas’lı Durdu’nun hayali hepsinden baskın çıkmaya başlamıştı şimdi.
YORUMLAR
Hayır ! Müyesser sakın düşündüğünü yapma, o deli cesaretini kendinde bulma ! (bulacakmı hocam tüyo varmı ? peki,yok ? tamam, bekleyeceğiz o zaman) mizahi yönü yüksek bir bölümdü okuduğumuz ve dizilire öyle bir yerde kalır sonra bir hafta geçmek bilmez ya bu bölümdede öyle kritik bir yerde kaldık bakalım daha neler olacak.İzleyelim görelim saygılar hocam.
OKEYÇİ KADIN
Başkaldırışıydı kadının.
Özgür olmak ,hür olmak.
Erkekleşmenin verdiği duygu,
Dünyaya kendi gözüyle bakmak.
Koca yüktü sırtında,
Çocuk onun için bir araç.
İnternetten alınan zevk
Paylaşılmayan mutluluk..
Sebepsiz gülüşleri ondan dı
Yeni dünyanın amozonu.
Kırdı artık zincirleri ,
Ev ona dar geliyordu.
Akşamları taşlar oyuncağı ,
Puanlar kazandıkca oyundan.
Yeni arkadaşlar buluyordu ,
Yeni maceralara doğru.
Onun için saatler geçiyordu,
Sevgi yoktu geceleri..
Yorgunluktan gözleri,
Yatak dinlenme yeri...
Müyesserler oturunca bilgisayarın başına neler gelir insanın başına..
Tebrik ederim saygılarımla.