- 815 Okunma
- 4 Yorum
- 0 Beğeni
DEMOKRASİ VE ARAP MİLLETİ
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
Bu günün dünyasında 21.yüzyılda Ortadoğu ve Arap coğrafyasında yaşanan şiddet vahşet, kan ve gözyaşının en temel nedeni Arap toplumlarının (birey) olamama ve demokrasi kültürlerini geliştirememiş olmalarından kaynaklanıyor. Dolayısıyla insana ve insan haklarına saygı gibi uygar toplumlarda var olan medeni anlayışı Arap toplumlarında görmek pek mümkün değildir.
Nedeni diktatörlük ve teokratik yönetim şekilleriyle yönetiliyor olmalarından kaynaklanıyor krallık ve diktatörlük kendi varlığını sürdürebilmek için şiddeti kendi halkına acımasızca uyguluyor ve şiddetti halklarına kanıksatıyorlar uygar medeni bir ülkede suç sayılmayacak yada basit suçlar kapsamına giren eylemlerde bile Arap ülkelerinde vahşice öldürülmek şeklinde cezalandıra biliyorlar üstelik bu cezalandırma işlemini her yaşdan insanın olduğu halka açık meydanlarda iple asmak yada kafa kesmek şeklinde infazı gerçekleştiriyorlar işin ilginç yanı halkında önemli bir çoğunluğu bu ilkelliğe bir spor karşılaşması izler gibi tezahürat yapıp alkış tutabiliyor olmalarıdır adeta ortaçağ barbarlığını andıran bu manzara insana acaba…!
İslam dini Arapların şiddet ve vahşet duygularını kışkırtıyor mu ? Sorusunu sordurtuyor.
Ancak,dünya tarihine baktığımızda, İslam öncesi Arap toplumlarının günümüzdekinden daha vahşi ve daha barbar olduğunu görürüz.
Örneğin, kız çocuklarını diri diri toprağa gömdüklerini yada et yemek istediklerinde hayvanların canlı canlı gövdesinden et kesip hayvanlara acı çektirmek gibi vs vahşiliği normal gören toplumlar olduğu bilinen bir gerçektir. Dolayısıyla İslam dini Arapların şiddete ve vahşete olan eğilimlerine etkisi olmadığı gibi kısmen engelde olmuştur ve maalesef ancak kısmen engel olabilmiştir. Çünkü,
Günümüzde herhangi bir Arap ülkesine gittiğinizde insan haklarının olmadığını net bir şekilde göre bilirsiniz bu durumla ilgili ülkeden ülkeye bazı farklılıklar görülse bile temel insan haklarında ciddi eksiklikleri vardır.
Arap toplumlarında kadın haklarında da önemli ihlaller yaşanmaktadır. Adeta kadınlar üçüncü sınıf canlılardır kendi başına evden dışarı çıkamaz ehliyet alıp otomobil veya herhangi bir araç kullanamazlar eş seçmek yâda reddetmek gibi bir hakları da yoktur bu ülkelerdeki kadınlar evlendiklerinde ya kuma olarak giderler yada üzerine kuma geleceğini bilerek evlenirler ve bu durumu kanıksamışlardır kuma sayısı şartlara göre değişirside değişmeyen tek şey o veya bu şekilde mutlak şiddet görmeleridir.
Oysa, İslam dinin peygamberi kadına saygı duymuş ve kadının sosyal hayata katılımını desteklemiştir.
İşe öncelikle kız çocuklarının diri diri gömülmesini yasaklayarak başlamış ve dine aykırı olduğunu söylemiş sonrada toplumun tüm tepkisine rağmen hanımıyla sosyal hayatta sıklıkla yan yana görülmüş çarşıya pazara birlikte gidip örneğin kumaş satan Pazar tezgâhının önüne geldiklerinde tezgâh üzerindeki kumaşlarla ilgili çevredekilerin şaşkın ve öfkeli yobaz bakışlara aldırmadan hanımının fikrini sorar ve hatta karar verme noktasında son sözü hanımına bırakan centilmen cesur ve kibar beyefendi bir şahsiyettin ( nefsi müdafaa ) olmadıkça Kılıç’tan kandan savaş’dan nefret eden barışçı, bir peygamberin ırkından gelen ve peygamberin tebliğ ettiği dinin mensubu olan insanların, bu denli kadınlarına ve birbirlerine karşı acımasız bir şekilde şiddet uyguluyor olabilmelerinin en önemli nedeni (demokrasi ) kültürünün ve insan hakları bilinçlerinin,
Yeterince gelişmediğindendir yoksa bin dört yüzyıl öncesinin insanı hangi dinden ve milletten olursa olsun aşağı yukarı aynı barbarlık düzeyindeydi diğer milletleri Araplardan ayıran tek ve en önemli fark çağdaşlaşmak adına gösterdikleri evrimleşme sürecindeki çabalarıdır.
Demokrasi/ insanlığın ulaşabildiği en gelişmiş çağın, gereklerine en uygun özgürlükçü düşünceyi esas alan çağdaş yaşam biçimi ve uygar dünyanın siyasi yapısını içeren özgün bir sistemdir.
Petrolün keşfi Araplar için bir şansımıdır yoksa şanssızlık mı? Tartışılır
Ancak böylesine değerli bir serveti maalesef Arap milletinin çağdaşlaşması için bilime teknolojiye ve demokratikleşmeye harcamak yerine, diktatöryanın saraylarına altından klozetlere ve saltanata harcamaları Arap milletini yoksul, çağdışı bırakmış, bu nedenle medeniyette uygar ve sanayileşmiş ülkelerin çok gerisinde kalmışlardır.
Tüm Arap ülkelerinin dünya sanayileşmesindeki payı her hangi bir Avrupa ülkesinin sanayileşmesinin yarısı bile etmemektedir tabi bu üzücü tablo insana acaba Arap coğrafyasında petrol olmasaydı, Arap milleti için daha mı iyi olurdu diye düşündürüyor.
Belki o zaman var olabilmek için, dünyanın medeniyet seviyesine ve gelişmişliğine ayak uydurmak zorunda kalırlardı.
İnsanlık varoluş sürecinden günümüze kadar yaşadığı acıları damıtarak elde ettiği tecrübelerin birikimiyle günümüzün çağdaşlık seviyesine ulaşmıştır.
Ümit ederim Arap ülkeleri İslamiyet’in ilk yılarındaki aydınlanma ve demokratikleşme sürecini yeniden başlatırlar.
Demokrasilerde hiç bir şey yeniden başlamak için geç değildir.
Serhat BİNGÖL Ereğli 10/09/2013
Seçki kuruluna, yazımı okuyup değerlendiren,dostlarıma çok teşekkür ederim.
Selam ve Sevgi Saygılarımla,
YORUMLAR
Eee doğru söyleyenin "9 köyden kovma!" modası çoktan geçti. Şimdi analarıyla birlikte ülkeyi terk etmeleri isteniyor.Siz yazınıza yapılan olumsuz eleştirilere gülüp geçin sadece..
Araplar daha berbat durumdalar üstelik. Genlerinde var çünkü. İşte her şey apaçık ortada..
Hoş görü iyi niyet barış kardeşlik naraları atanlar işkembeden atıyorlar yalnızca...
Emeğinize ve ellerinize sağlık...
Arap toplumlarında demokrasiden bahsetme için öncelikle kronolojik olarak bölgenin incelenmesi ve bir de jeopolitiğinin bu incelemeye eklenmesi gerekir.
Demokrasi dediğiniz şeyin yoksunluğunu her hangi bir Avrupa ülkesinde de pek tabii görebilirsiniz. Örneğin; Almanya, Hollanda, Fransa, İspanya... Arap toplumlarında kitlesel '' demokrasi '' dediğimiz şeyin gelişmemesinin en önemli nedeni sizin de belirttiğiniz gibi '' petrol ''dür. Ve bu petrol dış güçler elinde olduğu sürece de değişmeyecektir durum.
'' evrimleşme '' süreci dediğiniz şey; bir çok medeniyetin yer ile yeksân edilmesidir ki en büyük zarârı yine Araplar görmüştür o konuda. Ki; bugün yoksun olduklarını iddia ettiğiniz şey o sebeple bölgede tutunamamaktadır. Bedevî'den kral yapan o pek muhteşem '' demokrasi '' savunucusu ve kurucusu ülkeler bunu hesâba katamadılar elbette.
Ve ayrıca belirtmek isterim ki; Aynur Hanım'ın sözlerine katılıyorum. Yazıda ciddî anlamda bir '' kötüleme '' var.
Saygılarımla
Sayın yazar,
Yazının önemli bir kısmı bir ırkı kötülemeye ayrılmış. Üstelik verdiğiniz bazı bilgilerin güncelliğini yitirmiş olduğu da bir gerçek. Ben şahsen bu yazıyla ne yapılmak istenmiş anlayamadım. Arapların ne kadar barbar, cani ve geri kafalı olduğunu öğrendik, gerisi...
Toplum içinde cezalandırma, en küçük suçta kol bacak kafa kesme cezalarını da iyi araştırın lütfen. İslam hukukunu bilmediğinizi düşünüyorum.
Neyse uzatmayacağım, kişie bir şey katacak bir makale olarak göremedim, kusura bakmayın. Subjektif verilerle kaleme alınmış. Gelin görün ki günün yazısı seçilmiş...Bize de görüşümüzü bildirip saygılar sunmak kalıyor.