- 1422 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
Yaşayabilme ihtimali varken yaşayamadıklarımıza bakınca, bir umuttuk yinede diyorum.
Saksıda çiçekler boynunu büküyor. Bahçede güller bir bir döktü yapraklarını. Hazan mevsimine yol alıyoruz adım adım. Dalında üşüyen bir yaprağın tedirginliğini yaşıyor yüreğim. Gecenin sessizliğine teslim olmamak için pencere kenarından gökyüzüne bakıyorum. Aysız, yıldızsız geceyi aydınlatan sokak lambasının solgun ışığı yansıyor yüzüme. Tüm cesaretimi toplayıp eski günlerin anısına, sıraya diziyorum birlikte dinlediğimiz şarkıları. Bu sefer gözümden akan yaşları elimin tersiyle silmeden, teslim oluyorum gözyaşlarına.
Pencereden dolan rüzgârın serin elleri okşuyor yüzümü. Sesi umut oluyor yüreğime. Yıldızlar kadar uzak olduğunu unutuyorum. Rüzgârın ellerini, ellerin sanıyorum. Rüzgârın sessiz fısıltılarıyla sükûta eriyor yüreğim. Dalından yaprağı düşürüp önüne katacak olan rüzgâr mı yaralarımı saran. Her şeye rağmen rüzgârın sevdalı ağıtlar taşıdığına inanmak söyleyemediklerimi rüzgâra fısıldamak, bir yaprak olduğumu unutup rüzgârın kızı olmak istiyorum.
Birazdan şarkın başlayacak. Nakaratını söylemeye dilim varmıyor. Hala dinliyor musun bu şarkıları bilmiyorum. Ben hep senin şarkını dinliyorum. Gözlerimi kapatıyorum. Dinlediğim şarkılara usul usul eşlik ediyorsun. Sesin mevsimi biten yapraklar gibi hüzünlü, gece gibi karanlık, yollar kadar mesafeli. Sesin sükût gibi öldüresiye zarif...
İçimde rüzgârından üşüyen bir mevsim, ruhumda güz sancısı. Sesinin hüznü gözlerimi ağırlaştırıyor, gecelere susmayı öğretiyor. Sükûna uğruyor kelimelerim. Gözlerim toprağa düşüyor. Çıplak bir hayat giyen ağaçların kökleri çekiliyor topraktan. Gelişine denk gelen mevsim, her nasılsa gidişine de denk düşüyor. Eylül özlemler büyütüyor içimde. Yaşayabilme ihtimali varken yaşayamadıklarımıza bakınca, bir umuttuk yinede diyorum. Rüzgâr mevsiminde gelip, rüzgârla uzaklara giden.
10 Eylül 2013 - Zeynep Özmen