- 615 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
S.T.-14. BÖLÜM-Başın Sonu
Çamura kan damlıyordu.Sidar,en korkak hayvandan daha korkak bir şekilde sürünmekteydi.Gözlerini,araba farının yardığı karanlığa dikti.Upuzun bir yol vardı önünde.Halbuki hayır,gerçekte bu far 5 metre ötesini göstermiyor gibiydi.Sürünmeliydi,kurtulmak için milyarlık takım elbisesini feda etmeye razıydı.Esasında elbiseleri onun çocukları gibiydi.İtalyan ayakkabılar,özel dikim takımlar,pahalı kravat iğneleri,gösterişli kol düğmeleri,bir tanesi dahi bir öğrencinin bir aylık yol parasına denk gelen çorapları...Şimdi hiç birini düşünemiyordu.Kurtulmak için sürünmeliydi.Bu düşünceden başka aklında bu dakika ve anda bu hale nasıl düştüğü idi.Bir fakülte öğrencisi,yıllarca derin bir imparatorluğu yönetmiş bu kutsal ve dokunulmaz adamı nasıl alt etmişti?İnanç ve intikam..Birbirleri ile kuvvetli bağ kurmuş iki ironik yapı...
Kafasında bu düşünceler hızla akarken,yabancının elinde ki sigara suya düşmüş ve o anda,zaten korkudan ölmek üzere olan Sidar’ın,korkusunu artırmıştı.Az önce ona ne demişti?
’’-Sigaram bittiğinde öleceksin.’’
Sigara bitmişti.Daha hızlı sürünmeye başladı.Sol dizi acıyordu.Bu sırada birinin far ışığını kestiğini gördü.İşte Azrail’i gelmişti.Sonra,kendinden hiç beklenmeyecek bir hareketle doğruldu.Yıllarca,korkusuz olarak tanınmış bir korkaktı özünde.
’’-Sık.’’dedi.
Bir el silah sesi boş arazi de yankılandı.Ardından yanan bir çakmak sesi,derin bir nefes.Esrarlı hava da kaybolurken duman,ve hafifçe çiselerken yağmur,paltosunun kapşonunu geçirdi başına.Ağzında sigara yana dururken ve küller,eski mezarlarda unutulmuş cesetlere dönerken,farın ön tarafına doğru baktı.Gözlerinde geçmiş canlanmaya başlıyordu.Gök gürültüsü peşi sıra,çakan şimşek bir anlığına etrafı aydınlattı.Sidar’ın ortası açık alnı,kırık dişlerinden ve çatlamış gözlüğünün gerisinden sızan kanlar,toprağa çiseliyordu.Ve tarih,sanki dün gibi canlanıyordu...
(Seri devam edecektir.)
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.