- 2192 Okunma
- 0 Yorum
- 1 Beğeni
kelebek kanatları...
Yara alınca insan,
batıyor derinlerine doğru kabukları soyuluyor kanamalarının ki kapattığında gözlerini derin bir karanlığa gömülüyor. giderek büyüyen içinde. ışıktan ve maddeden uzak ve kapsayarak kendini. tüm uykusu kaçmış halleriyle. daha derinlere, renksiz ve kokusuz bir yolculuğa çıkar gibi onarılmaz bir kırılmaya/kanamaya dönüşüyor tekin olmayan coğrafyalara savrulur gibi toz duman...adım adım ulaşmak, gitmek veya kaçmakl istediğin bir şeyin yaşam biçiminden. anlamlandırma, değer verme/bulma ve kaybetme. bilindik ego tatminsizliği ve illüzyonları. beklentilerimize ait sorunları çözmeye asla yetmiyor...
Şiirler biriktirerek yaşamış olduğunuza inanırsınız/yaşattığınıza kuytularınızda ki sağ omuzunuzdaki meleğin şahitliğinde korkusuz sözleriniz/solunuzdaki mecburiyetlerinizle yüzleşir. her sabah bir başka yüze günaydın demek kadar kaosu taşır caddeler ve sokaklar ki kendi kokunuz sinmiş harfleri koklamak/onarmak ve yeni bir cümle kurmak için zorlarken, anlamını kaybeder yazmak. sorunsuz ve sonuçsuz sesler duymak istersiniz ve anlaşılmanın hazzını sonra...
iİk güne gidersiniz, ilk başlangıca yani tırnaklarınıza ve etlerine sonra saçlarınıza ulaşırsınız tel tel ki tümseğinde aynanın, en hasarsız kalan yanınızla yüzleşirsiniz avuç içlerinizden hemen önce...
Fark edilmenin fiziksel cazibesinin derin ayrılık sendromlarına denk geldiği bu günlerde, anlamını yitirir bir bir değerler ki kendimizden uzak kalmayı tercih ederiz kapatıp gözlerimizi ışığına güneşin...
Ve tırnaklarımızı çıkartıp kanatırız. kimin kokladığının, kimin yüzüne dağıldığının bir önemi olmaz artık. tel tel kimin parmaklarına dolanmışsa saçları tüm planlar onu öldürmeye yönelliktir...
Kelebekler gibi...
Karanlığının içinden ışığın, sıcağında ateşin ve yansıman mistik becerisiyle büyülü görüntüleri oluşmaya başlayan narin ve hassas keder/kader canlıları...
Bir gece, sokağın en ücra köşesinde, kırık bir sokak lamlasına dokunarak ölmekten yorulmayan ve yanmaktan kokrkmayan kelebekler gibi evet...doğup ve ölmek kelebekler gibi kimbilir? lakin asla onlar gibi yaşamayacağım. sevdiklerimin tad ve dokularıyla, arzu ve beğenilerimle yaşayacağım ki son verdiğim ya da sonlanmış olan hayatlarda kaybetmeden hiç birini (haklıydın)...
Kelebekler göz kapaklarımın derinliğinde ve ne kadar çoklar bir anlatabilsem…
(...)
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.