- 613 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
RYAZAN'LI YESENİN ( 1 )
1895’te Ryazan’da doğan Rus şair Sergey Yesenin, bir köylü ailenin oğluydu. Bilgili bir adam olan dedesi tarafından yetiştirildi, önce bir köy okulunda, sonra da kısa bir süre için bir papaz seminerinde öğrenim gördü. 1912 yılında Moskova’ya gelen Yesenin, bir süre tipograf olarak çalıştı, bu arada populist sanatçı ve edebiyatçı topluluklarına katıldı ve Halk Üniversitesi kurslarını izledi. 1915’te Petrodgard’a gitti ve başkentin edebi salonlarında, hem şiiri hem ‘’köylü’’ kişiliği sayesinde büyük itibar kazandı.
Askerlik hizmetini zor bela bitiren Yesenin, bu arada, devrimci-sosyalist filozof İvanov Razumnik’le tanışıp dost oldu. 1917 ihtilaline bu partinin saflarında katıldı ve partinin sol kanadıyla birlikte kayıtsız şartsız Bolşevik politikayı destekledi.
Daha sonra imajinistlerin şiir hareketine katılan Yesenin, onlarla birlikte yorucu ve rezaletlerle dolu bir bohem hayatı yaşamaya koyuldu. 1922’de devrin ünlü dansözü İsadora Duncan’la evlendi. Avrupa ve Amerika’yı dolaştıktan sonra karısını terk ederek Rusya’ya döndü ama çok geçmeden şifa bulmaz şekilde alkole ve nevrasteni’ye tutuldu.
Bu çırpınışlı hayat, 1925 yılında Leningrat’ta bir otel odasında intiharla son buldu. Yesenin’in cesedinin yanında, intiharından bir gün önce bileklerini kesip kendi kanıyla Mayakovski’ye yazdığı veda şiiri vardı:
Elveda dostum benim elveda
Can dostum seninle dolu göğsüm
Çok önceden belirlenen bu ayrılık
Buluşmayı vaat ediyor ilerde bir gün.
Elveda dostum, el sıkışmadan, konuşmadan,
Üzülme ve kaşlarını eğme mutsuz.
Ölmek yeni bir şey değil dünyada,
Ama yaşamak da daha yeni değil kuşkusuz.
Yesenin, çeşitli şiirlerden, bir maznun trajedi bıraktı. Rus şairlerinin hiç şüphesiz en büyüklerinden biri olan Yesenin’in esas olarak köylü ruhundan, kaynak alan şiiri, aynı zamanda devrimci dönüşümlerin tutkuyla ataerkil çocukluk aleminin özlemi arasında parçalanmış olan kendi iç dünyasının çelişkilerini, trajik bir şekilde yansıtmaktadır.