Gelişine Hazırdı Hazırlık…
hayrettin taylan
Gelişine Hazırdı Hazırlık…
Sarılışına Sarılmıştı Sarılmak…
Bakışına bakmıştı Bakışmamız
Gayrısı yoktu, gelmeliydin….
Kaygımın karıncaları seni taşıyor, imlerle imkansız demlere.Soru imine inmiş cevapları taşınmaz mülk gibi içimde cırcır böceği gibi çalıyor.
-Sen aşk kadar ağır, kavuşmak kadar sağır, sevda kadar bağır’sın.Yüreğimin derinliklerindesin. Güleç dünyanın resim sergisi var.Gözlerinin yazdığı içtensi, içimsi, yüreksi bir yaşanırlık kitabı var.
-Hep hayal üstüne kurulu bir dünyanın vadisindeyiz.Solumuzda aşkı da sürükleyen sular var.Hep hayale ıslanıyoruz, ben dünya kadar gerçekken sözlerimde, ömrümde ıslanmanın, varmanın hicretini neden yaşamıyorsun.
Puslu algılardan d’ağlar çekiyorum .Tespihim artık tespit ettiğim böyle yüceliklerdir.Seni çekiyorum şimdi, imamesi sabrımla.Replikler başlıyor umudun çekilmiş fotoğrafıyla.Sesimle geldiğim can evine, gerçeğimden sızılar ekliyorum.
Tutkunun coğrafyayasına ekliyorum seni.Her yerde, yarde, dermanda artık sen varsın.Şehir şehir, dağ dağ, orman orman, ben ben , her yerde sen…
-Yağmur şekeriydi damlalardan durulandığım senli zamanla. Gözlerinden inmesin hüznün acı suları.Ruhumun bu sularla yıkanacak mecali yok.
-Yağmur şekeri gibi hep nadaslarıma gel.Öyle geldin, öyle damla damla tatlandı ömrüm.
Savrulan yüreğimin yönlerine esti sevda yörüngem.Bir yürüğün dağında sabahladım, temiz hava ve taze ekmek kokusuyla. Bir gerçek kadar senli anların betimletiş zamanındayım.
-Kokun sindi cümlelerime.Sözcüklerime bandırılmış hasretlerimle sendeyim.
Uz’ak kalışın y’amacımda p’arçalanmış umudun sınırındaki m’ayınları kaldırdım.Artık elif kadar yakın, elif gibi gönlüme sakiliğin değiyor.
-Bütün vicdanların tortusundan arındım.
Dünlere aykırı bir günün düğündeyim.Kördüğümlerin düğün için hazır.Görülmemişliğe gidiyor, gün görmüşlüğün.Beni sordu, içsel devan.
-Ben kadar sana yakın bir ben’den istendik, tanıdık, seni bana getiren bir cevap aldın.
Bir gülücük perdesi açıldı.Yüzünle huzur soframa geldin.Aşk, demek bu kadar tatlı, bu kadar şifalı.Sen şifalı bir kadınsın, onu anladım.Hasta değildim ;ama sana olan hastalığım seninle geçti.
Matı matemlere geçmiş renklerin uzağındayım .Sen varsan bütün renklerin renkli dili benim artık.
-Artırılmış renklerin renkli hayatından sana uğurlandım. Uğurlu renklerimi taşıdı uğur böceği. Giyilmemiş bir elbise gibi sevda vitrininde bekledim.
-İlklerin gibi ilk kez giyilecek, yaşanacak güncelere bekletildim. Renkli kıldığın dünyamın şıklığında bekledim seni.
Ruhları meşgule alan zamanın içinden çıktım.Bekledim seni.
Kaybedenlerin algı kayıtlarında sosyolojik temlerde duruladım bekledim.Zekanın katlarında senli zamanın, ömrün temel dinamiklerini arıttım bekledim.
-Bir uyanış, bir uyarılış, bilinçli bir seviliş yolcusuyduk. Algılarımızın kanalı açıktı. Özel bir enerjinin üretimindeydi sevgimiz. Alışılagelmişliğin gelinlik cümlelerini giyen güzel yarınların alıştırılmış özlemiydik.
Belirsiz ,şansız, uğursuz, tınısız, sızısız değildi akışımız.Aynı yürek duruşunun ağzından akan huzurun sevda pınarıydık.Islak gerçeğimiz yolcuydu.Suların peronlarındaydık.Sen azizeydin berrak dalgalar arasında, ben algıların aziziydim…
Usumun unutulmuş zeka kentlerine gidiyordum.Aşka soran aklıma, seni anlatacaktım.
Akıl:
- Aşk ,aklın saatini durdurur.Pilini eritir, yüreğin şarjlı saatiyle , hisli zamanıyla yaşamaya başlarsın dedi akıl.
-Son satırlar bunlar mı dedim …
Akıl:
-Aklımı baştan alma.Seni baştan alan akıllının sevgi dimağı içinde farklı helecanlar yaratmış.Dünya , sadece aşk değil? Aşk, belki arınış,içsel temizleniş, ya da huzuru birlikte inşa demidir. Bensiz, bir adım atmayın.
-Aklın olduğu aşklardır huzur, ömür, uzun yıllar bitmeyen sevgilerin aynası, güneşi akıldır unutma can şairim…
Çağlarla çevrili seslenişlerden yürüdüm sana.Kaliteli bir yaşamın mutluluk hamağını kurdum,arınmış baharlarımızdan.Çiçeğini gönlünde açan ağaçların gölgesinde bekledim,sevda meyveni.Sabır benden önce olgunlaştı.Şükür yüreğimde şekerleşti.Artık hamdık, piştik.Gelmen için, bütün içler, içilesi demler hazırdır bilesin.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.