- 1026 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
ABD-CİA- AMERİKAN MERKEZİ HABER ALMA TEŞKİLATI......
Bugünlerde Amerikan Merkezi Haberalma Teşkilatı CİA yine dünya medyasının gündeminde yer almakta.CİAnın tutuklulara yaptığı insanlık dışı muamelelerde usulsuz davranışlar yaptığı,insanların onur ve namusuna halel geldiği,sayıları onsekiz olan bu işkence üslerinin hareketli uçaklarında içinde bulunduğu ,18 üsten birisinin de Türkiyede olduğu kamuoyunun bilgisi dahilinde artık.
CİA yetkilileri bu üslerde 180 milyon dolar ödeme yaparak ünlü psikiyatrlarla anlaşma yaparak onlarında bu işkence seanslarında yardımcı oldukları da yazılıp çizildi.
Görüntülerde müslüman esirlere Guantanamo’da yapılan işkence görüntülerinde başında bez elleri arkadan bağlanmış halde saatlerce akan su altında tutma,elektrik verme,başına çuval geçirip ıslatma,dar odalarda günlerce aç susuz bekletme gibi akla hayale gelmeyen türlü işkence şekilleri gözlerimizin önünden bir filim şeridi gibi geldi geçti.
Ebu Gureyb Zindanında ABD li bayan askerin iple sürüklediği,yanında çıplak poz verdirdiği,elektrik verilen iskemle üzerindeki başında çuval olan Irakl esirler,köpekle korkutulanlar,üst üste birbiri üzerine çıkarılmış,üzerlerinde elbise olamayan zavallı Iraklı esirlerin görüntüleri bir bir gözlerimin önünden aktı geçti...
CİA Başkanı basında çıkan bu haberler üzerine, bazı subaylarımız memuriyete yakışmayan işkenceleri maalesef yapmışlar diyerek bu söylentileri bir anlamda doğruladı.
Ama neye yarar bu doğrulama bilmiyorum.Hep bunu yaparlar zaten.
Bizim haberimiz yok bu işlerden gibisinden üç maymunu oynarlar, görmedim duymadım bilmiyorum derler...
***
Amerikan Emperyalizminin en önemli görünmeyen gücü CİA Teşkilatıdır.
Bugün sayıları yüzbinlerle ifade edilen personeliyle CİA nın kolları dünyanın en ücra yerine kadar haberalma ve casusluk faaliyetini yapma gücünü Amerikan Emperyalizmine sağlamaktadır.
Milyarlarca dolarlık ödeneği sınırsızca kullanan CİA ya ayrıca diğer bakanlıklardan da gizli ödenekler her zaman gizlice sağlanır.
İkinci Dünya Savaşı öncesinde İngiliz Haberalma Teşkilatından yardım alan CİA sonradan İngilterenin gücünü kaybetmesiyle onun yerine geçmiş ve dünyanın en büyük gizli servisi haline gelmiştir.
1947 de Başkan Truman’ın imzasıyla ABD de Ulusal Güvenlik Konseyi NSC ve haberalma teşkilatı CİA kurulmuştur...
Ulusal Güvenlik konseyi adındanda anlaşıldığı gibi Ulusal Güvenlikten sorumludur.
Bu Konseyin üç parçası vardır dersek,birincisi,Ulusal güvenlik planlama heyeti,bu planlamayı yapar.
İkincisi,Ulusal haberalma Heyeti bunun başkanı CİA başkanıdır.
Üyeleri ordunun en üst kademe komutanlarıdır.FBI başkanıda toplantılarda bilgi verir.Üçüncüsü Uluslararası operasyonları Koordine Heyetidir.
CİAbaşkanı,dış işleri bakanlığı müsteşarı veSavunma bakan yardımcısının olduğu bu heyet yüzlerce birimden oluşur.Bu üçüncü heyet CİAnın yapacağı operasyonları tertipler,planlar ve onay verir,yürütülmesini operasyonel birimler yapar.
***
CİA ...
Merkezi İstihbarat Teşkilatı (CİA) 1947 yılında Başkan Harry S. Truman tarafından imzalanan Ulusal Güvenlik Yasası’yla yürürlüğe girmiştir. Bu yasa Birleşik Devletler istihbarat cemiyetinin başı olarak görev yapan Merkezi İstihbarat Başkanlığı’nı (DCI) da oluşturmuştur. DCI ABD Başkan’ına ulusal güvenlikle ilgili istihbarat konularında baş danısmanlık yapmakla birlikte CİA’nin başı olarak görev yapar.
2004 İstihbarat Reformu ve Terörü Engelleme Yasası, Ulusal Güvenlik Yasasında değişiklikler yaparak Ulusal İstihbarat Başkanlığı birimini oluşturmuştur. Ulusal İstihbarat Başkanı, CİA Başkanından ayrı bir birim olarak DCI’ın önceden yapmakla yükümlü olduğu bazı görevleri üslenmiştir.
CİA’nin başkanı CİA’nin başi olarak görev yapar ve Ulusal İstihbarat Başkanı’na karşı yükümlülükleri vardır. CİA Başkanı’nın sorumlulukları şunlardan iberettir:
*İnsan ve diğer uygun kaynaklar vasıtasıyla polis, celp, kolluk kuvvetleri gibi görev ve sorumlulukları olmaksızın istihbarat toplamak.
*Ulusal güvenlik alanında istihbarat toplayıp değerlendirmek ve bu istihbaratı ilgili birimlere iletmek.
*İnsan kaynakları vasıtasıyla, ABD sınırları dışında ulusal istihbarat toplamak ve bu istihbaratı yönlendirip diğer yetkili Amerikan istihbarat birimleriyle kordine etmek; bu kaynakları en etkili bir biçimde ABD’nin karşılaştığı riski en düşük seviyeye indirmek ve bunları, bu tür istihbaratı toplama yetkisi olan diğer ABD istihbarat birimleriyle işbirliği içerisinde gerçekleştirmek.
*ABD Başkanı ya da Ulusal Güvenlik Başkanı talimatlarıyla verilen ulusal güvenliği etkileyen istihbaratla ilgili görevleri yerine getirmek.CİA’nin görevi yukarıda açıklanan sorumlulukları yerine getirmekte CİA Başkanına yardımcı olmaktır.
Misyonunu başarmak için CİA istihbarat amaçlı yüksek teknolojiden, araştırma ve gelişimlerden faydalanır.
Ayrı bir teşkilat olarak, cevaplanması gereken konularda, CİA bağımsız bir analiz kaynağı olarak görev yapar. İstihbarat Cemiyetinin diğer birimleriyle yakın işbirliği içerisinde gerek Washington’da kararları veren devlet yetkililerinin, gerekse savaş alanında görev yapan komutanların en iyi istihbaratı edinmelerini sağlar.
Değişen küresel hakikatler ulusal güvenlik gündemini de değişime uğrattığı için, CİA bunlara cevap verebilmek amacıyla aşağıdaki önlemleri almıştır:
Silahlanmayı Engelleme (Non-proliferation), Terörle Mücadele, Kontre İstihbarat, Uluslararası Organize Suçlar ve Uyuşturucu Kaçakçılığı, Çevre ve Silah Kontrolü istihbarat masaları gibi çok alanlı konularda görev yapan birimler oluşturmuştur.
İstihbarat toplayan muhtelif bölümlerlerle tüm kaynakları içeren analiz raporlar arasındaki ilişkiyi güçlendirmiştir.
İstihbarat Cemiyetinin analiz raporları geliştirme çabasında faal bir rol almış ve ulusal güvenliği etkileyen tüm konularda tüm kaynak analizlerden faydalanarak raporlar üretmeye başlamıştır.
Teknolojik bilgi toplama, araştırma ve gelişim konularında diğer istihbarat kurumlarıyla ortaklık yaparak imgeleme analizi (imagery), açık kaynaklardan bilgi toplayarak İstihbarat Cemiyetinin etkinliğine katkıda bulunmaktadır.
İstihbarat toplama konusuna yaklaşımını ortama göre değiştiren tutumuyla CİA, temel istihbarat tüketicilerine gereken desteği gösterip, onlara soğuk savaş sonrası sorunlarına çözüm getirebilmeleri için gereken yardımı verebilir.
***
CİA yeni akıllı telefonlar üzerinden ve bilgisayarlarla hemen hemen her elektronik aletlerden çcasusluk yapabilmek üzerinde çalışmalar yapmaktadır.Bir çok yazılım proğramı üzerinden kşilerin bilgisayarındaki ve telefonundaki bilgi resim ve projelerden haberdar olabilmektedirler.
Team driver adındaki proğramla bilgisayar ve telefonlar uzaktan ABD ve Batıdan kolayca takip ve kontrol edilmektedir.Düşünebiliyor musunuz.Sizn nerede olduğunuz kimlerle neler konuştuğunuz ve resimleriniz an be an kayıt altına alınabilmekte,yabancı servisler tarafınfdan aldığınız nefes bile hissedilmektedir.
Bir çok insanın bugün dünyanın her tarafında kullandığı telefonlardaki uygulamalardan SİGNAL,TELEGRAM ve WHATS,APP ın tamamen güvensiz olduğu belirtilmektedir.Cihazlara göre şifrelenmiş bu haberleşme proğramları güvenlik açısından telike arzetmekte bilgiler bu proğramın servis edenleri tarafından açılıp okunmaktadır.
Bugün her evde var olan akıllı smart televizyonlar WHEPİNG ANGEL (ağlayan melek)denilen proğram ve yazılımla kapalı olsalar bile içerdeki görüntü ve konuşmaları uzaktan uydu vasıtasıyla karşıdakilere akratmaktadırlar.Bu nedenle TSK akıllı tv.lerin garnizona girmelerine yasak koymuştur.CİA içinde GÖMÜLÜ AYGITLAR ŞUBESİ’ nde buna benzer casus yazılımlar üzerinde yıllardır çalışılmaktadır.
CİA nın araçları helikopter ve uçakları uzaktan hacklediği artık herkesin bildiği uygulamalardan biri..Cumhurbaşkanımızın aracının kapısının kilitlenmesinde ve düşen uçaklarda bunun kullanıldığı aşikardır.Teknolojiyi gram gram dünyaya veren Batı ve ABD mutlaka kendi amaçları doğrultusunda açıp kapama düğmesi de eklediği cihazlara uzaktan kumanda etmektedir.Bu yolla faili meçhul suikastler gerçekleştirilmektedir.
CİA ve ABD derin Devleti teknoloji üreten firmalara bu cihazların açık veren uygulamalarını kullanıcılara iletmemesi konusunda ağır yaptırımlar ve baskılar yapmakta bu nedenle bu üreticiler cihazların tamiri konusunda arge çalışması yapamamaktadırlar.
***
CIA Operasyonları ve Türkiye Suriye Hattı! / Banu AVAR Hanımefendinin bir yazısı...
’Yıllardır dünyanın dört bir yanında kan döktüler… Kiralık katiller tetikçiler yetiştirdiler… ‘Schools of America’ adıyla katil okulları açtılar. Bu okullardan mezun olan katiller, yıllarca Güney Amerika’yı kana boğdu.
Diktatörler yetiştirip ülkelerin başına getirdiler!
Soğuk savaş döneminde milyonlarca kişi CIA operasyonları sonucu hayatını kaybetti.
İran’ın başına Şahı, Irak’ın başına Saddam’ı Mısır’ın başına Mübarek’i bela ettiler… Arap Baharı sürecinde hepsini yine kendileri ‘temizlediler’!
2. Dünya Savaşı sonrası Nazi savaş suçlularını Amerika’ya kaçırıp, Sovyetlere karşı kullandılar. Richard Gehlen bunların arasında en bilinen isimdir. Gehlen örgütü CIA’nin tohumunu attı. Ana fikri, ‘önleyici vuruş’ yaparak ülkeleri ele geçirmekti…
1953’de İran’da, seçilmiş lider Musaddık, petrolü millileştirince CIA operasyonuyla devrildi ve Şah yerine geçirildi… CIA ve Şah’ın istihbarat örgütü SAVAK, yıllarca baskı terör işkenceyle İran’ı yönetti!
1954’de Guatemala’da CIA, Arbenz’i devirdi.. Arbenz, Rockefeller’in meyva şirketlerini millileştirecekti. Arbenz’den sonra iktidara geçen bir dizi CIA diktatörü, 40 yıl içinde 100 bin Guatemalalıyı yok etti!
1954- 1958 arası Kuzey Vietnam’da CIA ajanı Edward Lansdale hükümeti devirmek için her türlü katliama imza attı. Vietnam’a ABD müdahalesi için gerekli zemini hazırladı.
1957’de Laos’da, CIA 16 yıl boyunca her yıl bir darbe gerçekleştirdi. Gizli bir CIA ordusu bir dizi katliam yaptı. Yine de Laos’daki milli güçlerle başa çıkamayınca Laos’u bombaladı… Laos’a atılan bombalar, 2. Dünya savasında kullanılanlardan fazlaydı. Laos halkının dörtte biri mülteci oldu.
1959’da Haiti’de 1961’de Küba’da, Ekvador’da, Kongo’da demokratik seçimle başa geçen liderler katledildi; darbeler yapıldı, bu ülkeler kana boyandı.
1965’de Endonezya’da seçimle gelen Sukarno bir CIA darbesiyle devrildi.. Yerine geçen CIA diktatörü, 1 milyona yakın sivili ‘komünist’ suçlamasıyla katletti.
1967’de Yunanistan’da seçimlerden 2 gün önce bir CIA darbesi gerçekleşti. Papandreu seçimlerin favorisiydi, darbe sonucu cunta iktidara oturdu, geniş çaplı bir katliam başladı…
Bir Yunan büyükelçisi, başkan Johnson’un Kıbrıs planlarını eleştirince aldığı yanıt tarihe geçti:
‘Senin Anayasandan da Parlamentondan da başlarım ha!’Orijinali şöyleydi: ‘Fuck your parliament and your constitution!’
CIA aynı yıl Vietnam’da 20 bin Viet Kong’luyu katletti.. 1971 Kongre raporlarında bu sayı açıklandı.
1971’de Türkiye darbeyle sallandı… Gençler, aydınlar siyasiler asıldı, yok edildi, CIA ‘temizliği’ yapıldı ve tüm topluma korku saçıldı!..
1973’de CIA Salvador Allende’yi devirdi. Latin Amerika’nın seçimle gelen ilk lideriydi. Tüm Amerikan şirketlerini millileştirmişti. Yerine CIA General Pinochet’i oturttu. Ülkede aydınlar stadyumlara doldurulup yok edildi…
1980’de El Salvador’da CIA eliyle iç savaş çıkarıldı… Hristiyan lider Oscar Romero suikaste uğradı… El Mazote’de 1000 kadın, çocuk, yaşlı katledildi. 1992’ye kadar 63 bin Salvadorlu öldürülecekti.
1980’de Kenan Evren bir CIA darbesiyle başa geçirildi. ABD ‘bizim çocuklar işi bitirdi!’ dedi. Türkiye bir kez daha karanlıklardan karanlık beğendi!
1991’de Irak CIA manevrasıyla Kuveyte’ girdi.. Kuveyt’i ABD ‘kurtardı’. CIA’nin has adamı Saddam 1980’de İran’a girerken arkasında CIA vardı.. 2003’de ise arkasındakiler yokoldu..’İş’i bitmişti.
1991’deki Körfez savaşı, İncirlik’e Çekiç Güc’ün yerleşmesiyle sonuçlandı! İsrail istihbaratı CIA ve maşaları PKK, Barzani ve ilintili ‘iş’ adamları ve siyasiler bir dizi katliama imza attı…
Çekiç güç’e karşı çıkan asker sivil aydın birçok kişi faili meçhul cinayetlerle yok edildi…
Güneydoğu da Jandarma Bölge Asayiş komutanları: Hulusi Sayın, İbrahim Selen Çekiç Güc’e karşı çıkan iki korgeneral , ikisi de öldürüldü. Eşref Bitlis öldürüldü!Cem Ersever ve Mustafa Deniz ve Tuğgeneral Bahtiyar Aydın öldürüldüler. Ortak özellikleri Çekiç Güç’e karşı olmalarıydı…
TÜRKİYE-SURİYE HATTINDA CİA FAALİYETLERİ..
CIA -NATO operasyonları dünyanın birçok yerini kana bulamaya devam ediyor..
Afganistan, Libya, Mısır, Lübnan, Suriye ve Türkiye, CIA’nin en kalabalık kadroyla konuşlandığı ülkeler.
Suriye sınırında olan biten ve Türkiye’de artan kan operasyonları CIA imzalı!
Suriye’de kanlı olayların CIA tarafından tetiklenmesi akabinde Suriye sınırına bir Çadırkent kuruldu..
Ardından CIA tetikçileri El Kaide ve küresel kiralık katiller işe koyuldu… Mülteci akını başladı… İktidar ve Davutoğlu, süreç içinde basına iştahla artan mülteci sayılarını yansıttı.. 3000’di, 10.000 oldu derken 20.000, 30.000 vs..(Şu anda 1 milyonu aşan Suriyeli mülteci Türkiyede..)
Gelenlerin çoğu ABD beslemesi küresel terör örgütlerinin, ‘Hür’ Suriye Ordusu’ adı altına topladığı kiralık katillerdi. Gece katliam yapıp, gündüz haraç kestiler… Türkiye tarafında çadır kampların bulunduğu illeri de işgal ettiler.
Aralarına sınır köylerindeki vahşetten kaçan çocuk ve kadınlar ve bolca istihbarat elemanı ve CIA tetikçisi katıldı…
Birleşmiş Milletler ve CIA stratejisinde, Mülteci kampları özel bir yer tutar… Bu kamplar, iki ülke arasındaki sınırları belirsizleştirir. Uluslararası terör şebekelerinin, tetikçilerin istihbaratçıların ve barış gücü askerlerinin bölgeye yerleşmesini sağlar.
Mülteci kampları; kurulduğu ülke topraklarının yumuşak işgali için zemin hazırlar. Suikastler, bombalı eylemler, katliamlar hız kazanır. Tampon bölgeler de facto kurulur… Silah ve mühimmat akışı sağlanır!..
Hedef ülke terörün kucağında debelenirken, bir sonraki hedef olan komşu ülkenin de en hassas bölgelerine sızılır.
Davutoğlu ‘şimdi 70 bin olan mülteci sayısı 100 bine çıktığında Suriye’de BM gözetiminde güvenli bir bölge oluşturulması gerektiğini’ söylüyor. Der Spiegel dergisi; bu talebin Suriye’ye “askeri müdahale” için ilk adım olacağını yazıyor… Bu aynı zamanda Türkiye’ye müdahaledir!
Mülteci krizi olan bölgelerin hepsi, Afganistan, Pakistan sınırı, İran, Irak sınırı, Güney Amerika ülkelerinde delinmiş sınırlar, Kafkasya’daki sınırlar hepsi CIA operasyonu içindedirler… Ve sınırın her iki tarafını hedeflerler!
Şablon :
1) Terör saldırıları yapmak!2) Mülteci akını yaratmak!3) Tampon bölge oluşturmak!4) Dış müdahaleyi başlatmaktır!..
Ama bu sefer ‘ uluslararası toplum’ zordadır… ‘Uluslararası katliam çeteleri’ ABD derin devleti, CIA ve NATO itleri bu sefer başaramayacaklardır…
Türk milleti ve İran, Suriye, Lübnan, Irak, Rusya Çin ve Avrasya’nın diğer devletleri önlerinde engeldir…
İşte o nedenle CIA tetikçileri eski usül kana boyama operasyonlarıyla son kurşunlarını atıyorlar! Zincirleme terör modeli kullanıyorlar…
Bu topraklar bu kanı yerde bırakmayacaktır! Batan imparatorluklarıyla beraber terör yuvası büyükelçilikleri, tetikçileri ve ajanları, kullandıkları maşalarıyla beraber bu topraklara gömüleceklerdir!
Dipçe: (CIA katliamları konusundaki yazısından yararlandığımız Amerikalı gazeteci Steve Kangas 1999’da 38 yaşında öldürülmüş ve ölümü intihar olarak kayıtlara geçmiştir!)’
Banu AVAR, 21 Ağustos 2012
***
NETİCE OLARAK..
Dünyada yıllardır İstihbarat savaşları yaşanmaktadır.Kimin istihbaratı güçlüyse o dünyada söz sahibi olmakta ve enerji sahalarına,yerüstü ve yeraltı kaynaklarını kullanmada tek belirleyici güç durumuna geçmektedir.
Osmanlı İmparatorluğunun dünyada tek egemen devlet olduğu yıllarda her bakımdan dünyanın teknik,ulaşım,istihbarat ve askeri bakımdan süper gücüydü.Osmanlının yıkılmasındaki etkenlerden biride gelişen askeri ve fenni teknolojileri alıp kullanmaktaki ihmalleri olmuştur dersek hata etmiş olmayız herhalde.Dünya aya giderken biz eski demode silah ve araçlarla Ülkemizin içinde bile bir yerden bir yere gidemeyiz .
Dünya Sultan Abduhamid Hanın zamanındaki dünyada değildir.Kutuplaşmalar,bloklaşmalar olmuş ve yakın zamanda gördüğümüz gibi bir ülkeyi ambargolarla,silah,ilaç ,teknik ambargolarla dize getirip işgal etmenin Irak,Suriye,Libya da sayısız örneklerini görmüş bulunmaktayız.
Karşımızda dünyadaki en son teknolojiyi kullanan bu süper devletlerle ABD,,Rusya,İngiltere,Fransa,Almanya,Japonya ve Çinle başedebilmek gittikce zorlaşmaktadır.Dünyadaki borsalar,ekonomik kuruluşlar,askeri teknolojiler,enerji kaynakları bu süper beşli devletlerin aslan payını aldığı,dünyayı kendi lehlerine paylaştıkları,sömürge düzeninin devam ettiği herkesin malumudur.
Bu minvalde Türkiye Cumhuriyeti Devlet yetkililerinin ve tüm Türk Halkının MİT teşkilatımızın ,Emniyetimizin ve Askeriyemizin kuvvetlenmesi,Aselsan,Yerli tank,yerli balistik ve kıtalararası füzeler,Nükleer santralller,yerli uydularımız,yerli askeri mühimmatt ve yerli ilaç teknolojisi,askeri ekipman ve Lojistik destek Ünitelerinin yapımında elbirliği yapmaları,bu konuda teyakkuzda bulunmaları gerekir diye düşünmekteyim.
1974 Kıbrıs Barış Harekatında ABD ambargo uygulamış tek taraflı olarak Yunanistana verdiği silahları harpte kullandırmış ama Türk askerinin jetlerinin lastiğini vermemiştir.Yine aynı savaşta Nato da beraber olduğumuz için yanlışlıkla Türk gemisini bizim jetlerimiz düşman sanarak (Kocatepe Gemisi)Akdenizin derin sularına batırmıştır.
Aselsanın kuruluş sürecide bundan sonra başlamış,yerli teknoloji ile telsiz,telefon,kriptolu telefonlar ve uçakların göstergeleri geliştirilmiştir..İsraile yollayıp milyar dolara adaptasyon yaptırdığımız tank ve diğer gizli projeler zerinde çalışan üç mühendisimizin intihar süsü verilerek öldürülmelerinin elindeki dosya ve çantalarındaki projelerin alınmasınınve İsviçrede üzerinde uluslararası bilim abamları içerisine alınmış,dünyanın ilk kuruluşu Bing Bangi araştıran bilim insanlarımızın İspartada Atlas Air uçağının sisli bir havada dağa çakılmaları da tesadüfi değil diye düşünenlerdenim..
***
Cumhuriyetin ilk yıllarında yerli askeri uçak üzerinde Etimesgutta çalışılmış ama yabancıların daha ucuza veririz taahhüdüne inanan Devlet adamlarımızın kararlarıyla bu çalışmalar yarıda bırakılmıştır.
Sivaslı işadamı Nuri Demirağ İstanbulda Yeşilköyde Gök Okulu diye pilot okulu açmış,yüzlerce pilot yetiştirmiş,Erdal ve Ömer İnönülerde pilot diploması almışlar,yüzlerce küçük yolcu uçağı yapmayı hedefleyen Anadoluda SEKA ve demiryolu ihaleleri alıp ,başarılar kazanan bu girişimci vatandaşımız maalesef Devletin gadrine uğramış,yaptığı uçaklar teslim alınmayınca THK kurumu tarafından iflasa sürüklenmiştir.Bu vatandaşımız NU-DO ismini yazdırdığı uçakları dünya ülkelerine pazalamak üzereydi o sıralarda...
Bir ülkede vatanını sevenler olduğu kadar,vatanını dışarıya pazarlayanlar,sömürüye çanak tutanlarda olacaktır elbette.Yakın tarihimiz bunun sayısız misalleriyle doludur.Tarih ibret alınsaydı,ders alınsaydı tekerrür etmez derler,çok doğrudur.
Yerli arabayı tartışıyoruz hala,hızlı trenler yeni yeni kullanılmaya başlandı.Benim çocukluğumda Japonyada,Fransada 1974 lerde 250-300 km.hızla giden trenlerin,metro hatlarının olduğunu Bilim Teknik dergisinde okumuştum.
1920 lerde ABD de ultrason var,navigasyon 1940 larda kullanılıyor yanlış bilmiyorsam,1920 lerde dünyada televizyon var,sinema filimleri var hemde renkli bize televizyonun gelişi 1970 li yıllar bu kadar dünyanın gerisindeyiz anlaşılan...
Elbirliği ile ülkemizi kalkındırmak için çalışmalıyız başka bir yol yok.Süslü AVM ler,geniş görkemli binalar yapacağımıza askeri teknolojiye ağırlık vermeliyiz diye düşünüyorum..
Irakın,Suriyenin,Libyanın başına gelenlerin bize de olmaması için bu elzemdir.Gözümüzün yaşınada bakmaz bu kefere milleti,onca yıldır mallarını alıp paramızı verdiğimizede bakmazlar.
Alah cc.yardımcısı olsun bu asil Türk Milletinin..
20.11.2014//KIRIKKALE
HİDAYET DOĞAN OSMANOĞLU***
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.