- 688 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
TRAFİK KAZASINDAN GELEN BEBEK
Öğlen güneşinin kızgınlığının azalmaya başlamasına rağmen gerek ramazanın gerekse işlerin yoğunluğundan herkeste yorgunluk belirtileri başlamıştı.
Önce hastane polisinin telsizinden şehir merkezinde meydana gelen bir trafik kazasının anonsları geçmeye başladı. Kaza yakın bir noktadaydı ve yaralılar neredeyse hastaneye gelmek üzereydi. Hastane polisi bir taraftan telsiz konuşmalarını can kulağı ile dinlerken diğer taraftan da hastanenin acil servisinden içeri girerek doktorlara trafik kazasının olduğunu ve yaralıların hastaneye sevk edildiğinin haberini verdi.
Hastanedeki biraz önceki sakinlik yerini tatlı bir telaşa ve koşuşturmaya bırakmıştı. Hastane personeli birkaç dakika geçmeden yaralılar için hazırlanmışlardı bile. Çok geçmeden ilk ambulans geldi. Önce hastane bahçesini ambulansın siren sesi akabinde acı bir bebek sesi çınlatmaya başladı. Bebek sesi hastane bahçesinde bekleyenlerin kulaklarını patlata patlata hastane koridorlarında yankılanmaya başladı. Sedye üzerinde görülmeyecek derecede küçük 1-1,5 yaşlarında bir bebek koşuşturmalar arasında acil servisten içeriye alındı. Çocuğun adı dahil hiçbir bilgisi olmadığı gibi yanında hiçbir yakını da yoktu. Nasıl olacaktı ki. Yabancı bir şehirde yabancı bir araç ve o yabancı araçta üç yabancı şahıs. Baba, anne ve bu küçücük bebek. Anne baba henüz kaza yerindeydi ve getirilmemişti. Bu arada bir bayan doktor bu ufacık bebeği bir anne şefkati ile kucaklamış, sağa sola koşturuyordu. Bir röntgene, bir tomografiye bir travma odasına…
O’nu o halde görünce ülkemin insanları geldi aklıma. Ne garip bir ülkedeyiz veya dünyadayız ki. Kendi öz çocuklarını ağlıyor diye yada buna benzer sudan sebeplerle döve döven öldüren insanlarla aynı havanın solunduğu bir yerde; bu eli öpülesi doktorlarımıza ülkenin dört bir köşesinden hemen hemen her gün kendini bilmezler tarafından saldırıların olduğunu düşününce aynı anda ve tekbir nefeste içimde bir sevgi iki nefret uyandı.
Nefretler; sudan sebeplerle öz evlatlarını katleden anne ve babalar ile her gelen hastasına bir anne bir baba şefkati ile koşuşturan doktorlarımıza saldıran canilere. Yazıklar olsun sizlere.
Ve bu insanlarla aynı ortamda bulunup her gün karşı karşıya gelip de hiç etkilenmeden görevini layığı ile yapan doktorlarımız sizlere gönülden sevgi ve selamlar.
Ve o çocuk kazazedeyi hayata döndürmekte annesinden çok şefkat, bir sporcudan çok gayret sergileyen doktorum ellerinden öperim. Sana el kaldıranlara inat senin kurtardığın o küçük canları yakan insanlara inat gösterdiğin özveriden dolayı teşekkürler.
Ha birde cep telefonuma kızıyorum, senin hızına yetişip de bu anı ölümsüzleştiremediği için…
27 Temmuz 2013