DEĞERİNİ BİLMEMİZ GEREKEN 5 NİMET…
DEĞERİNİ BİLMEMİZ GEREKEN 5 NİMET…
Ey insanoğlu!Yolcusun bu dünyada.
Boğulma, doğru yüzmelisin deryada.
Bu dünyada değerini bileceklerin var.
Hayatında düzenli olmalıdır ayar…
İhtiyarlamadan önce gençliğin
Değerini bil, helal olsun yediğin.
Genç iken rahat yaparsın ibadetleri
Helal dairede uzanmalı elleri…
Hastalanmadan önce sıhhatin.
Değerini bil, zevk versin ibadetin.
Yemene-içmene dikkat et, spor yap.
Üzerimizden hastalıkları def et Yarap.
Fakir olmadan önce zenginliğin,
Değerini bil, zekatını ver malının.
Mal zenginliği geçer, gönül zenginliği kalır.
Gönül zengini olanlar çok dua alır.
Meşgul olmadan boş geçen zamanın,
Değerini bil, Dünya ahret ile geçsin anın
İnsanların değerini bilmediği boş vakittir.
Boş geçen her anın mesuliyeti sana aittir.
Ölmeden önce şu değerli hayatının
Değerini bil, iyilikle dolmalı yatın.
Böylece sorunsuz geçsin seyahatın.
Kafanızdaki kötü düşünceleri atın.
Dedik ya;Şu beş nimetin değerini bilin.
Bu dünyada ve ahrette kötülükleri silin.
Gençlik,sıhhat,zenginlik, boş vakit ve hayat.
Değerini bilirsen kazasız yaparsın seyahat.
Zaman ne çabuk geçiyor; Gençler yaşlanıyor,sağlıklı olanlar gün geliyor hastalanıyor,zengin olanlar fakir olabiliyor,parayla satın alamayacağımız zamanımız hızla değerlendiremeden geçiyor, bir bakıyorsunuz ki çaresi olmayan, davetsiz gelen misafir kapımızı çalıyor, bizleri bu dünyadan alıp götürüyor.
Yaşadığımız çağa “tüketim çağı” diyorlar. Yediklerimiz içtiklerimiz, giyip kuşandıklarımız, paramız imkanlarımız, hatta üstünde yaşadığımız kürre-i arz bile tüketmek kelimesiyle yan yana.
Oysa biz bütün bunları, sahip olduğumuz her şeyi nimet biliriz. Tüketmek ne kelime, işler hayır akıbet hayır olsun diye lütuf bilir değerlendiririz.Çağın adı ne olursa olsun alemlere rahmet olarak gönderilen Peygamberimizin mesajı taptaze.
O mesaj “beş nimet” diyor bize, “beş nimetin kıymetini bil.” Tüketmek yerine kıymet bilmek, kıymet bulmak için…Nimetin kıymetini en iyi kaybeden anlar. Gençliğin kıymetini ihtiyarlara, sıhhatin kıymetini hastalara, zenginliğin kıymetini yoksullara, boş zamanın kıymetini sorumluluklarına yetişemeyenlere sormak lazım. Böylece belki neyi tükettiğimizin farkına varabiliriz.
Allah Tealâ’nın kulları üzerindeki nimetleri sayılamayacak kadar çoktur. “Allah’ın nimetini sayacak olsanız sayıp bitiremezsiniz.” (İbrahim, 34) ayeti bu hakikati bildirir. Ancak bu nimetler içerisinde beş tanesi insan için büyük öneme sahiptir. O yüzden hadis-i şerifte bu beş nimetin ganimet bilinmesi tavsiye edilerek şöyle buyrulmuştur:
“Beş şey gelmeden evvel beş şeyi ganimet bil:
• İhtiyarlık gelmeden gençliğini,
• Hastalık gelmeden sıhhatini,
• Fakirlik gelmeden zenginliğini,
• Meşguliyet gelmeden boş vaktini,
• Ecel gelmeden hayatını…” (Hakim, Müstedrek, 7846)
“Her türlü lütuf, iyilik, ihsan” demek olan nimet, kulun önüne Rabbi tarafından cömertçe serilen ilâhi sofranın adıdır. Bunun karşılığında kuldan istenen şey, kendisine verilen nimeti yad edip (Mâide, 11), gerçek sahibine karşı şükür borcunu yerine getirmesi (Nahl, 14) ve onlarla Rabbine yaklaşmaya yol aramasıdır.
Nimet bu yönüyle, verileni görmek, verene şükretmek, vermedi diye üzülmemektir.
Dünyadaki hiçbir nimet kalıcı değildir, bir gün elden çıkar gider. İhtiyarlık gençliğin, hastalık sıhhatin, fakirlik zenginliğin, meşguliyet boş vaktin ve nihayet ölüm hayatın sonudur.
Bu nimetlerden bazıları her ne kadar geçici olarak geri alınıp tekrar verilseler de, bazıları bir daha verilmemek üzere geri alınırlar. O bakımdan Sevgili Peygamberimiz s.a.v., bu beş nimetin eldeyken ganimet bilinmesini istemektedir bizden.Bizler de Allah’Tealanın verdiği tüm nimetlerin şükrünü gereği gibi yapmalı,Peygamber efendimizin bu hadisini bir daha düşünüp bu 5 nimet elden gitmeden değerini bilmeli şükrünü hakkı ile eda etmeliyiz.Ne mutlu bu nimetlerin kadrini bilenlere ne mutlu bu nimetlere şükredenlere…
Hasan KAYA
Eğitimci-Şair-Yazar
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.