- 1974 Okunma
- 37 Yorum
- 9 Beğeni
HOCA KIZI
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
Staj gördüğümden izin alamamıştım o gün. Analığım, “Git ananda kalırsın.” demiş, babacığım o koyu kahve gözlerini yere dikerek susmuştu. “Her zaman yaptığı şey.” diye düşünmüş, kahretmiştim yine.
-Kapı kilitli, dışarıda kaldım anne!
-Çilingir bul, kapıyı açtırt…
Uzun bir sessizlik... Bir karabulut sarıyor gökyüzünü; oysa aylardan ağustos. Cehennem sıcağı bir öğlen... Ağustos ayında, buz gibi bir esintide kalıyor çocuk kalbim.
Eve geçerken, her akşam kahvenin önünden geçmek zorundaydım. Mahallenin bıçkın delikanlısı Yavuz, her akşam “Hoca kızı” diye ardımdan bağırırdı. Şimdi gülümsüyorum; ama o zaman, “Babam bunu duyarsa halim nice olur?” diye düşünürdüm. Oysa bir gün işime yarayacakmış da ben bilememişim.
Kafam yerde, adımlarım hızlı, çilingirin olduğu istikamete yürürken; arkamdan gelen ayak seslerini duyduğumda, adımların daha da sıklaştı. Pürtelâş daldım içeri:
-Amca, kapıda kaldım; yardım eder misiniz?
Kapının açıldığını duymamıştım.
-Raco baba, hocanın kızıdır arkadaş. Mahallemizden yani… Anlarsın ya…
Arkamı döndüğümde şaşırmadım; zira sesinden tanımıştım. Bıçkın lakaplı Yavuz…
-Sen kim oluyorsun da benim yerime konuşuyorsun?
-Eyvallah! Bugünkü fırçamı da yedim sultanım…
Birden yanaklarımın al al olduğunu hissettim. Bana gülümseyince öfkem bir kat daha arttı. Ayaklarımı hızla yere vurdum. Yol göstermek için çilingirle beraber çıktım dışarı. Peşimdeydi, biliyordum.
İki gün sonra o müdahalenin nedenini anlayacak ve yüzüne söylemesem de, artık ona kızmama kararı alacaktım.
Kapı çilingirin ellerinde açıldı ve içeri girdim. Analığım çok pis bir kadındı. Önce “Oh!” dedim; madem yoktu sabah ezanına kadar evin tüm işlerini yapmalıydım. Çamaşırları merdaneli makineye attım. Bir sağa, bir sola şanzımanlı diye reklamları bile vardı.
Tüller yıkandı; çocuk aklı ya camlar silindi, asıldı. Eve temizlik kokusu sinmişti. Hatta lekesi çıkmayanları çöpe atmıştım.
Zamanla, bunları yapmamın nedenini düşündüm. Asıl neden bu değildi. İçimin acısını unutmaktı gayem. Başarılı olmuş muydum? Hayır!
Hayatımın en büyük hatası Zehra idi belki de… Mühendis olan komşumuzun çocuklarına bakan yabancı uyruklu bir kadındı Zehra. Kardeşim dediği Uğur’la kalırdı. Adam yurtdışına, şehir dışına gittiğinde çocuklara bakardı. Güya… Güya diyorum çünkü eve gelenlerin, çıkanların haddi hesabı yoktu. Meğer hem çocuklarına baktığı adamla yaşıyormuş, hem kardeşim dediğiyle, hem de eve giren çıkan sayısız erkekle…
Benim hatam nerde mi? “Akşam sinemaya gideceğiz, hadi sen çocukla kal.” dediğinde kalmam hataymış. Daha büyük hatalardan ise beni Bıçkın kurtardı.
Babamlar bir ay gelmedi. Neler mi oldu bir ay içinde? Yenimahalle’nin en canlı yerinde oturuyordum. Komşu kızlarıyla yürüyorduk sık sık. Kanımız kaynıyordu. Babamın tüm yasakladıklarını yapabiliyordum. Mini etek bile almıştım. Akşamları giyiyor, makyaj yapıyor, çekirdekle dondurma yiyorduk Fatoş ve Mehtap’la. “Ne kadar eğlenceliymiş” diyordum. Babam niye bana bunları yasaklıyorsa…
Tam kapıdan çıktım, Zehra seslendi.
-Hadi sen de gel!
-Nereye?
-Sorma, yürü!
Bıçkın geldi o an…
-Aloooo hocaaaaaa!
-Hayırdır Bıçkın?
-Senin çilingirle ne işin var?
Arabanın içine bir baktım…
-Aaaaaa!
Bir adım geriledim. Zehra’nın elimden tuttuğunu, “Karışma kıza serseri!” diye çığlığını duydum. Korkmuştum. “Komşular duyar, susun, babama derler” diye ağlamaklı oldum.
Bıçkın, “Yürü o......” dedi onlara. O lafın üzerine arabaya binip uzaklaştılar. Yaprak gibi titriyordum. Ne olduğunu anlamamıştım.
-Bıçkın?
-Sus ve Yunus Emre Parkı’na yürü, arkandayım.
Ayaklarım birbirine dolaşıyordu. Ne oluyordu? O adam neden arabadaydı? Zehra abla neden ısrar etmiş ve neden o kötü lafa bir şey demeden binip gitmişti?
-Gel Elma Şekeri, otur yanıma.
Yanaklarım kızarmıştı yine...
-Ya sen kimsin...
Eliyle dudağımı kapattı.
-Ben, şu an senin geleceğini kararmaktan kurtaran mahallenin abisiyim...
Zehra’nın gerçeklerini anlattı. Ve çilingirin niyetini…
-Teşekkür ederim.
-Hocaaaa sus! Mahallenin namususun; kafanı kimseye kaldırıp bakmadın. Hoca yok ve sen o yokken bile onun kızısın. Bakma başkalarına. Seni Allah boyamış, sil şu yüzündekileri.
Mendil çıkarttı. Gözyaşlarımın ısladığı mendille yüzümü sildim. Elini öpecektim; ama izin vermedi. Yine ben önde, O arkada yürüdük. Eve girip ışığı yakana kadar bekledi.
Artık akşamları bana “Hocaaaaaaaaaa” diye bağırmasına kızmıyor, kafamı kaldırıp gülümsüyordum. Ve bir gün, elinden hiç eksik olmadığını gördüğüm tespih geldi aklıma. Gümüş bir tespih aldım. Kahvecinin çırağını çağırıp ona vermesini söyleyerek eve hızla girdim.
Ertesi gün… O tespih elinde…
-Eyvallah Hoca…
SEVDALİNKO
(MAZİ İÇİMDE BİR YARADIR)
YORUMLAR
''EYVALLAH HOCA''
ne güzeldir demi tam düşecekken birinin yüreğinizden tutması,kol kanat germesi,ardınızı kayıtsızca dönebilmek,abi,arkadaş,dost,can olabilmek...
her şeyin çıkar,iyinin saf,safın mal addedildiği günümüzde...
içim burkuldu okurken,yaşadım sanki...daha önceeden yaptığım fedakarlıklar,bana yapılanlar geldi aklıma,
hayat nedir ki zaten;
BİR VERDİĞİN BİRDE ALDIĞIN DEĞİLMİDİR,KARŞILIK BEKLEMEDEN...
Bana gençligimi mahallenin kızları için başka mahalleden gelen gençlerle kavgalarımı anımsattı
Bıçkın yavuz degildim ama ağır abi bilinir mahallemizin kızlarını bacı bilir bir başkasının onlara laf atmasına tahamül edemez bıçaklar konuşurdu hikayenin her satırı bir nasihat bir ibret resmi idi adeta begeni ve taktirlerimi bırakıyorum kalemin güzellikleri yazsın temmennisiyle mutlu kal
Sürükleyici, çok iyi düşünülmüş ve işenmiş bir anı yazısıydı Sevda Hanım...
Artık yazılarınızı da takip etmek gerekiyor bu yazınızdan ben bu sonucu çıkardım, emeklerinize sağlık, gerçekten harika bir dille kaleme alınmış.
Tesadüflerle yaşıyoruz bazen dedim içimden...
Tebriklerim, selâm ve saygılarımla...
Ertesi gün… O tespih elinde…
-Eyvallah Hoca…
Bunun devamı gelecek mi can...İnşallah gelir...
Çok sürükleyiciydi, iyi ki roman değilmiş dedim yoksa ben herhalde bitene kadar nefes almadan soluksuz okumaya devam ederdim aç susuz :) harikaydı...
Gönülden tebriklerimle...Sevgimle...
Kimsesizlik..Hele de anneden kimsesizlik..İçim sızladı..Anne üvey olunca baba bin kafir olur derler bizde.. Allahım ytüzüne gülmüş gül kokulu kalbinin hatrına karşına o bıçkını çıkarmış..Hayat bazen o kadar acımasız olabiliyor ki..Üzülmemek elde değil..Ama şu da bir gerçek ki bu acılar seni ayaklarının üzerinde durabilen bir kadın yapmış.Canımsın.....
Anı yazılarının tükenişe hızla koştuğu günümüz edebiyat dünyasında bu yazının önemi büyüktür. Nedendir bilinmez; artık bol imgeli, anlaşılmaz yazılar moda oldu. Şiire çok yakışan imgeler, yazıları anlaşılmaz hallere soktu. Oysa yazılardaki baş hedef bence, yazdıklarımızın en ücra yerlerde bile anlaşılarak, okurlara faydalı olması düşüncesinin hakimiyeti olmalıydı.
Tüm bunları düşündüğümüzde örnek bir yazı olarak nitelendiriyorum bu güzel yazıyı.
Anılar her zaman ufkun ilacıdır. Geleceğin yolunu gösterir verdiği derslerle. Bir genç kızın saniyelerle kurtuluşunun, eski mahalle tiplemelerinin, "Bizim mahalle" kavramının, mahalle kardeşliklerinin ve mahalleliye saygının geçmişteki özelliklerinin yanında, önemini de vurgulayarak beni de eskilere götürdünüz.
Yürekten tebriklerim hem seçkiye, hem kaleminize...
Nicelerine...
Selamlar...
eskiden mahallenin abileri vardı namusu koruyan, ablaları vardı çekip çeviren, dedeleri vardı yüzü suyu hürmetine belalardan korunduğumuz, delileri vardı (ki aslında en akıllılarımızdı) Allah'la arasında kimse olmayan keramet sahibi... ne mi oldu ? evlerimizi uzaklaştırdık, kapılarımızı kapadık, abilerimizin ahlakını bozduk, ablalarımızı küstürdük, dedeleri huzurevine, delileri hastaneye kapattık. evet şimdi daha mutluyuz!!!
elinize sağlık bu güzel yazı için. ara sıra tekrar okunması gereken bir yazı.
Anılara hüzünde bulaşsa o yıllarda ne güzeldik be Sevdam.Hayat toz pembeydi.Okurken gençlik yıllarımı anımsadım ve istemsiz bir ahh çektim.Herşeye rağmen o yüreğindeki tertemiz çocuğu yaşat olurmu.Tebessümler yeşersin o çocuğun yüreğinde.
Yüreğine, emeğine sağlık Hoca kızı.Tebriklerimle.
Sevgilerimle.
Çöoukluğumuzun geçtiği mahallelerde mahallelerin bıçkın namuslu delikanlıları
vardı mahallemizin kızı denirdi şimdiyse kent yaşamında insanlar apartman
komşusunu tanımıyor nedir hırlımıdır hırsızmıdır korkunç bir koşturma kaos
geçmişe güzel bir yolculuk oldu
....
..............Sevdam kalemini yüreğini öpüyorum can arkadaşım
başarılaarının daim olmasını temenni ediyorum sevgilerimle
....
kaybolan yılların arkası ,yaşanmışlıkların en güzel noktası ...
zaman her şeyi değiştiriyor aynı zamanda aynı yerde aynı rüzgarla karşılaşılmayacağının gerçeğini hepimiz biliyoruz tıpkı daha önce gittiğimiz nehirde aynı suyla ikinci bir defa yıkanılmayacağı gerçeği gibi... yoldan geçerken selam verirken bitiremediğimiz ve yolun sonuna nasıl geldiğimizi hatırlamadığımız zamanlarımız oldu oysa şimdi selamımızı alacak insan kalmadı.. teşekkürler ...
Seçki kuruluna teşekkürler...
bu güzel eseri güne gelmesi ne hoş, çünkü hoş bir yazı....
ablamın kızınında böle güzel eserler yazması sevindirici
ikinci kez tebrikler çokça
yakışmış kırmızı kurdela :)
ikinci kez selamlar uçurdum kankişimize .. uzaklardan...
direnis tarafından 8/16/2013 12:14:29 AM zamanında düzenlenmiştir.