- 808 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
DUVARLARIN BÖLEMEDİĞİ AŞK 5. BÖLÜM
5. Bölüm
Aradan bir hafta geçmişti. Atabek Holding yılsonu değerlendirmesi yaptığı bir basın toplantısı yapıyordu. Toplantı Hilton Otel’in balo salonunda yapılıyordu. Yaşam’ın da toplantıdan haberi vardı. Muhammed birkaç üst yöneticisiyle sahnede masa da oturuyordu. Gazeteciler yavaş yavaş yerlerini alıyor kameralar ayarlanıyordu. Bu sırada Yaşam’da salona girdi. Muhammed’le gözgöze geldiler Muhammed başıyla selam verdi. Yaşam gülümsedi. Sessizce üçüncü sırdaki sandalyeye oturdu. Muhammed cebinden cep telefonunu çıkardı “yaşam Allah aşkına soru sorma” diye mesaj attı. Yaşam “tabiî ki soracağım ben gazeteciyim” diye cevap yazdı.
Basın Toplantısı başladı. Muhammed Yıllık ciro, ihracat rakamları, yapılan yatırımlar hakkında bilgi verdi. Yarım saatlik toplantıdan sonra sıra sorulara geldi. Birkaç gazeteciyle beraber Yaşam’da soru sormak için el kaldırdı. Muhammed diğer gazetecilere söz verdi. 10 dakika sonra soru soracak gazeteci kalmadı. Bir tek Yaşam’ın eli havadaydı. Muhammed Yaşam’a söz vermeye mecbur kaldı.
- Buyurun Yaşam Hanım
- Bir işveren olarak ve bir insan olarak açlık sınırının 934 lira yoksulluk sınırının 3250 lira olduğu bir ülkede asgari ücretin 800 lira olmasını ahlaki ve insancıl buluyor musunuz?
- Hayır bulmuyorum
- İşçi ücretlerini belirlerken hangi kriterleri kullanıyorsunuz?
- Peygamber efendimiz bu konuda şöyle buyurdu. “ bir işçinin ücretini belirlerken kendin o işte çalış ne kadar ücrete razı o0luyorsan işçine de o ücreti ver” biz bunu kıstas alıyoruz
- Peki şirketlerinizden gemdemir de yüksek ocaklarda çalışsaydınız ne kadar ücret talep ederdiniz.
- 3500 lira civarında
- bizim yaptığımız araştırmaya göre SGK bildirgelerinde işçi ücretleri 1800 lira civarında bu çelişki değil mi?
- Hayır değil
- Neden?
- Çünkü biz işçilerimize 650 Tl kira yardımı, çocuk başına 350 TL çocuk yardımı ve 250 TL yakacak yardımı yapıyoruz ayrıca her işçi için bireysel emeklilik sistemine kıdem tazminatı olarak ta 450 TL yatırıyoruz. Bunları topladığınızda yaklaşık 3500 TL ediyor.
- Peki neden sgk ya bu ücretleri bildir miyorsunuz?
- Çünkü emekli maaşlarında baraj var yani ne kadar prim öderseniz ödeyin 2250 TL den yüksek maaş alamazsınız. Bu yüzden bireysel emeklilik sistemine yatırıyoruz bu paraları işçilerimiz emekli olunca çift emekli olacak
- Ama devletin bu yaptığı haksızlık
- Şu an bu sorularınızla sgk ya eksik bildirdiğimiz kısmın her bir işçi için 3 ila 10 katı kadar sgk ya ceza ödeyeceğiz bu da yaklaşık 12 milyon lira tutuyor.
- Bence bu cezaya itiraz etmelisiniz
- İtiraz etmeyeceğiz
- Neden?
- Çünkü incelemeye gelecek Müfettiş benim liseden arkadaşım Teşekkür ederim toplantı bitmiştir.
Muhammed alelacele salondan çıktı. Ve teras katındaki restoranda gitti. Saat 10.30 olmuştu. restorant neredeyse kapanmak üzereydi.
Yaşam Muhammed’e telefon açıp nerede olduğunu sordu.Muhammed “teras katında restoran dayım” dedi. Yaşam “geliyorum” dedi. Asansöre binip teras katına çıktı. Muhammed cam kenarında bir masaya oturmuştu. Yaşam geldi ve karşısına oturdu. Bu sırada şef garson geldi . 50 yaşlarında bir adamdı. Muhammed’i tanıyordu.
Garson
- Efendim yemeklerimiz bitti
Muhammed
- Karnım çok aç
- Size ouf sience yapabiliriz
- Türkçesini söyle
- Sucuklu yumurtam yanına da içecek olarak meyve suyu verebiliriz
- Sucuklu yumurta olunca 5 lira ouf sience olunca 20 lira yap bakalım
Garson Yaşam’a dönerek
- Siz ne arzu ederdiniz
- Benim karnım tok sen şarap getir.
Muhammed Garsona
- Elma suyu getir
Yaşam
- Şarap
- Elma suyu,
- Şarap
- Elma suyu
Garson
- Efendim bir saniye nezaket kuralları icabı bayandan sipariş almam gerekiyor ne içersiniz hanımefendi.
- Şarap
- Peki tercih ettiğiniz bir marka varmı?
Muhammed
- 10 liralık şaraplardan getir çünkü şarabın parasını kendisi ödeyecek
Garson
- Efendim burası 5 yıldızlı bir restoran burada 10 liralık şarap bulunmaz en ucuz şarabımız 250 TL ayrıca çift olarak gelen müşterilerimizden bay müşterimizden hesabı alıyoruz. Hanımefendi ne içersiniz-
- Şarap
- Tercih ettiğiniz bir marka var mı?
- Sen ne tavsiye edersin
- 1968 Royal DeMaria
- Tama getir.
10 dakika sonra Muhammed’in sucuklu yumurtası ile şarap gelir. Şef garson Yaşam’ın kadehini doldurur Muhammed Garsona;
- Bu şarap kaç para
- 6000 TL efendim
- Oha ne lan bu bu parayla şarap fabrikası kurulur
- Efen dim bu nadide bir şarap
Yaşam gülmektedir
İki kadeh içtikten sonra kalkmak için hazırlanırlar bu sırada Yaşam Nihal’e telefon açar “ Nihal kızları topla enişten 6000 liralık şarap ısmarladı” Muhammed “ zıkkım için”der. Ve restoranttan ayrılırlar.
Birkaç gün sonra Şirkette otururlarken Yaşam Muhammed’e
- Yarın maaş alıyorum sana yemek ısmarlayacağım
- Ne kadar maaş alıyorsun
- 1200 TL
- Dehşet paraymış
- Dalga geçme be bana yetiyor
- Tamam
- Yarın öğle yemeği senden.
Ertesi gün olmuştu. Yaşam’la buluştular birkaç lüks restoran dolaştılar. Bu restoranlar Yaşam’ın bütçesine uygun değildi. Muhammed gülüyordu. En sonunda Yaşam’a benim bildiğim bir yer var oraya gidelim dedi. Beraber Üsküdar’ın arkasında bir esnaf lokantasına gittiler. Kapıda Onları lokanta sahibi Hacı Dursun karşıladı.
- Hoş geldin Muhammed’in uzun zamandır gözükmüyordun nerelerdesin?
- İş güç be hacı amca
- Hayırdır
- Bu arkadaş maaş almış bana yemek ısmarlayacak mış
- Tamam tam yerine geldiniz geçin şöyle oturun
İçeri girdiler cam kenarında masaya oturdular. Masa ya servis açıldı. İlk önce soğuk mezeler geldi. Birkaç çeşit Salat yoğurt ezme yaprak sarması daha bir çok meze geldi. Önden bir çorba içtiler. Ardından her etli yemekten az miktarda konulmuş aşçı yemeği geldi. Peşinden pilav ve tatlı geldi. Yemek bitti çaylar içildi. Sıra hesap ödemeye geldi. Yaşam Kasaya yöneldi. Hesabı sordu. Hesap 18 lira tutmuştu. Yaşam’ın gözlerinin içi parladı. Hacı amcaya “ben buraya her zaman gelirim.” dedi . hacı amca “her zaman bekleriz kızım dedi. Sonra bir çay ocağında oturdular. İkişer çay içtiler. Muhammed cebinden bir yüzlük çıkardı. Masanın üstüne bırakıp kalkacaktı ki Yaşam “Allah aşkına Muhammed 4 çay içip 100 lira bırakma bunu hep yapıyorsun yapma” Muhammed ya garsonun mutluluğu çok hoşuma gidiyor” Yaşam “ başlayacağım garsonun mutluluğuna 4 liran yok mu” “yok” “ben verim” dedi ve sehpaya 4 lira bıraktı.
Kış mevsimi gelmişti.Muhammed nedense sokak çocuklarına yardım etmeye merak salmıştı. Aslında onların kalacağı yurt tarzı bir bina tutmuştu Beyoğlunda bir bina ayarlamıştı.hatta bir yemek şirketi ile anlaşarak üç öğün yemek de gönderiyordu. Ama çocuklar nedense bu yurda pek ilgi göştermemişti.
Yine bir akşam Beyoğlunun arka sokaklarında arabasıyla geçerken bir grup sokak çocuğu gördü. Arabasını park etti ve çocukların yanına gitti. Hava oldukça soğuktu. Çocuklar bir tenekenin içinde ateş yakmış ısınıyorlardı. Muhammed çocuklara “açmısınız?” diye sordu. Çocuklar “açız” diye cevap verdi. Muhammed cebinden 200 lira çıkartıp çocuklara doğru uzatıp “hadi bir şeyler alında yiyelim” dedi. Aralarından biri parayı alıp birkaç çocukla ekmek arası döner ve kola almak için ayrıldılar Muhammed hiç ses çıkarmadan ateşin yanında duruyordu. Biraz sonra yemekler geldi. Ve yemekleri yediler. Bu sırada çocuklar tiner almak için ayrıldılar Muhammed ateşin başında yalnız kalmıştı. Tam bu sırada 20 li yaşlarda bir tinerci geldi. Muhammed’e
- Lan ibne sen sıcak yatağında uyurken biz soğuktan titriyoruz adalet mi bu çıkarlan paltonu dedi ve belinden bir ekmek bıçağı çıkardı
Muhammed
- Dur yapma dedi ve paltosunu çıkardı
- Botlarını da çıkar dedi tinerci
Muhammed botları da çıkardı. Muhammed soğuk havada ince bir çeketle kalmıştı. Tam bu sırada beklenmeyen bir şey oldu. Tinerci bıçağı Muhammed’in karın boşluğuna sapladı Muhammed yere düştü. Tinerci oradan kaçtı. Muhammed kankaybından ölmemek için eliyle yarasının üstüne bastırıyordu. Neden sonra aklına Yaşam geldi. Zorlukla elini cebine atıp telefonu çıkardı ve yaşam’ı aradı.
- Yaşam ben bıçaklandım
- Kim bıçakladı nerdesin!
- Beyoğlu civarındayım
- Yakının da ne var
- Bir kafe var
- Esinti kafe yazıyor galiba
- Tamam dayan geliyorum
Bu sırada yaşam 112 Hızır acil servisi aradı Bir taksiye binip Muhammed’ yattığı yere doğru yola çıktı. Bu sırada Kar yağmaya başladı. Ve karşıdaki kafeden servet kocakayanın garip şarkısı çalıyordu. Şöyle diyordu şarkıda:
Garip
Ölse kimin umurunda kimsesi yok garip garip ) 2
Aynı benim durumumda kimsesi yok garip garip
Garip garip
Aynı benim durumumda, kimsesi yok garip garip
Kimsesi yok garip, garip, garip, garip
Yüzünde yaş izleri var hayal dolu yüzleri var ) 2
Ne karanlık gözleri var, kimsesi yok garip garip
Garip garip
Ne karanlık gözleri var, kimsesi yok garip garip
Kimsesi yok garip, garip, garip, garip
Şiir
Hâlâ simit satıyor içindeki çocuk
Kazandığı parayla mendil satın alıyor
Trafik ışıklarının alıngan çocuklarından
Mendiller yetmiyor gözyaşlarına, çünkü
Genetik şifre çözülmüş neylesin çocuk
Hem diyarbakırda kiralık bisiklete binmekte kolay
Filistinde elleri kalem yerine taş tutan bir çocuk olmak
Dahada kolay
Kar yağarken sokaklara mahkum olmak zor
Kar yağarken sokaklara mahkum olmak
Kar yağarken, kar, garip, çocuk, çocuk, çocukkkkk
Dünyası yok ahreti yok hiç bir yerde kısmeti yok ) 2
Yüreğinde dertleri çok, kimsesi yok garip garip
Garip garip
Yüreğinde dertleri çok, kimsesi yok garip garip
Kimsesi yok garip, garip, garip, garip
10 dakika sonra Yaşam geldi. Ondan sonrada ambulans geldi.Muhammed’i hastaneye kaldırdılar. Muhammed hemen ameliyata alındı. İç organları dikildi . Ameliyat başarılı geçmişti. Ertesi gün Muhammed uyandı Hastane polisi gelip Muhammed’den ifade almak istedi.Muhammed bıçaklayanı tanımadığını ve şikayetçi olmadığını söyledi
Yaşam
- Neden seni bıçaklayanı koruyorsun
- O haklıydı
- Nasıl yani
- Biz sıcacık yatağımızda uyurken o soğukta uyuyor o haklıydı
- Silahın vardı neden vurmadın onu
- Bilmiyorum yapamadım
Birkaç gün sonra Muhammed’i yaralayan Tinerci bulundu ve tutuklandı. Muhammed Tinerciyi savunması için avukat gönderdi. Ama Tinerci 8 yıl ceza aldı.Muhammed o cezaevinde kaldığı müddetçe ona harçlık gönderdi. Hatta bir seferinde özel izinle ziyaretine gitti. Tinerci uyuşturucudan temizlenmişti. Muhammed’i görünce biraz utandı ve özür dilerim dedi.
Muhammed iyileşmiş işlerinin başına dönmüştü. Bir gün Yaşam utana sıkıla Muhammed’e “bana Motorsiklet alır mısın?” diye sordu Muhammed yaşam’ın kendisinden bir şey istemesinden çok memnun olmuştu. Akşam saatlerinde karaköy de bir moıtorsiklet bayiine gittiler. Muhammed satıcının yanına gitti. Bu sırada Yaşam Motorlara bakıyordu. Muhammed satıcıya “şöyle 50 bin liralık 100 bin liralık motorun var mı?” maalesef beyefendi burada en pahalı motorumuyz 4500 Tl pahalı motor istiyorsanız iki sokak arkada lüks motor satan bir yer var oraya bakın isterseniz ama bizim motorlarımızda kaliteli ve garantilidir. Yaşam satıcının yanına geldi. “ ne diyor” diye sordu. Satıcı “beyefendi pahalı motor arıyormuş” Yaşam Muhammed’ e “ bak bir şey istedim pişman etme beni” Muhammed “tamam tamam beğendiğin hangisi ise söyle alalım” Yaşam scotter model bir Motor beğendi. Yaşam’ın küçüklüğünden beri motora meraklıydı A2 ehliyetide vardı. En sonunda Yaşam bir motor da karar kıldı. Muhammed motorun parasını nakit ödedi. Fatura kesildi. Geçici plaka takıldı.satıcı iki tane kask hediye etti onlara Muhammed yaşam’ın ardında motorla tur atmaya başladılar sahil yolundan gidiyorlardı. Muhammed uzun yıllardan sonra il defa motora biniyordu. Çok zevk aldı. Dönüşte motoru Muhammed kullandı. Arabanın yanına geldiler. Yaşam motorla eve gitmek üzere Muhammed’in yanından ayrıldı.
Bir gece yarısı Muhammed’in telefonu çalar. Arayan yaşam’dır.
- Cicim
- Buyur yaşam
- Tutuklandım bir avukat göndersene
- Ne yaptın gene
- Bir polise tokat attım polise mukavemetten tutuyorlar
- Tamam başımın belası avukatla geliyorum
Muhammed Avukat cemal beyi aradı. Avukatı da alıp Fatih polis merkezine gittiler. Tokat attığı polis bir bayan polisti.Muhammed ve Avukat uzun uğraşlar sonunda bayan polisi ikna ettiler ve Yaşam’ı savcılığa çıkmadan merkezden çıkardılar.
O günden sonra Yaşam Ne zaman karakola düşse Muhammedi arar oldu.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.