RAMAZAN BAYRAMI…
RAMAZAN BAYRAMI…
Ramazan Bayramı neşe getirdi evlerimize.
Bu mutluluğu, bu neşeyi yakaladın mı?
Sevincin gülümsemesi yansıdı yüzlerimize.
Bu sevinci, gülümsemeyi gördün mü?
Ramazan Bayramında sevinir tüm çocuklar,
Büyükler bu günahsız çocukları sever, kucaklar.
Bayramda ziyaretlerle kalabalık olur tüm ocaklar.
Ramazan Bayramında kalabalığı gördün mü?
Şeker Bayramı da denir Ramazan Bayramına.
Çocuklar şeker ve harçlık için gelir kapına.
Ne olur boş çevirme çocuklar gelir ise yanına.
Çocukların bayram sevincine ortak oldun mu?
Sadaka vererek Fakir-Fukarayı da unutma .
Devamlı akacak olan sevap çeşmeni kurutma.
Doğru ol, hakkı haklıya ver sakın kimseyi tutma.
Ramazan Bayramında fukaranın elinden tuttun mu?
Ailenin, akrabalarının Bayram sevincine ortak ol,
Ramazan ayında oruç,teravih ile gittin doğru bir yol.
Bir Ramazan Bayramında daha sevinç, neşe ile dol.
Yakınlarının Ramazan bayramı sevincine ortak oldun mu?
Bayramlar sevinç,yardımlaşma, paylaşma günü.
Allah rızası için oruç tuttun, unuttun mu dünü.
Allah Teala bizlere Bayram olarak hediye etti bugünü
Ramazan Bayramında sevinci yakınlarınla paylaştın mı?
Şükürler olsun Bir Ramazan Bayramına daha ulaştık,
Allah rızası için bir aylık bir yolu; aç ve susuz aştık.
Ramazan bayramına,bugüne erişince sevinçten taştık.
Ramazan Bayramında sevinçle, paylaşımla taştın mı?
Yine bir kutlu zamana bir ay Allah rızası için oruç tuttuktan sonra ulaştık ne mutlu bayrama ulaşanlara….Ramazan Bayramı? Şeker Bayramı mı? tartışmaları yıllardan beri sürerek günümüze kadar gelmiştir. Mütedeyyin insanlar hassasiyetle Ramazan Bayramı demeyi tercih eder ve Şeker Bayramı diyen çocuk ve gençleri uyarırlar.Dini terimlerin hemen hepsi farsça olduğundan bu anlam karmaşası ortaya çıkıyor.
Bayram kelimesinin kökeni tartışmalı. Bazılarına göre Farsça “bezram” kelimesinden geliyor. Bunun da “bezm-irâm” (neşe günü) sözünden bozma olduğu söyleniyor. Bazılarına göre ise eski Türkçe’de de mevcut olan bir kelime bu. Zaten bizim Türkçe’de kullandığımız dinî terimlerin hemen hepsi Farsça: Arapça’daki “salât” kelimesini kullanmıyoruz, sözgelimi, onun yerine Farsça’daki “namaz” kelimesini kullanıyoruz.
Sadece sarayda konuşulan resmi dil değildi Farsça, kozmopolit Anadolu şehirlerinin sokaklarında, çarşılarında da Türkçe değil, Farsça konuşulurdu. Selçuklu döneminde sadece göçebe Türkmenlerin kendi aralarında konuştuğu dil olan Türkçe ancak Osmanlı döneminde resmi dil haline gelmiş ve yaygın olarak kullanılmaya başlanmıştır. Bizim Ramazan Bayramı dediğimiz günün Oruç açma (iftar) bayramı yani. Ramazan Bayramı adlandırması tamamen bizim ecdadın bir icadı. Tıpkı Şeker Bayramı adlandırması gibi...
Ne var ki bugün Şeker Bayramı ifadesini daha ziyade “seküler” kesim tercih ediyor. Ramazan kelimesini “fazla dinî” buldukları için herhalde! Buna karşı muhafazakâr kesimde de Şeker Bayramı ifadesine karşı bir alerji oluşmuş bulunuyor. “Bu bayram Ramazan Bayramı, Şeker Bayramı değil!” tepkisini son zamanlarda sıkça işitiyoruz.Oysa, dediğim gibi, Şeker Bayramı adlandırması da tıpkı Ramazan Bayramı adlandırması gibi bizim ecdadın icatlarından.
Osmanlı bu bayrama Şeker Bayramı diyordu, ama bugün Şeker Bayramı diyenlerin en azından bir kısmıyla aynı gerekçeyle değil. Şeker Bayramı adlandırmasını bu bayramda tatlı yemenin “sünnet” olmasına dayandırıyordu eskiler.
Karışık bir dünyada,İlginç zamanlarda yaşıyoruz... Ne yazık ki ne dünya Müslümanları bayramın hangi gün başladığında hem fikir olabiliyorlar ne de aynı ülkede yaşayan ve aynı dili konuşan insanlar bayramın adında anlaşabiliyorlar. Hepimiz için “ortak sevinç günü” olması dileğiyle...
O halde tüm bu anlam karmaşasını ortadan kaldırmak ve tüm bayramı eda edenlere hitaben derim ki;bu bayrama Şeker Bayramı diyenlerin Şeker Bayramlarını, Ramazan Bayramı diyenlerin Ramazan Bayramlarını ve bütün Müslümanların Fıtr Bayramlarını tebrik ederim.
09.08.2013
Hasan KAYA
Eğitimci-Şair-Yazar
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.