- 854 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
FOTOĞRAFA DAİR "SİYAH VE BEYAZ"
Fotoğraflar bir anı yansıtır yansıtmasına ama o ana kadar yaşadığımız hayatın yansıması olduğunu yıllar sonra farkederiz, farkederiz gelip geçen zamanı, yaşadıklarımızın öyküleriyle hafızalarda yer edecek bizden sonraki uyanışları da. Boşa denmemiş kuş misali insanoğlu ya var, yada yoksunuzdur, bir kayboluşun bir kalıcılığın hikayesidir eşsiz duruşlarınız.
Siyah beyaz renkliden daha nettir, gökkuşağı olmayan yansımadır, ayrıntılar renkli fotoğraflarla yansısa da, siyahın ve beyazın duru olanı içten içe hissedişi kapıvermiştir. Öylesine derin öylesine içten içselleşir.
Yeniden doğuş gibi gelir her bakış
Yeniden serzeniştir geçen zamana
kaybedişin çoğu çerçevede ise
Yaman ve aman asil bir duruşun
Yansımasında yadsımasına
Her biri ayrı anlam
Her biri önem arz eder
Zira değer verdiklerimize.
Bir kısmı varki gidenin kalana bıraktığı miras kadar özeldir, yeri farklıdır, hiç dedirtmez gidişlere de meydan okuyarak kalanlarına da tesellisi yansır. Baktıkça güç alırsınız, iyiki bir zamanlar varmış dedirtir. O duruşun, o bakışın cansız olmasına bile dur demektir adeta yüzünüzden yansır tebessüm onlarla konuşurcasına.
Rötuşlu ve çok güzel oldukları önemli değildir. Doğal oluşunda dahi hem de özenilen el emeğinin de yansıması vardır. Hani öyle şık filan giyinmeye de gerek yoktur. İmkan bulunmuştur, anlık olmuştur denkte gelmiştir. Öyle eskilerden yansır ki elinizde nadirdir,
Geçmişinizi yılların ötesinden seslenir
Çocukluğunuzdan, gençliğinizden
Unuttuğunuz ne varsa o eşsiz anıları haykırırcasına.
Belki de yaşlılığınızdan elde avuçta olanı yansıtır.
İşte bir çok şeye keşkelerinize dair
o yılların kıymetini bildiğinizi mi?
bilmediğinizi mi? sorgular.
O günlere gidip getirir
ne yanlış ne doğruda da
ölçme, tartma, özeleştirinizi
yapmak isteyip gerçekleştirdiklerinizi
yada yapamadıklarınızla
O fotoğrafta sizi kendinizi saklarsınız
Kağıdın dayandığı ölçüde bizlerle kimi sararmış, kimin kenarı kıvrıkta olsa. Emeğin kalıcılığının yansımasıdır, bir bir kayboluşların anımsanmasıdır, içimizden canımızdan biridir hatıraları hatasıyla sevabıyla gelip gidişlerin bir sohbet esnasında öykülerle dilden dile elden ele gam yükünün kervanıdır. Fark ettiğimiz ise onca duygudan ibaret derin bir bakıştır. Bu bakış anımsatır doğru duruşları, bu bakış ki yaşam sevinçlerini de içinde bağlayıcılığıyla barındırırken, kendimizi de fotoğrafları da üzmemecesine de devam eder, layıkıyla bakarsak eğer anlarız müsvedde yaşamı bize verip bizden aldıklarını, hem çıkarıveririz uzun görünen ama kısa geçen bir ömürün özetini fotoğraftan çıkarabilmenin bir yoludur hayat içimizi ısıtarak.
Fotoğraflar ve yaşam çeşitlilik ve renklilikleriyle yol alıyor, artık onları ellerimize alamayacak düzeyde gelişti ya teknoloji, dokunmanın gücü azaldı hatıralara, hatıraları da azalan seyirde ise yaşamın algı kaldı geriye oda yaşlandıkça gelip giden hafızayla.
Yeniden birlikteliklerde açıp bakmalı albümlere saklı ve tozlu olmamalılar hem, her evin köşesinde zamanında evin direği denen onca büyüğümüzü bulundurarak, hem geçerken bir çerçeve de asılı olmalı o siyah beyaz resim, seslenmeli yürekten sahip olunana yaşarken kıymet bilmeli diyerek, hakkını vermeli gidenin emeğinin de değerini bilerek.
Fotoğraflar zamanındaki sizin yada sizin zamandaki yansımanız yadsıdıklarınızla yaşadığınız gerçeğini somut ve soyutluklarla uzun yıllar ömrünüzden çok sonrada uzun kalarak sizinle sizsiz belki de yol alacak. Fotoğrafçı farkındadır fotoğrafla sizin varlığınızın devam ettirdiğinin. Oysa bizler ne kadar farkındayız bizimle bizsiz bu değerlerden anlamlı yansımadan...
Hayata iz bırakanlara Saygı ve Sevgilerimle...
Yazan/ Hülya COŞKUN
Fotoğraf/ Engin BAŞA