- 1086 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
Samimiyetsiz İnsanlar
SAMİMİYETSİZ TOPLUM
İşitme Cihazı kullanan bir işitme engelli arkadaşın cihazını bir süreden beri kullanmadığını gören arkadaşları ve yakınları neden kullanmadığını sorunca işitme engelli arkadaş şu cevabı vermiş ” İnsanların yalan dolanlarını duymaktansa toplumun çoğu samimiyetsiz olan tüm seslerini duymamak daha iyi. “
Samimiyetsiz toplumun sevgisi de saygısı da gerçekten de çok samimiyetsiz oluyor. İnsanlar o kadar yalan konuşmayı olağan haline getirmişler ki, nerede ise hiç tanımadıkları sokaktan geçen adamları çevrirerek “ seni seviyoum” diyecekler.O kadar samimiyetsiz olarak çevremize “seni seviyoruz” mesajı veriyoruz.Sevgi her önüne gelene verilmeyecek kadar değerli bir duygu. Demek ki sevginin ne kadar değerli olduğunu anlamayan sanki leblebi dağıtır gibi herkese sevgi dağıtıyorlar.
“Sevmek suç mu yani?” diye sorabilirsiniz. Tabii ki sevmek suç değildir. Ama gücün olduğu halde karşındaki insana yardım etmemek sonra da “ seni seviyorum” diyerek yalan konuşmak, karşımızdaki insanı aldatmak, bizden sorununa yardım etmemizi bekleyen insanın ona yardım etmediğimizi gördüğümüz zaman hayal kırıklıkları ile bunalıma sürüklemek gerçek manada insanlıkla bağdaşmaması gereken şey.Yani insanları aldattğımızı sanırken aslında kendimizi aldattığımızı , kendi değerimizi düşürdüğümüzün farkına varamıyoruz.
Bir insanı sevmiyorsak ona sevdiğimizi söylemek zorunda değiliz. Ama sevdiğimiz insana da gücümüz oranında yardımcı olmak, onun işe girmesine gücümüz yetiyorsa bunu sağlamaya çalışmak, güvendiğimizi söylemek , daha verimli olacağı iş alanlarına geçmesi için yardım etmek bizim görevimiz olmalı. Eğer yapamıyorsak da …
Neden yapamadığımızı ,bize karşı önyargı oluşturmayacak şekilde, O’nu ikna edecek şekilde anlatmak da boynumuzun borcu olmalı.
Ama insanlar nedense birbirlerini, baştan savmak , tatlı görünen ama içinde acı olan yalanlar ile birbirlerini aldatmaya çalışmaları gerçekten gelecek nesillere kötü örnek olması açısından üzücü.
İçinde bulunduğumuz manevi inançlarımız bize toplumun çoğunun yalan söylememesi, samimi olması, karşımızdaki insanlara olumlu ya da olumsuz duygularımızı samimi olarak anlatmamız gerektiğini söyler. Ama insanlar duygularını gizleyerek sadece söz ile karşısındakini ikna etmeye çalışmasının adı iki yüzlülük ve gerçeği gizlemektir. Bu da toplumsal inançlarımıza terstir ama nedense insanlar bunu çok zaman yaparlarda kedi yalanına kendisi de inanır, herkesi de inandırmaya kalkarlar. Karşısındaki insna buna inanmazsa ya kimseyi beğenmeyen olur ya da kibirli olur.
Bir toplum, bireylerinin duygu ve düşüncelerini samimi anlatan insnaların çok olması ile gelişir. İşte burada manevi değerlerimizi güçlendirmeye sebep olacak güzel konuşma, ikna etme, vücut dili, güzel yazma , etkili konuşma yöntemlerini gençlerimize anlatmak ve bunları hayatlarının içine sokmak zorundayız . Bazıları “kişisel gelişim” i yanlış anlasa ve bencil bulsa da , buna ben “sosyal ve insani gelişim” de derim. Yani insani olarak , insani duygularımızın gelişmesi ve daha sonra sosyal yaşantımızı geliştirmek için çalışmak duygusunun başkaları tarafından “ kişisel gelişim” olarak algılanması durumu diyorum.
Samimi insnalarda var bu toplumda elbette ki ama bir elin parmakları kadar az. Samimiyetsiz insanların çok olduğu yerde samimi insnalarda tabii ki sıkılıyorlar çok zaman. Samimiyet bu yüzden önemli.
Bu samimiyetsizliğin çoğunluğunu samimiyetin çoğunluğu olarak değiştirmek bireysel olarak bu toplumun fertleri olarak bize düşmektedir. 75.000.000 nüfus var . Biz kendimizi samimiyetsizlikten kurtararak duygularımıza samimiyet katarsak memleketimiz samimi toplum olmakta 1/75.000.000 artar. 4 kişilik aile oalrak hepimiz daha samimi olmaya karar verirsek bu oran 4 katına çıkar ve 4/75.000.000 olur.” Damlaya damlaya göl olur, damlacıktan sel olur” ata sözü benim çocukluğumda en sevdiğim ata sözüydü.
Ben şahsen bana karşı smaimiyetsiz olan ve bu konuda ısrar eden, yanımda beni destekleyeceğini söyleyip de yanımdan ayrılınca bu desteği unutan insanlardan soğumaya ve uzaklaşmaya başladım. Gerçi uzaklaşmak çare değil ama . Senin konuşmaların bir kulağından girip muhatabının öbür kulağından çıkıyorsa ne yapacaksın ki ? Boşa konuşmaktansa hiç konuşmamak daha iyidir.
Yukardaki işitme engelli arkadaşa bir gün işitme engelli olmanın zor olup olmadığını sormuşlar.O “ siz de işitme engellisiniz aslında. Bne hiç duymam . Siz bir kulağınızdan duyduğunuzu öbür kulağınızdan atıyorsunuz, sözleri beyninize ve kalbinize aşılamadıktan sonra siz engelli ben engelli ne fark var” demiş. Bu söz üzerine düşünmek laızm . Samimiyetsiz toplumda samimi değil mi sizce?
YORUMLAR
Gerçekçi bir bakış açısıyla, çok doğru bir şekilde o kadar net dile getirmişsiniz ki anlatmak istediklerinizi. Yürekten katılıyorum. Samimiyetsiz insanlar, arkadan söylenen yalanlar, çirkin betimlemeler ve sayısız olumsuz emsal...Ne diyebilirim ki başka, bu anlamlı yazınızın üzerine. Keşke, yaşananlar ve gerçekler daha farklı olsaydı da güzellikleri dökebilsek yazıya.
Samimi olarak derim ki: Kutlarım içtenlikle.
Sevgiyle kalın...