- 295 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Bir Uygarlığa Dair 2
Yani İç Arapların durumu yalancı bir gelişmişlik kültürünün baharıydı. Bir kere cumhuriyet seçme seçilme işi değildir. Araplar çadır reislerini seçiyorlardı diye ve birbiri ile aşiretler arası meşveretleri de vardı diyerek, Arapları cumhuriyetin beşiği yaptınız mı, bütünlemeye bile kalamazsınız.
İlk ittifakı süreç yönetimleri, krallıklarnı babadan oğula saltanat oluşla devrettirmelerinin aşamalarına gelene değin; krallık yönetimleri ittifaklar döneminden beri seçme, seçilme oluşuyla; seçmenliği zaten vardı. Her bir totemi grup, çarkı felek usulü oluşla, ittifakı yönetimin başına seçilirlerdi. Yine grubun içindeki istekliler, yarışlardan (müsabakalardan) geçen elemelerle vs. yönetimin başına geliyorlardı.
Nasıl suyun akışlı debisi ve bu debiyle uyumlu ve debiyi frenleyen su yatağı girişenli düzenlesen bir su rejimiyle suyun viskozitesi varsa; işte cumhuriyet te, demokrasiyle ortaya konan, demokrasi debisiyle ayarlamanın rejimidir. Ve cumhuriyet çeşitli debi ayarlamalı fonksiyonlara denk düşer. Bu nedenle de meşrutiyeti cumhuriyetler, demokratik cumhuriyetler vardı.
Yani totaliter bir rejimde cumhuriyet olmaz. Neyle neyin ayarını yapacaksınız ki? Bir yönetim de elli kez kral da seçseniz; kral halkıyla yükümlensen bir yapı içine girmiyorsa; bir obabaşı seçer gibi seçme seçilmeyle biat var diye; o düzen cumhuriyet düzeni olamaz. Demokrasi, cumhuriyetle; cumhuriyet te demokrasiyle bağıntılıdır. Arabın hangi demokrasisi vardı da, cumhuriyeti olsundu. İnancı sistem de demokrasi içermezdi.
Tarihsellik, demokrasiye ve onun debi regülatörü (rejim ve dalgalanma düzenleyicisi) olan cumhuriyet şekline, mutlaki ve meşruti yönetimlerden sonra gelebilmiştir. O dönemde dağa tırmanmadan veya o dağın çevresini dolanma zahmetine katlanmadan, dağın ilerisini haliyle göremezdiniz. Yani çocukluk ve delikanlılığınız olmadan, ileri yaşınız olamaz. Çocukluk dönemi içinde delikanlılık dönemi olmaz. Bu nedenle 6. yüz yıl Arap Dünyasını cumhuriyetin beşiği yapmak, hiç bir şeyi ve tarihselliği anlamamak olur.
Araplar millet olma değil; boy soy, kol dal kabile olmayla övünüp; böylece kendilerini tanımlıyorlardı. Bu durum günümüzde de, orta çağ zihniyetli sosyal kültürlerin, hala bir kimlikti tanımıydı. Soylardan sonraki bileşen yapılar şaablar olan ayrılma ve yarılmalardı. Şaablardan sonra bir kimsenin en yakın aşiretinden oluşla büyüklenmesi, kibirlenmesi olan tanımışlık kimliği fahizlerle, aşiretlere kabilelere ve ailelere ayrılmışlardı.
Her biri ayrı ayrı totemden olan sosyal yapılar, ittifakların bey, ensi, lugal olma gibi girişen bağıntılarını Arap kültürü çıkaramamıştı. Ama bu aşamalardan geçmekle elde edilen nimetlerle de haşır neşirdiler.
Bu durum bilgisayarı üretemeyip, bilgisayarın geliştirilmesi içinde olamayıp; bilgisayar gelişme halkası içinde ona gereken katılımın, katkısını veremeyip; bilgi sayar kullanan topluluklara benzerler. Böylesi topluluklar bilgisayarlı hayatı ve bilgisayarlı hayatın bilgisayar kültürü içinde olamamalarının çelişki ve manasızlığı içindeydiler.
Üretemeyip üretim emeği üzerindeki sürçleriyle kültürleşemeyen her gerici yapı unsurları gibi Araplar da, soy üstünlüğü gibi etnik kültür üzerinde ittifak ve övünme yapıyordular.
Siz devlet ve imparatorluk yapısı devinmeli bir etkileşimle davranırsanız zaman başka akar. Bundan kopuk oluşla imparatorluk öncesi ve devletler öncesi yapılar gibi davranırsanız, zaman bambaşka akar. Düşünce yapınız, fikriniz, davranışınız pozisyonunuz ve mantıki oluşunuz da bu yapılarınıza uygun oluşla, seyretmeye başlar.
Arabın kimi coğrafya çevresindeki Bizans, Persler gibi yapılar, düzenli ordular oluşturan teşkilatçılığı içinde olmanın, kültür düzenli gelişmişlik boyutu içindeydiler. Arap kültürü bu bağlamda düzenli bir ordu kültüründen yoksundu. Bu nedenle çete düzeni içinde, çete anlayışlı eski usullerin kendisinden sonrasına göre basit kalan kültür yapısı içinde oluşup, ancak bu enstrümanlarla iletişe biliyorlardı.
Çete kültürü ya da çadır kültürü; seriye denen çapulcu yağmacı gruplar olmanın savaşması taktikli, aniden beklenmedik şekilde ortaya çıkıp vur kaç yapan, baskın basanındır anlayışlı; kültürdü. Bu kültür diğer bir yönüyle harami kültürüdür. Yani çapul kültürüdür.
Seriye kültürü düzenli devlet ve imparatorluk kültürleri karşısında verimsiz; bir çete olma durumuyla, kendisinden sonraki gelişmeye göre, ortamına basitlik oluşla yansımaktaydı. Ne var ki devlet ve günün imparatorlukları da bu gerilla tipi çete hareketinde yararlanırlar. Bunları öncü birlikler denen disiplinci örgütlenmenin içinde oluşlarla yaparlardı.
Günümüzdeki özel tim gibi. Bunun Osmanlıdaki karşılığına akıncı birlikleri denebilirdi. Ama devlet yapıları ve imparatorluklar asla akıncı kültürü ya da uç beylik oluşlarının kültür gelişmesi içindeki şartların, düzey ve düzleminde kalıp yaşanılamazlar. Sadece bir kısım unsurlarını hızlı, vurucu, yıpratıcı ve haber sağlayıcı olmanın, hız ve süratinden yararlanmaktı. Düzenli ordu onca kusursuzluğuna rağmen, hantal olabiliyordu. Akıncı birlikler düzenli yapı ile yavaşlığı arasındaki boşluğu dolduruyordu.
Sürecek
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.