- 687 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
BİR YAŞAM, BİR MEKTUP, BİR ŞİİR
Fransız yurtseveri Gabriel Peri,9 Şubat 1902’de Tulon kentinde doğdu. 1919’da Sosyalist Parti üyesi oldu. Hakkında bir çok kez dava açıldı, bir çok kez hapsedildi. 1932’de Argenteuil’den Milletvekili seçildi. Meclis Dış işleri Komisyonu Başkan Yardımcılığı yaptı. Hümanite’nin dış politika bölüm şefliğini de başarıyla gerçekleştiren Peri, Fransız Komünist Partisi Komite üyesiyken, yer altı örgütünde yurdunu işgal eden Nazilere karşı mücadele ediyordu. 18 Mayıs 1941’de tutuklandı. 15 Aralık 1941’de işgalci Nazilerce kurşuna dizildi.
Gabriel Peri Naziler tarafından kurluna dizilmeden bir gün önce, yani 14 Aralık 1941 pazar, saat:20.00 da kısa bir mektup yazdı. Peri mektubunda şöyle diyordu:
’Cherche-Midi’nin papazı, rehine olarak hemen kurşuna dizileceğimi bana bildirmeye geldi.
Cherche-Midi’de bıraktığım eşyayı almanızı sizden özellikle rica ediyorum. Belki kağıtlarımın bir kısmı anılarıma hizmet eder. Dostlarım yaşamım boyunca idealime sadık kaldığımı bilmeli, yurttaşlarım Fransa’nın yaşaması için öleceğimi bilmeli. Bilincimi son kez yokladım. Çok olumlu.
Çevrenizde yinelemesini istediğim şey budur. Eğer yaşama yeniden başlayacak olsaydım, yine aynı yolda yürürdüm.
Bu gece sık sık, sevgili Paul Vailland-Conturier’in komünizmin dünyanın gençliği olduğunu ve şarkı söyleyen yarınları hazırladığını söylemekte ne denli haklı olduğunu düşündüm.
Şarkı söyleyen yarınları hemen hazırlayacağım. Ölümü hiçe saymak için kendimde bulduğum güç, kuşkusuz Marcel Cochin gibi iyi bir öğretmenim olmasındandır.
Elveda ve yaşasın Fransa !
GABRİEL
Nazım Hikmet , Fransız yurtseveri Gabriel Peri’ye bir şiir yazdı. Şiir, Gabriel Peri adını taşıyordu:
Gabriel Peri,
Moskova tehlikede değil artık dört günden beri.
Gabriel Peri,
senin bundan haberin yok,
yok Paris’in haberi.
Paris sokaklarında topuklarını bilhassa çarparak yere
nalçalı çizmeleriyle gezenleri
Moskova kapılarında yendiler.
Paris,
paris ışık şehri, ihtilal şehri,
Paris satıldı, Paris esir
ve hapiste Gabriel Peri.
Gabriel Peri, Fransa’nın Tulon şehrinde doğdu
(1902).
Havada balık kızartması, çam ve yasemin kokusu,
ışıkta Akdeniz’in akını maviliği,
ve limanda, yağlı suyun üstünde
hantal, ağır zırhlıların çeliği.
Babası, Dokların Teknik İşleri müdürüydü.
Anasının sımsıkı taranmış saçı,
anasının boynunda gümüş haçı,
anası dindar.
914’ten 18’e kadar
Gabriel Peri dört yılda on dört yıl büyüdü birden.
Ve insanlar öldürürken ve öldürülürken
dolaştı rıhtımlarda kumral bir çocuk:
geniş güzel alnında henüz ergenleşmeyen eli,
gözleri kederli bir sorguyla açık
kara kehribar gözleri pırıl pırıl öfkeli.
919’da girdi sosyalist partisi’ne
ve sonunda 20’nin
Yaktı, karanlık sularda demirli duran,
yaktı, aydınlığa götürmeyen bütün gemilerini,
muzaffer çıktı nefsin ıstırabından.
ve okunur oldu artık bir insanın ömrü
bir parti, bir memleket ve dünya kitabından.
Beyaz deniz kuşları gibi uçardı kahkahası
bir liman gibi dumanlı yazı odasında Humanite’nin.
Ve her yerde hazırdı çarpan bir yürek gibi kafası:
Habeşistan’da, İspanya’da, Çin’de.
Ve insanı sabırlı bir dikkatle bir dinleyişi vardı:
makası kusursuz elbisesi, piposu, benekli papiyonu
ve hafif tertip alaycı nezaketinin içinde.
Ve kaç kerre mitinglerde gördük onu:
insanlara saadeti müjdelerken
her şeyden dolayı ve her şeye rağmen.
Ve Burbon Sarayı’nda
kız kardeşinin ırzı gibi korurken Fransa’yı.
Ve gün geldi, dışardan kapıya dayananlarla
içerden kapıyı açanlara karşı
ve artık Burbon’da değil
teslim olmayan gecelerin içinde
ve kaldırımlarda korurken ırzını Fransa’nın
satılıp yakalandı.
Bu son gecesidir Gabriel Peri’nin.
hücreye geldiler demin
durdular altında elektrik ampulünün:
parladı apoletleri ve kısa kesilmiş sarı saçları.
’-Öleceksin,’ dediler,
’iltica et, hayatin bağışlanır.’
Bunu çıplak bir kılınç gibi açık ve uzun söylediler.
Gabriel Peri dikkatli bir sabırla
ve hafif tertip alaycı nezaketiyle dinledi.
’-hayir,’dedi.
Tırmanmak bir dağın yamacına
ve ordan masmavi denizi görmek.
Hayatının amacına sadık kalıp ölmenin sükûneti.
Dostlarına ve yurttaşlarına yazdı son mektubunu.
lüzumsuz bir tek virgül bile koymadan
tasnifli, berrak,
ve sözü doğrudan doğruya söyleyerek
her seferki dikkatiyle yazdı bunu.
İmzasını attı.
Zarfı kapattı.
Ve dinledi kendi kendini son defa:
Pişman değildi.
902’ de başlayan
ve bu sabah
941 yılı Aralık ayının on beşinde
bu sabah şafakla bitecek olanı
elden gelseydi tekrarlamak
tekrarlardı aynı yerden başlayıp
aynı yoldan geçerek
ve yine gerekirse aynı yerde bitirmek üzere.
Ve biraz kibirli bir rahatlık duyuyordu.
Kafasıyla, kitapların arasından gelmişti kavgaya
fakat sadık kalmıştı ona namuslu bir amele gibi.
Aziz dostu doğru demiş:
’Dünyanın gençliğidir savaşan’
ve ’şarkı söyleyen yarınları hazırlıyor’
Elektrik ampulü başladı ağarmaya
sökecek birazdan şafak.
Ve bir manga ölümün karşısında kendisi de
şarkı söyleyen yarınları hazırlayacak.
bu bir zafer şarkısı, bu gül kokan bir romans.
’Adyö
e kö viv la Frans!’
Gelip aldılar.
Söküyor şafak.
Dayadı sırtını.
Gözleri namluların gözlerinde.
Okudu Marseyezi patriyot
okudu Marseyezi Fransız yurtseveri.
Yaylım ateş.
Akdeniz’in en katkısız evlatlarından biri yıkıldı diz üstü:
İkinci yaylım ateş.
Gün ışığına doğru uzandı elleri
ve kapandı toprağa yüzükoyun Gabriel Peri.