- 472 Okunma
- 4 Yorum
- 0 Beğeni
...
dizlerim bu kadar yorgun olmasaydı ayaklarım gözüme bu kadar yakın kalan yanımdaki sehpanın kenarına duran kurşun kalemime götürecekti beni...bu yüzden dizlerim sürünerek gözlerimden süzülenlere aldırış bile etmeden halının üstünde bir süre sürünerek ilerledim...
karaladım renkli kuş sesleri dışarıda bir sabah güneşine seslenirken beyazdı kağıtlar...karaladım karanlık sokak çekilirken son sokak lambası sönerken iki cümle kalmıştı kağıdın üst tarafında..kısa bir öykü ve uykum göz kapaklarıma sürgün yolculuk dolduruyordu bu vakitlerde nedense hep parmaklarım klavyemle beni yoruyordu...oysa seni upuzun öykülere sığdırabilmek ne güzel olurdu elinde kış ateşi uyandıran Elenam...Şimdi uyumalıyım seni yarın düşünmek için dizlerim dünkü gibi yorgun anlıyor musun ?? Sende biliyorsun senle sensiz yorgun kaldığımı....
"uzun yazamadım klavye mavduruyum işte :-))"