- 603 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
UMUT VARLIKTAN EVLADIR!
Hayatta insanlar her alanda sınanır ve birbirlerini sınayabilirler. Düşünceler zamanla değişebilir. İnsanlar birbirlerine zarar verebilirler, malınızı, paranızı kaybedebilirsiniz. Ancak bizim iznimiz olmadan inanç ve düşüncelerimizi kimse değiştiremez. Kararı biz veririz, sonucuna da biz katlanırız.
İnancınızı ve düşüncelerimizi olgunlaştırabilirsek, hayatımızın ve yaşayacaklarımızın da kalitesini yükseltebiliriz.
Düşüncelerimizi birkaç kez gözden geçirdikten, sorguladıktan ve empati yaptıktan sonra karar verirsek daha isabet kaydederiz.
Hayatta mutlu olmak istiyorsak bakışımızı değiştirip kendimizle barışık, her bir küçük olay ve objeden mutlu olmayı sağlayabiliriz. Olumsuz bakışlarımızla olumluları yer değiştirdiğimizde mutluluğun parıltılarını görebiliriz. Eksilerle düşünmek yerine artılarla düşünmeye çalışıldığında hayat daha da güzelleşecektir…
İnsan yaradılış olarak kötü değildir. İnsanı kötü yapan yanlış düşünce ve inançlardır. Aynen bilgisayar ya da televizyonda olduğu gibi…
Bilgisayarın, televizyonun kendisi kötü değil, onu kötü yapan içersine sızan virüsler ve yanlış kurgulanmış programlardır. Hayatta olumsuz düşünceler de virüsler gibidir. İşte hayatımızı korumak için formatlayarak, inançla yaşamalıyız. Hayatımıza farkındalık kazandırmalıyız.
Bizleri başarıya götürecek etkenlerin başında kendimize olan özgüvendir. Kendimizle ve hayatla barışık yaşamak; mutluluk ve başarı için çok önemlidir. Kendimizin bir değer olduğuna başta biz inanmalıyız. Kendimizi nerede ve nasıl hissettiğimiz önemli. Özgüven başarı için şarttır…
Fakir olabiliriz, ancak fakirliğin içimize ve düşüncelerimize girmesine izin vermemeliyiz.
Gerçek fakirlik ekonomik fakirlik değil, inanç ve düşüncelerimizin fakirliğidir.
Düşünce ve fikirlerimiz istediği kadar sermaye üretebilir. İçimizdeki enerjiyi harekete geçirerek ayağa kalkmalıyız ki başarı gelsin. Hayatta karşımıza ne çıkarsa çıksın, hangi olumsuzluk olursa olsun içimizde var olan umut ve enerjiyi ayağa kaldırmalıyız.
Hayatta nerede, hangi şartta olursak olalım imkânsız görünen birçok şeyleri başarabiliriz. Hayallerimizi gerçekleştirmek üzere kuralım ki, yakalamaya aday olalım.
Başkalarının ağzına göre değil, kendimize göre hareket etmeliyiz. Kendimize güvenmeyi sağlamalıyız. Kendimiz olma cesaretini göstermeliyiz.
"Kaybedecek kadar büyük değilsen, kazanacak kadar da büyük değilsin."
Başarısızlık her şeyin sonu değildir. Hayatta başarısızlıklar da vardır ve hayatın gerçeğidir. Hayat, içersindeki yoldaki engel ve kazalar gibidir. Bir boksörün yenile yenile yenmesini öğrenmesi gibi, birçok başarısızlıklar da başarının temelini oluşturacaktır. Bundan asla utanmamak, yılmamak gerekir. Hayattaki asıl hata, hata yapmaktan korkmaktır.
Büyük amaçlar için azimle ve cesaretle çalışmak insanlara heyecan katacaktır. Neyle karşılaşırsak karşılaşalım ümitsizliğe ve cesaretsizliğe teslim olmadan hayallerimizi gerçekleştirmeye çalışmalıyız. Korkularımızı, hayallerimizi eyleme dönüştürmekle yenmeliyiz. Hareketlilik korkuları giderir. Korkular işimizi zorlaştırır. Kendimizi her gün şarj ederek, yenileyerek ‘işimi daha iyi nasıl yapabilirimi’ düşünmeliyiz. Kararlılıkla hayatımıza yön vermeliyiz. Gerçek cesaret içimizdeki korkuyla savaşabilmektir.
Hayat denen kredimiz tükenmeden, insanları sıkıntıya düşürenlerin başında yine insanın olduğunu, dünyadaki küskünlüklerin, kavgaların, ayrılıkların sebebi olduğunu düşünerek, tüm ruhumuzla yaşamanın kıymetini ve erdemini bilerek, hayatımızı virüslerden koruyarak ve formatlayarak hayatımıza yön verebiliriz.
Modern hayatın çarpıklaştırdığı insani ilişkilerin hayatımızı esir almasına izin vermemeden, doğru yolda emin adımlarla ilerlemeliyiz. Korkuların tutsağı olarak yaşamaktan vazgeçerek, ‘ölümün ne zaman geleceği belli olmaz’ diyerek, ölümden korkmak yerine ölüm gerçeğiyle yüzleşerek hareket etmemiz, istikametimizde önemli rol oynayacaktır...
Hayat; mücadele, bir imtihan… Başarmak da, başarısız olmak da bize bağlı. Unutmayalım ki
"Şüphesiz zorlukla beraber kolaylık vardır. Elbette zorlukla beraber kolaylık vardır." (İnşirah süresi;5,6)
Çaresizlik tuzağına düşmeden, her zaman bir umut ışığı olduğunu aklımızdan çıkarmamalıyız.
Mutlu ya da mutsuz olmamız sadece düşünce biçimimize bağlıdır.
"Güzel günler sana gelmez, sen onlara yürüyeceksin." (Hz. Mevlana)