soğuk geceye inen sıcak düşlerim.
Kayıp bir kentin içer de kalmış bozkır iklimi ile yazıyorum seni..yazarken serin bir hava esiyor ta içerilerime kadar. Bu sayede okuduğum kitabı da kapatıp yalnızlığımın düşlerine dalmak istiyorum bu serin ve azıcık soğuk havada..
Az sonra güneş de sıcak yüzünü kapatıp geceye teslim ediyor kendini.gece ile birlikte üşümeye başlıyorum.bir şehirle birlikte üşürken, yalnızlığımı dolduran senli anılarımla ısınmaya çalışıyorum geceleri. seni düşünmediğim bir tek anım bile yok çünkü.
Gözlerin hele o masum bakışlarını saran saflık bir an olsun gözlerimin önünden gitmiyor.saflık dedikleri bu olmalıydı herhalde. bu duyguyu her an hissediyordum.
hata şu elimde ki kitabı okurken bile sen içimden hep geçiyordun..
sensiz olduğum bir dakika bir saniye yok..nereye gitsem seni de yanıma alıp götürüyorum.
Hava biraz daha soğudu yürümeliyim.kaleden inip şehrin kaldırımlarında alıyorum soluğu..kalabalık bir caddenin üzerindeyim..vızır vızır insanlar geçiyor.tıpkı atlı karıncalar gibi yanımdan sıvışıyorlar. geçen hiçbir insanı görmüyor gözlerim.
gözlerim sadece senin tasavvurunu kuruyor.düşlerim sadece sana biçim ve anlam yüklüyor. ve seni düşünüyor ruh haliyetim.
Bu yüzden yanımda geçen her yüzde seni arıyorum.sana benzeyen var mı diye sağa sola durmadan bakınıyorum,ve baktığım hiç bir ten ve hiçbir yüz sana benzemiyor..senin bir ikizin daha yok mu diye kendi kendime sorup duruyorum.
bu şehirde yok galiba..girmediğim sokak ve cadde kalmadı.aranmadık bir delik dahi bırakmadım fakat yok. senin bir benzerin daha yok bu şehirde..
Bu şehir çok soğuk.üşüyorum..beni ısıtan düşlerinle sözcükler ve cümleler kuruyorum.. her sözcüğün içinde sen olmalısın diyorum kendime,senin olmadığın bir sözcük haram diyorum bana..bu yüzden dikkat ediyorum kendime.
Yürüyorum ivedi adımlarla..bazen sağıma soluma bakmadan yürüdüğümü hissediyorum.bazen de senin derinliğinde kaybolurken biri ile çarpışıyorum.sonra pardon deyip geçiyorum.
karanlık biraz daha ucunu gösteriyor geceye.
soğuk biraz da katılaşıyor.ben ise hep aynı sıcaklığın tazeliğin/ deyim..bunu sana borçluyum.sen olmasan bu soğuk bozkırda donup kaskatı kesileceğim.beni ayakta tutanın sen olduğunu bilmelisin.lakin ben bu satırları çizerken benden haberin var mı onu da bilmiyorum..olsun ve ya olmasın sevgi bu değil miydi,aşkın bir tanımı da bu değil miydi.
yanıp tutuşmaktı bu soğuk gecede bu ağalayan gecede…
ben de seni düşünüyorum üşürken..düşünürken ısınıyorum seninle birlikte..bunu hissetmek bile benim için inanası güç bir durum..bu bile şu kalabalık şehirde yalnızlığıma yetiyor. Sonra yaşadığımız bir anı beni boğmaya başlıyor.azıcık yorulduğumu da fırsat bilerek hemen bir bankta oturuyorum.omzuma astığım ve yanımda hiç ayırmadığım çantamın içinden bir sigara çıkarıyorum.
soğuktan kaskatı kesilmiş dudaklarımın arasına bırakıp tüttürmeye başlıyorum.öyle bir nefes çekiyorum ki içinden bin yıllık birikmiş bir hasret buğulanıyor karanlık gökyüzüne doğru.
Çektiğim her nefesle bir karamsarlık çöküyor yüzüme.gözlerim buğulanıyor.kederle ve özlemle bekleyen yüreğimin sesini dinledikten sonra üzüldüğümü hissediyorum..bir ara ağlama hıçkırıkları oluşuyor nutkumun arasında..kendimi zor tutuyorum.belki bıraksam çocuklar gibi ağlayacağım ama kimsenin görmesini istemiyorum.sadece senin görmeni istiyorum.
yürürken bir anımız beni boğmaya başladı demiştim ya şimdi bu anıyı anlatmak istiyorum..çünkü seninle ilgili her şey benim için önemliydi.
--Anımsıyor musun kavga etmiştik.
yazdığın bir şiir yüzünden başlamıştı.ben şiirini tenkit etmiştim sen ise bunu kabul etmemiştin..oysa ben bir şiiri eleştirirken insanın yazı üzerindeki gelişimini de dikkatte alarak üslubumu dikkatli kullanıyordum..
bu şiir böyle olmalıydı,bunu böyle yazsaydın daha iyi olurdu derken senin kızarıp bozarmaya başladığını anımsıyorum.bazen kızarken çok hoşuma gidiyordun..bazen bunu bilinçli yapıyordum..kızmanı bana bağırmadı istiyordum..o an oluşan yüzünü dünyaya değişmezdim.
Hele saflığın ve masumiyetin daha çok belirginleşiyordu.kare kare iniyordu yüzünün içine.gözlerin kızarıyordu,renkten renge giriyordun,senin her halini severken bu halini daha çok seviyordum.
Neyse hava soğuk gece biraz daha içeri girmeye başladı.caddeler yavaş yavaş boşalıyor,herkes evine gidiyor.oturduğum banktan kalkıp anımızla ilgili söylediğin son cümlen vardı…
‘’’bir daha beni eleştirme’’sen sadece yazılarımı oku dediğini hatırlıyorum..sen böyle desende unuttuğun bir anda yine eleştiriyi getiriyordum..
Çantamı omzuma sıkıştırıp yürüyorum.yürümeden önce dolan gözlerimi silmeye çalışıyorum.
Saat epey ilerledi.şimdi evdekiler de uyumuş olmalı.alelacele adımlarla caddeyi geçiyorum..yolda bir iki tanıdık selam verip geçiyorum.konuşmak niyetinde değilim..sadece seni anmak istiyorum bu gece..
kafamda bin bir düşünce ile eve varıyorum.küçük yeğenim kapıyı açıyor.oda benim gibi gece kuşu.uyumuyor.uyumadığına seviniyorum.en azından kapıyı açacak biri var.evin içine girdiğim gibi kendimi sıcacık yatağıma atıyorum.
sağa sola debeleniyorum..fakat uyuyamıyorum.gözlerimi kapatıyorum karşımda senin suretin beliriyor..bir ara ağlamaya başladım gözlerini hissedince. sabaha kadar durdurabilene aşk olsun beni.durmadan ağladım..ta şafak çalana kadar.sonra uyuyup senin hayallerine daldım.
Her gece böyle üşürken
bu şehirde
senin hayallerinle yalnızlığımın
düşlerine dalıyorum.
Ve Serin bir meltem gibi ısınıyoruz seninle..
Bırakmıyorum bu serinliği bir an olsun
Biliyorum ki her nefesinde senin kokun var…
Ve kokunu hissettiğim bu soğuk şehrin
soğuk gecesinde
yalnız değilim.
sana aitim,
her anımda sen varsın
ve senin olduğun bir yerde
yalnızlığımın bütün
zehrini boşaltıyorum geceye.
Kırşehir/temmuzun 2013
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.