- 1336 Okunma
- 9 Yorum
- 2 Beğeni
Öylesine Şeyler
Gece saat bir otobüslerinden nefret ederim. (Keşke cam kenarında oturmasaydın.) Otobüs kalkarken sana el sallamak için bekliyorum. Ara sıra göz göze geliyoruz. Gözlerini kaçırıp koltuğunu kontrol eder gibi yapıyorsun, ben de cebimden telefonumu çıkartıp elli bin defa okuduğum eski mesajları okumaya başlıyorum. Neden bu hareketler? Niye korkuyoruz? Karşılıklı gülebiliyoruz ama karşılıklı ağlayamıyoruz öyle mi? Yazık bize. Varınca beni ara. Yaşadığını bileyim. Saçlarının gökyüzüne dokunduğunu düşündükçe nefes alabilirim ben. Şubatlar’da ellerin bir çay bardağını tutuyorsa, sıcacık... Yalnız öyle ısınır içim. Varınca beni mutlaka ara. Gözlerinin bu dünyada var olduğunu bileyim. Bir yerlerde masmavi sulara baktığını... Yalnız öyle gülebilirim ben. Her dalga sesinde güzel yüzün... İyi yolculuklar.
Mehmet ölmeden önce demişti ki "Ben ölsem n’olur ki kardeş, en fazla bu taburelerden biri daha boş kalır. Rahmetli Yusuf gidince de öyle dememiş miydik? Unutursunuz beni." Mehmet kanserdi çünkü. Öleceğini biliyordu. O yüzden onu "salak salak konuşma" diye azarlayamadık. "Bu tabureler" demişti Mehmet "Bana dik oturmayı öğretti ha... İnsan yaslanacak şey bulamayınca nasıl da dik duruyor değil mi?" Bir hafta sonra Mehmet öldü. Bir tabure daha boş kaldı. Ama onu unutmadık. Geçen de mezarına gittik, bizim kahvenin sahibi İhsan abi de çay demlemiş, termosa koyup getirmiş. Orada çay içtik. "Biraz da Mehmet’e koyayım mı?" dedi, suluğa çay dolduracaktı. "Abi" dedik "Orası kuşlar için." İhsan abi utandı, mahçup oldu. Üzüldük. "Tamam abi biraz doldur" dedik. Bize küstü. "Olmaz" dedi. "Burası kuşlar için." Mehmet’in boş kalan taburesini ben aldım balkonuma koydum. Her gece oturup bir sigara içiyorum. Belki dik durmayı öğrenirim diye.
Geçenlerde teyzem anlattı. Annem öldükten sonra ananem demiş ki "Keşke bir çocuk daha yapsaydı kızım, ondan bir parçamız daha olurdu." Böylesine bir acı... Her şeyi yeniden hissettim. Teyzemin sesi titremeye başladı. Benim gözlerim doldu. Doktor demiş ananem için, "Şu an torunları sayesinde yaşıyor. Yoksa üzüntüye kalbi dayanamazdı." Sonra ananem de öldü. Biz kaldık. Onlardan parçalar halinde. Darmadağın... Yeryüzüne yayılmış, küçük, acı göletleri gibi.
kıyıdaki adam
YORUMLAR
Yaşamak böyle bir şey... Gideceğini bildiğin halde, onunda kalmayacağını bildiğin halde, yaşamak hayata dik bir şekilde tutunmak sanatı sanki.
Başımız sağ olsun kayıplarımızdan dolayı... Rahmeti bol olsun gittiği vakit selamete erenlerin...
Ne dokundu şimdi yazın bilir misin?
Tebriğimle,