- 368 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
Oğulcuk İşi
OĞULCUK İŞİ
Belörenliler üstün körü yapılan bir iş için kullanırlar bu tabiri.”Oğulcuk işi” derler.Haksız da sayılmazlar hani.Köyüm insanı işine dört elle sarılmaz.İşi kitabın kavlince yapmaz.El yordamıyla yapılan işten ne hayır gelir?
İstisnaları var tabii ki...İşinin ehli olan,işini iyi yapan... Onlara bir sözümüz yok.Ne var ki onların sayısı da iki elin parmak sayısını geçmez.
Pancar eker Oğulcuklu.Dışardan işçi getirir gördürmeye.Kendi gölge kovalar.Gider tarlaya. Eğilip bir tek otunu koparmaz.Yağmurlama borusunu döşer.Çalıştırır su motorunu.Köye gelir.Orda beklemez.Su kesilirmiş.Motor hava yaparmış,fıskiyelerde sorun çıkarmış...Düşünmez.Halbuki başında beklemesi,arada bir dönen fıskiyelere göz atması lazım.Amaan canım!.. Bir şey olmaz nasılsa..
Ekeneği çok olup da iş gücü olmayanlara bir sözümüz yok.Fakat beş on dekar pancarı, imkanı olduğu halde işçiye gördürenlere şaşarım.Zaten ” İşçi bulacağım.Çapacılar yarın bir gün gelecek.”diye bekleyen, pancarı ota boğdurur.Çapası,sulaması,sökümü,taşıması derken buna bir de işçi ücretini ekleyin.El elde baş başta...Pancardan aldığın para masrafa gider.Hakı b.kunu ödemez.Çektiğin çile de yanına kalır.
Geçen sabah yürüyüşünden dönüyoruz yoldaşım Yavaş İsmail’le.Çorak’tan beri köprüyü geçtik.Hemen soldaki tarla Gökaygil’in.İhtiyar Pınarı’na kadar uzar.Yol üstü olduğundan tarlanın yola bakan tarafı malın maşın hışmından kurtulamaz.Baktım tarlanın yola bakan kesimine çit çekilmiş.Taaccüp ettim.Bu Gökay’ın işi olamaz.Tarlaya pancar ekilmiş.Gökay’ın pancarı yok.Kiraya vermiş tarlayı.Kiracı çekmiş çiti.İsmail’e dedim ki:
“Bak tarlaya çit çekmişler.Ne güzel olmuş... Bu bizim köylünün işi olamaz.Ya Belörenli,ya Karakoçlu’dur.”
İsmail güldü:
“Vallaha bilmiyom arkadaş...”
Baktım yolda iki tane söğüt dalı.Birini aldım deynek niyetine.İyi fasulye sırığı olur.
Köydeyiz.Cemal oturuyor Yakup’un Kahvesi’nin önünde.Selamdan sonra:
“Cemal,dedim,Gökay’ın İhtiyar Pınarı’nın altındaki tarlayı kim ekti?”
“Ben ektim enişte.” dedi Cemal.Hayretten ağzım açık...Öylece kalmışım.İyi ki sağda solda sinek yok.Olsa içeri kaçar.Şoktayım.Bu halden kurtulunca dedim ki Cemal’e:
“Pardon Cemal.Günahını aldık.Ne güzel çit çekmişsin.Malın maşın elinden kurtarmışın tarlayı.Ben de bunu yapan bizim köylü olamaz,demiştim.”
Cemal beni şaşırttı.Ama tatmin olmadım.İçimi bir kurt kemiriyor.Cemal’in işi mi acep? Tayfun’la Boğazlıyan’a giderken konuyu açtım.Tayfun güldü:
“Yahu hocam,Cemal’in yaptığı ne gezer? Cemal’in ortağı Kürt çekti çiti.”
“Hele canım, dedim.Bu bizimkilerin işi olamaz...”
Lafı uzattık.İpin ucu kaçtı.Söze bir düğüm atmadan önce Omarlarlı (Ömerler) Çürük Duran’ı anmamak olmaz.Lakabının “Çürük” olduğuna bakmayın siz... Sağlamcıdır. İşi el yordamıyla yapmaz.Yaptığı işin hakkını verir.
Çürük Duran bizim köyde tarla kiralamış,ekin ekmiş.Baharın, gelmiş bizim köye.Tarlaları gezmiş.Bakmış ki ekinde böcek var.Boğazlıyan’da Ziraat Müdürlüğünde almış soluğu:
“Bizim tarlalarda böcük (böcek) var.Bir baksanız.”demiş.
İlgili memur sormuş:
“Amca,nerelisin?”
“Oğulcuklu’yum.”
“Yok amca! Oğulcuklu olamazsın.”
“Niye ki?...”
“Oğulcuklu, böcek ekini değil kendini yese kılını kıpırdatmaz.Doğru söyle,nerelisin?”
“Omarlarlı’yım.Ama Oğulcuk’tan tarla kiraladım.”
“Hah şimdi oldu.Taşlar yerine oturdu.Yarın gelip senin tarlalara bakalım.”
İşte böyle ey azizler! Oğulcuklu’nun adı çıkmış dokuza,inmez sekize.Bu imajdan kurtulmak pek de kolay olmayacak gibi.Tek çaresi var:Yaptığın işi iyi yapmak.İşiyin üstünde pervane gibi dönmek.O zaman işler düzelir.Başkaca da bir yolu yoktur .