DUYMAK İSTEDİKLERİMİZ, YAŞAMAK İSTEDİKLERİMİZ
DUYMAK İSTEDİKLERİMİZ, YAŞAMAK İSTEDİKLERİMİZ
Bazen öyle bir an gelir ki, sadece duymak istediklerimizi duyarız. Etrafımızdakilerin ne dediği çok da önemli görünmez. Adete onların kelimeleri kulaklarımıza ulaşmadan evrende kaybolur gider. Biz sadece istediğimizi duyarız.
Bazı zamanlarda ise sadece istediğimizi görürüz. Gösterileni görmeyiz, görmek istemediklerimizi hiç görmeyiz, onlar oracıkta var olmaya devam etseler de. Onlara baktığımızda gözümüzde perde oluveriri.
İşte yaşamak da böyle. Ama tersine işleyişle. İstediğimiz yaşamayız çoğu zaman. Başkalarının isteklerini, kalıplaşmış inançlarımızın isteklerini yaşarız. Şu soruyu hiç bbir zaman sormayız kendimize: Niçin istediğimi duymayı ve istediğimi görmeyi seçiyorum da, istediğimi yaşamayı seçmiyorum? Cevap sadece kendimizde. Aslında tüm yaşadıklarımızı biz seçtik farkında olarak ya da olmayarak. Burada "farkındalık" dedidiğimiz kavramın önemi ortaya çıkıyor. Gerçek bütünün ve bizim hayrımıza olacak, hayat amacımıza uygun yaşamlar mı seçiyoruz? Farkındalıklı yaşıyorsak "evet" Farkındalıklı yaşamak ne demek? Farkındalık aslında an’da yaşamak. İçinde bulunduğunuz anı yaşamak, geçmişi ya da geleceği değil. Sade o anı yaşamak ve keyfine varmak yaşamın. Sadece bu kadar mı? Hayır, dahası var... Düşüncelerimizin farkındalığına varmak çok önemli. Ne düşünürsek onu ifade ederiz. Yani olmasını istemediğimiz şeyleri düşünmeyeceğiz ve konuşmayacağız. Her zaman hatırlamalıyız, ne düşünürsek onu mutlaka yaşarız.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.