- 378 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Yayla Çeşmesi
YAYLA ÇEŞMESİ
Bir türküde geçer:
“Yaylaya giderken yolun olurum
Açılmış bahçende gülün olurum
Sen iste kapında kölen olurum
Sultanlık yakışır senin şanına”
Ah yayla yolları!..Dolambaç dolambaç.Yol mu desek yolak mı? Yavaş İsmail’le yürürüz sabahları.Bu yollar bizi tanır.Geçen iki yoldaşımız daha vardı: Sevgili M.Ali ve Resul.Ceyhanlar’dan.Emmi uşağı.M.Ali Ankara’da öğretmen.Resul Kayseri’de muhasebeci.Resul iki haftada bir gelir köye.Pazar günleri bize katılır.Yürürüz.M.Ali de sık gelir.Yaz tatilinde Oğulcuklu’dur.
Golsuz’un yolları bozuk bozuktur.Ne de olsa yayla yolu.Tarla yolu.Yağmur çamur olmazsa yürüyüşe birebir.Düştük Golsuz yoluna.Hani Hulusi emminin rahle-i tedris ettiği Golsuz Üniversitesi.Hulusi emmi Avusturya macerasından önce bu yaylada koyun gütmüş.Ona sebep:”Ben Golsuz Üniversitesi’nden mezunum.” derdi.
Kermeyolu’nu geçtikten sonra biraz ötede Golsuz’un yazısı.Bir iki çadır var ağılda.Sürünün yattığı yere ağıl denir.Gerçi bizim köyde davar yetiştiriciliği tarih oldu.Ne koyun ne keçi kaldı.Haliyle ağıl mağıl da tarihe karıştı.Golsuz’u ve bizim köyün otlağını Akdağlılar kiralamış.Çadır onların.Çadırın yanında beyaz renkli bir hacı röno.
Ağılın altında Yayla çeşmesi.Dağınık vaziyette “YAYLA ÇEŞMESİ” yazılmış.”H.Yusuf Karısı Atiye” ibaresi dikkat çekiyor.Yapılış tarihi 1968.Bu yazılar gelişi güzel.Kimisi beyaz yağlı boya.Kimisi taşa oyulmuş. Yazıların kompozisyonu çok bozuk.Darma dağın.Oldukça düzensiz.Gerçi ahı gitmiş,vahı kalmış Yayla Çeşmesi’nin..Sıvası dökülmüş.Oluğu kırık,havtı param parça...Su hak getire.Suyu akmayan çeşmeye çeşmenin çeşmeliği mi kalır? Akdağlı müstecir kendi imkanlarıyla suyu bulmuş.Kangal boruyla aşağıya kanaletten bozma havta akıtıyor. Sürü bu suyla sulanıyor.
M.Ali çeşmenin bu halini görünce hüzünlendi.Biz de aynı duygu anaforundayız.M.Ali bir ah çekti.Ah çekmesine sebep H.Yusuf dedesi olur M.Ali’nin.Atiye bacı da ebesi.Biz onları hatırladı da içlendi sandık.Dahası varmış.Yayla Çeşmesi’nin yapılışıyla ilgili ayrıntılar düşmüştü yadına.Anlattı:
“Yayla Çeşmesi’ni babam yaptırdı.Almanya’da çalışıyordu o sıralar.Bir gece rüyasında Atiye ebemi görüyor babam.Ebem,iki eliyle suyu alıp alıp yüzüne çarpıyormuş.’Oğlum susadım.’ demiş babama. Babam bu rüyadan sonra yaptırdı çeşmeyi.Hatta çeşmeyi Hakkı emmim yaptı.Ben azık getirirdim.Bir gün dedim ki:’Emmi çeşme iyi olmadı.Benim hoşuma gitmedi.’Hakkı emmim güldü:’M.Ali,senin getirdiğin guru pilavla ancak bu kadar olur.’ dedi.”
Ya işte böyle...Yayla Çeşmesi kurumuş akmıyor.Yaptıran, ömrünün baharında dar-ı bekaya göçtü.Çeşme harap olsa da ayakta.Geride bu hayrat kalmış.Yapanı,yaptıranı,adına yapılanı hayırla yad etmemize vesile oldu.İnsan oğlu geride bıraktığı eserlerle yaşıyor dostlar!.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.