- 683 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
batık..
İçinden deniz geçen bir şehre gidiyorum
çabuk gel
son/bahar gelmeden...
Taşınmak mümkün olmuyor bazen, biat etmişken inanmışlıklarına ve yürürken bir ipin üzerinde tüm dengeli haletine rağmen; saatin yelkovanını kontrol etmekten, caddeleri duymaktan, hiç yudumlanmamış fallara bakmaktan/pencereleri açmaktan ve gezinmekten ne aradığını bilmeden sayfa aralarında usulca ki yorgun düştüğün bir an..şimdi burada avuç içlerini çekmelisin/uzaklaşmalısın her şeyden/kendinden…
Yer çekimi yasaları vardır..belli bir yükseklikten sonra korkularınla birlik olup seni savunmaya devam eden.boşluğun derin bir kuyu, bir koyuluk/soğuk ve yıldız tozları ki boşluğun, cümlelerin yetersizliğinde, yitik hevesler arifesinde renksiz günlere merhaba derken sensiz/sessiz..dişleri arasına sıkışmış günaydınlar düşer soyut sabahlara ki ruhunla aranda yasal bir anlaşma İmzalar parmak uçların...
Evet daha tenha daha uykusuz ve çok daha mutsuz haller gelip işgal eder dört bir yanını..gövdende bunlar olurken sen uzak bir köşede kuytularının, doldurmak için çoğaltıp durursun düş/lerini..bir madde mesela bir anı bir merhaba usulca, oda/salon, mutfak.. kumandası televizyonun ve monitörüne ruh veren fare ki senin yüreğinde hiç bir zaman diğeri olmayı başaramamıştı biri. Bir hayat boyu mesafede işgaller kuşanırken sessizliğinde, kendinle yaptığın savaş sonrası ulvi yorumlarında; evet o çokça egemen/seni en derin unuttuğu anlarda bile…
Bu bir geçiş/yasa..topal bir süreç..renk körü zam/AN..üç nokta ve virgül ki belkide ölüm yakışacak gamzelerinin derinliğine ve ruhlarımız yok var olan düş/lerimizin içinde..ne trajedi bu..bir ışık/hızında geçmiş kavimlerin sözleri, az hasarlı bir doğru gibi çarpıyor kelebek kanatlarında lambanın aydınlığına ki yitiyor hafızaları/siliniyor dibe yakın şimdi...
Benim olan, bana ait olan..solum ve sağım yani b’tanem/kumtanem..göz alabildiğine bir sahilden söz etmiyorum hayır bir serçe çimlerin içinde ve yanakların sırılsıklam damla/zerre ki bir zamanlama meselesi değil bil/iyorum senin avuç içlerindeki o ses ve harf harf yazgısı yüreğinin…dokunmak mı? istemiyorum..beni anlayabilecek kadar yakın olmayı seçiyorum şimdi ve bir denizdi biliyorum kokun/derin..sırılsıklam için ki boğulmak için açılıyorum sularına ’batık’diyebilirsin şimdi..
(...)