meselci'ye MEKTUPLAR -49
Bazen acayip ve şaşkın ve tanımsız ve gereksiz zamanlar yaşıyorum meselci.
Saatin tik tak’larında kayboluyorum anlayacağın. Gece olsun ya da gündüz olsun farklılaşıyorum. Sözcükler yutuyorum. Sözler tutuyorum hiç tanımadığım insanlara. Bir gün olsun elini sıkmadığım adamların dünya ağırlığında sırlarını tutuyorum. Suskunluklar içiyorum sonra.
Romanlara sessiz kalıyorum. Şiirleri beğenmiyorum. Sadece yazdığım mısraları anlamlı buluyorum. Sadece en güzel kokan çiçeği MİMOZA görüyorum. Bencil miyim? Belki evet, belki hayır. Bilemiyorum. Bilmiyorum. Bildiğim tepe taklak düşünceler sarıyor her yanımı. Bildiğim çok okuyunca saçmalıyorum. Bildiğim dinlediğim şarkılar bir kerelik dinlemeden sonra, sıkıcı geliyor bana...
Başka vakitlerde başka yolcu kalıyorum, niyetim yokken. Niyetim temizken, birkaç adım sonra çirkinleşiyor fikirlerim. Niyetim dupduru kelimeyken dilimde, biraz sonra lekeniyor boğazımda hecelediğim dizeler.
Ve sebepli sebepsiz dünyadan kopuyorum. Dünyadan düşüyorum. Dünyaya yabancılık çekiyorum. Dünyayla ilişkimi bir kalemde siliyorum. Dünyaya elveda ediyorum kimseye haber vermeden. Ayrı bir gezegenin insanı oluyorum. Ayrı nefes alıyorum. Ayrılık sesleniyorum uzay boşluğuna. Sallanmıyorum. Hafif oluyorum. Çok hafif oluyorum. Pamuk gibi yumuşak bir varlığa selam çakıyorum. Kalbim yerinde kalıyor ama. Ancak ruhum terk ediyor canımı. Canımdan oluyorum. Canım’a özlem duyuyorum. Canımda şaşakalıyorum. Canımla veda konuşmamı yapıyorum. Sonra. Yine sonra yeniden doğmak için bekliyorum yeryüzü ile gökyüzü arası bir mekanda...
Sayısız kişiliğe dönüşüyorum bir yolda yürürken meselci.
Gözlerimin önündekiler de değişiyor. Ağaç taşa, taş kuyuya, kuyu insana dönüşüyor. Bunu görüyorum çıplak bir şekilde. Dehşete düşüyorum. Korkuyorum. Tir tir...
Titriyorum yalnızken. Duvarlar penceresiz ağlıyorum. Tavanlar beyazken kara bir oğlana evriliyorum. Ve yarasalarla evleniyorum geceler upuzun geçince...
Sabahlar çabuk gelmeyince güneşe küsüyorum meselci. Sabahlar benden önce de doğunca yine küsüyorum güneşe...
Bütün bunlar sen yanımda olmayınca yakalıyor benliğimi meselci.
Anlıyor musun beni mektup arkadaşım benim?
Mehmet Selim ÇİÇEK
18 Haziran 2013, Kızıltepe
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.