- 1803 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Bu destan bizim destanimiz
Bu destan bizim destanımız
Muhittin Çoban
İnsanlığımızın, dirilişimizin ve direnişimizin hikayesi 17 gün önce bir, iki ağaçla ve bir kaç insanla başladı, dalga dalga ülkemize yayıldı; ve derken bu hikayemiz tüm avrupayı, tüm dünyayı sarmaladı, kucakladı, içine çekti.
Taksim bir destan yazıyor, Kızılay bir destan yazıyor, Adana, İzmir, Hatay, Antalya, Eskişehir, Dersim...bir destan yazıyor şimdi; yazılan bu destan insanın insanlaşma destanı, bu destan uyanışın, silkinişin destanı, bu destan konuşmaya başlamanın, dik durmanın, magrurlaşmanın destanı, bu destan birlikte sarkı söylemenin destanı...
Aslında hikayemizin yazılımı On yedi gün önce Gezi parkında bir iki ağacın kesilimiylede başlamadı; ama bunun ne biz nede onlar farkına varabildi...Oysa milim milim, santim santim yazılıyordu, hiç atlamadan, hiç es geçmeden tüm ayrıntılarıyla, gerçekliğiyle yazılıyordu insacıl sayfamıza iri harflerle.
Padişiahlarımızın halka karşı fermanları varsa, halkımızında Padişahlara karşı destanı, şarkısı vardır. Şimdi coşkuyla söylenen bu şarkı bizim şarkımız, bizi anlatan, bizi ifade eden; istemlerimizi, rüyalarımızı dillendiren...
Yoksayılanlar, ötekileştirilenler, aşağılananlar, mazlumlaştırılanlar, yoksullaştırılanlar, geleceksizleştirilenler, marjinaller, çapulcular, ayyaşlar yazıyor bu destanı, bu şarkıyı.
Bakmayın yıllardır sustuğumuza, bakmayın içimize attığımıza, bakmayın korkuyor gibi yaptığımıza, bakmayın boynu bükük duruşumuza, bakmayın yüksek sesle konuşmadığımıza, hep birlikte şarkı söylemediğimize. Oysa gösterdiğimiz sadece bir sabırdı, iyimserlikti, insancıllıktı ve bir şanstı; ne bir şansı, hatta binlerce şanstı.
Evet, belki bir hataydı ve belki telafisi olmayan bir hataydı susmamız, sabır göstermemiz, bir değil bir çok kez şans tanımamız; ama gösterdik işte, bırakmadık insancıllığımızı elimizden, vicdanlılığı terketmedik; terkedemedik belki anlarlar diye suskumuzdan bizleri.
Ama anlamadılar suskumuzdaki çığlığımızı, anlamak istemediler, onlar anlamadıkçada biz gerildik davul gibi, bir geminin ak yelkeni gibi şiştik.
Reyhanlıda kırk sekizimiz katledildi, Roboskide yine öyle... Madımakta yakıldık, sokaklarda kaybedildik...İçkimize karıştı, öpüşmelerimizden, sevişmelerimizden rahatsız oldu, kaç çocuk yapmamıza kadar vardırdı işi...Yalanlarıyla uvuttu, dinle uyuttu, tekelcilerle aldattı bizi.
Yapmayın dedik yaptınız, yoksaymayın bizi dedik yoksaydınız, germeyin bizi davul gibi dedik gerdiniz, biz yazarsak fermani fena yazarız dedik, hadi ordan, siz kimsiniz, nesiniz dediniz, kedi gücünüzden halkın gücünü göremediniz.
Bilmeliydiniz, çok iyi bilmeliydiniz biz yazarsak kendi destanımızı yazar, kendi şarkımızı söyleriz...
Şimdi okuyoruz destanımızı, söylüyoruz şarkımızı Gezi’de, Taksim’ de, Kızılay’ da, Bern’ de, Hamburg’ da...
İftiranız hazır, yalanınız hazır...
Bunlar bir avuç marjinal...bunlar çapulcu...bunlar ayyaş, bunlar örgüt üyesi, dış güçlerin oyuncusu...dediniz.
Ağacına sahip çıkan milyonlar bir anda marjinalleşi verdi cücelerin gözünde. Kaderine sahiplenmek için sokaklara dökülen milyonlar çapulcu, ayyaş olu verdi tıpkı evlatlarını boğan, bastığı topraklardan haraç alan ecdatları gibi...
Ama en ağırıda, en hazmedilmeyeni de destan yazanlara, yani bizlere, yani ağacına, yani yarınına sahip çıkanlara apolitik denmesiydi; ve içimizden bazılarının da havayı yumuşatmak adına apolitikliği kabulenmesiydi.
Oysa değildik hiç birimiz Apolitik.
Apolitik dedikleri biz değildik.
Bakmayın siz kimilerimizin her hangi bir örgüt/parti içinde olmayışına. Oysa hiç birimiz siyaset dışı değiliz, siyasete soğuk hiç değiliz. Alakalıyız hepimiz siyasete, yabancı değiliz kendimize, duyarlıyızdır olup bitenlere. Bakmayın siz yıllardır suskunluğumuza. Suskunlugumuzda yazıyorduk şarkımızı. Siz bizi yalanlarınızla kandırıkan biz de suskunluğumuzla sizi kandırıyorduk.
Meselemiz, tüm meselemiz tabii ki bir kaç meselesi değil, o bir kıvılcım, ilk ateşin düştüğü yer...Anlamadın mı, hala anlamadın mı tüm meselemiz seninle, meselemiz senin Padişahlığınla, vicdansızlığınla,yalanlarınla, diktatörlüğünle, faşizan uygulamalarınla ve temsil ettiğin sermaye sınıfınla...Anlamadıysan şimdi anla, lakin iyi anla...
Bakın şimdi Gezi’ deyiz, Taksimdeyiz, Bursa’ dayız, Trabzon’ dayız, Kayseri’ deyiz...korkmuyoruz Padişahtan, Padişahın haramilerinden...
Bakın şimdi sokaklardayız, Gezi’ ye düşen ateşi sokaklarda harlandırıyoruz insanlaşma adına, umut adına, onur adına, bugün adına, gelecek adına...
Bakın şimdi alanlardayız Padişahın halka karşı açtığı savaş adına...
Bakın şimdi okullardayız, fabrikalardayız, tarlalardayız, gecekondulardayız okuyoruz destanımızı, söylüyoruz şarkımızı...
Okuyacağız şarkımızı...
Bilin ki!
Bitmedi bu şarkı, bitmeyecek...
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.