- 560 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Zor Zanaat...
Gündem malumunuz... Herkes yazıyor, çiziyor, konuşuyor ama esef ki, ben haftalardır susuyorum. Hani bir anekdot vardı, birgün Diyojen’e sorarlar:
-Üstad, bir adamın zekasını nasıl anlarsın?
-Konuşmasına bakarım.
-Peki, ya hiç konuşmazsa?
-Henüz o kadar akıllısına rastlamadım, demiş. He, beni de sakın o kadar akıllı sanmayın. Sadece terapistlerin bir lafı var ya, dönem atlatıyor diye, benimki de o hesap.
Çocukluğumdan beri bir ezik psikolojisidir gidiyor. En çok ezilenin yanında olma, düşeni kaldırma, sınıfın ineği olma vs. Şimdilerde de herkes konuşuyor ben susuyor ve dinliyorum.
E dinlemek de bir sanattır ve inanın bana zor zanaattır. Hani, öyle yazıldığı kadar kolay olsa neyse, hele de benim gibi doğrulardan lafını esirgemeyen biriyseniz, inanın bana çok zor. İlk başlarda, küçük egzersizlerle başlamanız gerek. Örneğin; önceleri az az konuşmanızdan kısın, sonra gazete, televizyon, internet ve bilumum iletişim araçlarıyla ilişkinizi kesin. Sonra duymama ve görmeme antrenmanları yapın. Dahası da var, sakın bu antrenmanları bu iletişim araçlarından uzak durarak değil, bilakis yanınızdayken görmezden gelerek yapın. İşin zor kısmı bu zaten. Yoksa sustuğunuzla kalmaz toplum tarafından dışlanırsınız da. Ve emin olun bir hafta sonra kesin sonuçlara ulaşacaksınız.
Ama bu arada şunu da söylemem gerekiyor ki, susma sanatının bir de yan etkileri olmazsa olmazdır. Öncelikle sağlıkta kendi etkisini göstermeye başlar. Ülser azması, gastrit, kalpte ritim bozukları, sinire bağlı deri rahatsızlıkları ve en nihayetinde tahtalı köye kadar gider maazallah.
Bu yüzden en iyisi siz, susma işini ara sıra yapın, ama sakın alışkanlık haline getirmeyin, çünkü kronik körlük ve sağırlık yaratabilir!
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.