- 1160 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
GEÇMİŞİ OLMAYAN
Geçmişi olmayan, bir milletin geleceği de olamaz.
İlerlediğiniz yolda, ATATÜRK ve ilkelerine ve de ülke çıkarlarına bağlı bir genç olmanız lazım ki, sizin arkanızdan gelene ışık olabilesiniz. Sizden sonrakilerin, yolunu, ufkunu aydınlatın yoksa arkandan gelen nesil, önündeki engeli göremez ve de uçuruma yuvarlanmaktan kurtulamaz. Bu da bulunduğumuz toplumda sevgi, saygı ve de çok çalışarak elde edilir. Geçmiş olan neslimize uzatılan ellerimiz, bize de gelecekte uzanacaktır mutlaka. Burada yaşanmış bir anımı aktarmak istiyorum.
Bir Ankara sabahında, bindiğim belediye otobüsünde yaşadığım ve de şahit olduğum bir anı. Efendim arabaya bindiğimde bir iki kişilik yer vardı, oturmak nasip oldu. Aslına bakarsanız çokta önemli değil benim için fakat işte adet olmuş, otobüse binince, ya hastayız, ya yaşlıyız, bakınır dururuz. Oysa, çarşı pazar gezerken, çok hoş gezer tozarız. Neyse karşımda, on beş, on altı yaşlarında bir delikanlı oturuyor, o da oturduğu içinde huzurlu değil. Belki iç huzuru yok ama oturuyor işte. İkinci durakta, birkaç yaşlı, bir hamile kadın bindi, hiç bakmadı bile yan döndü. Geçmelerini bekledi, geçtiler arkaya bir oh dedi ve düzgün oturdu. Üçüncü durağa kadar devam, orada yaşlı bir bayan bindi, o da bir iki ah uh dedi ama genç yine renk vermedi. Arkadan genç bir bayan “gel teyze dedi” o oraya doğru gidince, bizim genç yayıldı. Dördüncü durağa kadar oh dedi ve geldik dördüncü durağa. Orada birkaç ihtiyar, iki çocuklu bir hanım ve arkadan bir yaşlı bindi ki, gerçekten çok yaşlı. Öndekiler ilerlerken, yaşlı durdu kaldı. Dayanamadım ve genç yan dönmüş dışarıya bakıyor, uzandım koluna vurarak “evladım oturduğun yer hamile ve gazilere ait, sen hangisisin ? Kalkar mısın bu dedeye yer ver” dedim ve kalktı.
Yukarıdaki sözleri aynen ona ilettim ve “deden büyük baban var mı” dedim, yok babam var dedi. Senden sonrakiler, babana yer vermeyecekler dedim ve bu otobüste senin hakkın yok, bizim ve de bu dedelerin hakkı var dedim. Çünkü sen, devlete daha vergi vermedin, biz verdik ve bunlar alındı. Onlar oturacak, çünkü onlar ve bizler geçmiş zaman olmak üzereyiz. Sen ise geleceksin, vergi verip de bir şeyler kazandığın zaman, bu malların sahibi olursun. Vatanı sizlere emanet ederken, geçmişi de emanet etmişler, onlara ihanet edin dememişler.
Arabada herkes bravo işte bu şekilde duyarlı insanlar lazım dediler. Ben de onlara dedim ki, sizler haklarınız arayın, öğretin bu gence, deyin ki; “evladım, oraya benim oturmam gerek, sen ayakta dura bilirsin” oda kalkıp size yer verecektir. Ama o kalkmadı, ne diyeyim dersen, ne o öğrenir, ne de siz onlardan bir şeyler bekleme hakkına sahip olabilirsiniz, derim ben kendimce.
Bu yakında yaşanmış bir anıydı, paylaşmak istedim sevgili dostlar.
Gurbet meleği
YORUMLAR
Bizden öncekiler, geçmişle birlikte geleceği de almışlardı kendlerinden öncekilerden. Bizler de onlardan bunların hepsini birden aldık. Neslimize de aynen sizin yaptığınız şekilde, öğretisi ile birlikte teslim edeceğiz. Birlikte yaşanmışlıklarımız içinde de bu bilinci kazandıracağız. Ne kadar güzel anlatmışsınız arkadaşım teşekkürler.
İşte, bir fide böyle ağaç olur demek gerekiyor. Biz ekmez isek, nereden bilecekler ekim işlemini? Sadece kesme üzerine olacak işleri. Nice tarihîzaferlerimizi de bu nedenle "tören" olarak hatırlamaları da bu sebeple değil mi?
Günümüz koşullarında ne hallere getirildik diyeceğim fakat dilim varmıyor üzüntüden. Bu hatanın sahipleriyiz istememiş olsakta. Gözden kaçırdığımız ve bazende adam/sendecilikle geçiştirdiğimiz olaylar, bu günlere getirdi bizleri çünkü. Güzel bir söz hatırlıyorum"örs isen sabit dur, çekiçsen vaktinde vur" diye. Tam yeri olduğu düşüncesindeyim arkadaşım.
Sevgi yüklü saygılarımla.