- 1050 Okunma
- 0 Yorum
- 1 Beğeni
Sana açılan acıları kapatmak için her sayfanın sonuna bir kapı çiziyorum
bir intihar provasının tam ortasında
çaresizlik son kaleyi kuşattığında
hayat beni boşluğa savurduğunda
aklımın bir karış çocuk olası tutuyor
çeviriyorum telefonu
her konuşma öncesi akrep zehirleyip zamanı durduruyor
sözcükler en zavallı, en acılı anlamları yüklenip geliyor
konuştukça susan,
sustukça suçlayan sesinde
dünyayı kuşatan
umudu çalan
yok sayan umarsız tını kışkırtıyor yüreğimi
kim demişse yalan söylemiş besbelli
umuda kapanan her kapı fişekliyor, diriltiyor beni
içimdeki çocuk inadına yaşa diye tutturuyor
insan acıları yaşayarak öğreniyor
kimin acısı bir parmak
kimin acısı bir karış
acıyı acıyla boy ölçüştürmek neyin nesi
inadına tutunurken hayata
ve inadına gülümserken dünyaya
tüm şehir gülüyormuş bana
varsın gülsünler
parmakla göstersinler
acıyı yaşayıp hüzne boğulandan daha gerçekçiyim nasılsa
gerçek acı anlatılmaz
acılar yaşamak ve yaşatmak için vardır hayatta
kesin sözcükler söyleyen için mutlak yargılar içerir
söylenip durma
çok güldüğüme bakma
güldürürken düşündürdüklerimi anla
deliler neden mutludur bilir misin
parmak hesabı yapmadan,
ölçüp tartmadan yaşarlar acıyı
hemde gülerek
bazı acılar vardır ki seçenek sunmaz insana
ağlamak, hüzünlenmek, gülmek arası o yerde
hesabını yaptığın hiç bir şey senin değildir
acı bile...
ancak deliler güler geçer her şeye
insanlardaki anlama değil anlamlandırma telaşı yüreğimi yoruyor
her akıl kendine bir soruyken
bir başka soruyu çözme telaşına nasıl gülmez insan...
şimdilerde susarak ödüyorsun bu dostluğun diyetini
oysaki her susku derin yargılar içerir
hatırlıyorsun değil mi katil olacağımı iddia ettiğin günleri
o gün bu gündür hiç yanıltmadım seni
silah kimin elinde, tetikte kimin parmağı var hiç sormadım
ne yazık ki sende beni hiç şaşırtmadın…
sana açılan acıları kapatmak için
her sayfanın sonuna bir kapı çiziyorum
yersiz, yönsüz, menteşesiz
nereye açılacağı belirsiz
23 Mayıs 2013 – Zeynep Özmen
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.