Denizin ateş böceği… Y A K A M O Z
Denizin ateş böceği… Y A K A M O Z
”Ses uyumu güzel”de diler, hem de “orijinal”. Anlamı ve kültürel önemi büyük”saptamasını yaptılar. Ve yakamoz’u ‘En Güzel Kelime’seçtiler. Şimdilik keyfini sürelim. Zira yakamoz, Rumca kökenli bir kelime; paylaşamamalar hatta yeni krizler başlar yakında…
Yakamoz nedir? Ay ışığının sudaki yansımasıdır. Otur, sıfır bilemedin. Ama biz hep biz hep öyle duymuştuk… Okuyup öğrenseydin.
Peki, siz yazının devamını okumadan soruya ne yanıt veririndiniz? Sıfır mı?
Aldınız; yıldızlı pekiyi mi? Yok, yok sadece gülümsediniz siz…
Sevgili okur; bu yazının içinde iki ayrı bilgi bulacaksınız. Birincisi; Almanya’dan gelen bir haber. İkincisi o haberde başrolü oynayanın kimliğiyle.
Geçtiğimiz günlerde tam 60 ülke dilinden yaklaşık 2 bin 500 kelimenim yarışması yapıldı Berlin’de. Dış ilişkiler Enstitüsü tarafından düzenlenen yarışmada, Türkçe’yakamoz’sözcüğü, 3 kişilik jüri tarafından dünyanın en güzel sözcüğü olarak belirlendi. Ve dendi ki; ”Yakamoz, orijinalliği, anlamı ve kültürel önemi açısından birinciliğe lâyık görülmüştür. ”Jürinin ikinciliğe, horlamak anlamına delen Çince ‘hu lu’ ‘‘kelimesini, üçüncülüğe de Afrika’daki Luganda dilinde ‘düzensiz ‘anlamına gelen ‘volongoto’ sözcüğünü seçtiğini belirtip biz yine yakamozumuza dönelim.
Önce bir uyarı… Önümüzdeki günlerde Türkçemize ‘en güzel sözcük’ madalyasını kazandıran ‘yakamoz’ üzerinde tartışmalar yapılır, bu unvan geri alınırsa hiç şaşırmayın, Zira Türk Dil Kurumu’nun internet sitesinde de açıkça belirtildiği gibi ‘yakamoz’ Rumca kökenli bir kelime. Zamanında Anadolu Rumlarının kullandığı, yeni anlamlar yüklenerek Türkçe’ye dâhil olan ve benimsenen bir kelime olarak tanımlanıyor.
Ama burada duralım. Doğrusu ‘yakamoz’a yeni anlamlar yükleyerek kendi dilimize kazandırmışız da sonradan ipin ucunu kaçırmışız.”Yakamoz nedir ?’diye sorulduğunda durum verilen yanıtlar bakımından hiç de iç açıcı değil yani.
Yok, sanıldığı gibi yakamoz ay ışığının sudaki yansıması değildir. Hatta ay varsa yakamoz yok demektir. Ya da bir başka deyişle, hani şarkıda ‘yareme tuz diye; yakamoz bastım tek şahidim ay’dı’der ya o,olacak şey değildir. Aynı anda orada bulunması, yakamozların faaliyetleri konusunda şahitlik yapabilecek kadar orta yerde durması, fizik ve doğa kurallarına aykırıdır…
Şimdi yazımızın ikinci bölümüne, yani haberin başrolündeki yakamozu tanımaya, seçilmiş en güzel kelime unvanlı yakamoza gerçek anlamını katmaya başlıyoruz… Bir yanlışı düzeltmekle başlayalım işe: Yaygın sanı, ay ışığının sudaki yansımasının yakamoz olduğu yönündedir dedik ya, hayır, onun adı ‘ayın şavkı’dır. Ay’ın şavkı suyun üstüne düştüğünde oluşan görüntü ise ‘selvi sim in’dir. Selviyi biliyorsunuz, sim de gümüş demektir. Yani bunun adı ‘gümüşten selvi’dir.
Eeee, şair “Ayın şavkı bir selvi simin imiş suda” dendiğinde işte bu durumu betimler. Yakamozla uzaktan yakından alakası olamaz. Üstelik Ay olan gecelerde, Ay’ın ışığı baskın çıktığından yakamozların o şahane pırıltısı görülemez bile.
Yakamoz bir canlı türüdür. Planktondur, boyutları milimetriktir. Latince ismi ‘Noctiluca Millaris’dir. Vücudunda ‘limunisans’ maddesi bulunur ve bu madde, canlı hareket ettikçe ışık saçar. Yakamozlar milyonu bulan topluluklar halinde yaşarlar ve geceleri bir kayık geçerken ya da balık sürüsü aralarına karıştırdığında oluşan hareketten vücutlarındaki vücutlarındaki ‘limunisans’ maddesi faaliyete geçer ve ışık çıkartmalarına neden olur. Kapkara denizin üstünde ışıltılı bir masalsı yol oluşmuşsa, o karalığı üstünü sanki gümüşten tozlar kaplamış gibi görünüyorsa orada yakamoz var demektir işte. O nedenle, çoğu balıkçı teknelerinde yüksek bir direk v e bu direğin ucunda oturulacak bir yer bulunur. Balıkçı Ay olmayan gecelerde buraya oturarak yakamozları gözlemler. Eğer yakamoz varsa; o bölgede balık var demektir; tekneler yakamoza doğru yönlendirilir. İşte yakamozun kısa hikâyesi böyle.
Şimdi sıra sizde; sahi sizin için en güzel sözcük ne? Bana sorsalar ‘türkuaz’ fena değil”derdim örneğin. Ya da ses uyumunu, orijinalliğini, kültürel kimliğini, hatta anlamını da bir yana bırakıp “kelimelerin güzelliği hayatımızdaki yerleriyle belirleniyordur belki de” der “ o nedenle herkesin birincisi kendine” diyerek sıyrılırdım işi içinden… ‘Deryada deryalıklar… Ay balam… Suda oynar balıklar’… Sağlıklı kalın!
Hüseyin Tuna
T U N A C A N
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.