Ruletin imkansızlığında dönmesin gerçekliğimiz Şulenar
hayrettin taylan
Bir sihirbazın bazenlerini pazene çeviren çevrimiçi aşklar mucidiyim.
Nefsine köle simsarların huylu kuyusundan kaçmış Yusuf sözlüyüm.Gözlerimle yazarım sözlerimi. Umudun tan yatağında uyanır diriliş güncem.
-Saf tesirli suların yıkanmış aziziyim.İçimde başlar suların berraklığı.Sen mavilerini artır sonsuz sevdama.Sen güllerini kırmızıya teslim et içsel sözlerimle.
Sukutu sarar sensizliğin sarm’aşıkları …Yüreğimde yeşillenir senden sonrasızlık.Gözlerinin yeşilinde bitirdim baharı.Artık sen aşkın son yeşil adılısın.İsimsiz kalmış bir geçmiş yüzer yırtık sularında.
-Vaad edilmiş zamansızlığın vadesi doldu .İçim kadar doldu hasretin dinamitleri.Gayrı sensiz patlayış armonisindeyiz.Gayrı, senli vedaların tepesinde aslanlığımı soyut algılara taşıyorum.
Feryadıma eşlik eden ahvallerin evhamında tüner senli düşler.Ürkek bir ceylanın kuyruğuna bağlı amaçlarında ölür sevda kuğusu. Sen kumruluğu kendine kürk olarak aldın demek …Oysa kumru postuyla kumruluk sadece kostüm olarak kalır gülüm.
Gecemin yırtık hecelerine değdi damlaların.Islandı yazılmış yazgım.Artık kitapsız bir sevdamız var.Nereye yazsam tutmuyor.Sızıların var kitabi sonlarımda.Birikmiş kinlerimin kilometresinde hüznün dolambaçları var.
-T’enindeki şifalı geleceğin iç mimarı olmak istedim.Seni senden diledim, aşk bilsin, aşk gülsün, aşka bizli demler sunulsun diye.
- Ört soyut manalarımı.Ört ahengi seninle dolmuş şiirlerimin soyut üstünü.Beni imgelerin yengesiyle bin bir geceye teslim et.
Şehrazat gibi seni yazalım her gece.Eski sözlerin yıldızlarını ektim samanyoluma. Yolum ile solum arasında sobelenen eben var.
Ödemli bir geçmişin dizinde hasta etmesin zamansızlığın.Bağrımdaki rengin karasına teslim etme beni.Yüreğimin rengi sadece seni affetmeyecek karadır.
-Yari gelince ,yeri gelince gözlerinin rengi olup kaldım .
Koşulsuz kaldığım hoşluğunda renkli düşlerle büyüdüm, büyülendim.
Diri diri gömülmüş cahiliye devri kız çocuğunun feryadı gibi sensizliğim sesi yükseldi.
-Duyar mısın beni. Bir oyun sanıp atılan kuyuda babasına:
-Baba üstüm kirleniyor, hadi çıkar beni kuyudan.O minnacık eteğini sallayan masum kızın diri ölümü kadar acımsı bir hal sarıyor.
Diri ölürken, hala baba diyor, hala atma şu toprağı eteğim kirleniyor.
Ya onun kirletilen kalbi ? Ya onun yırtık bağrı nerede? Kız çocukları diri diri gömüldüğü bu acımsı resimde gördüm sensizliği.İçimde diri diri gömülüyorsun.
-Gözlerimin sözlerine bakarak yapma bile diyemiyorsun.Hesapsız kalışınla beni artık diri dir göm bu sevda toprağına.Benden sana tek kazanç acılar diyorsun.
Bir kümbetin dibinde dibacesi uzatmaları oynayan talihsizliğin açık artırma bağrıyım.Solumda senle başlayan yangının etrafında etraflıca küllerin var.Oysa güllerinle büyümüş, güllerinin kokusuyla sevda cennetine gitmiştim.
Şimdi yalnızlığımın manifestosuna bir de senli demlerin kifayetsizliği eklendi.Artık, ben kadar bana yakın, ben kadar bana uzak tuzakların kafiyesine yazılmış kaderin var.
Seni sevme zamanım ç’alınmış…
-Sevmek fiilinin öğretmeniyim.Öğreticiliğim burada başlar, burada biter.
Seviyorum hala…Diğer zamanlara kendini sakın çekimleme.
Sevmiş.
Sevdi.
Sevecek.
Sever.
Bu zamanların tehlikeli düşlerinden kurtar beni.Ben seviyorum dilindeyim, beni başka güzellerin zamanına teslim etme yar…
Rüzgara okuttuğum esinti bestelerinde uçuyor vebalin.Vedanın fıskiyesi altında ıslanır vazgeçemediklerimiz.
-Y’ansın gözlerinin feri.Fecrini başlatsın içsel ıslahat.Sen yüreğimin son sultanısın.
-Tüm benliğimi yıkasın içtenliğin.Algılarıma şehir olsun gelişindeki gerçeklik.
-Ruletin imkansızlığında dönmesin gerçekliğimiz.
Hayallerimizin şulesi içinde yeniden sevmeye kurulu Anka gibi bağrını doğur yeniden.
Zuhur , zahirliğimin alfabesini, seni sevişimin al benisini benimsedi.Gayrı aynı anın aynasında süslü kavuşmalar giyiniğiyiz.
Gayrı, seninle yansıtılmış baş başaların gölgesiyiz.Gayrı yan yana olmanın yandaş çağıyız.Gayrı, biraz var ile yok arasında sessiz kalışının ağlatıl diline türkü olmuşuz Şulenar…
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.