- 1601 Okunma
- 6 Yorum
- 0 Beğeni
İÇERİYE UMUT SIZAR!...
Bir çok insanın tattığı duygudur Aşk.Kiminin okul çağlarında olmuştur sevdiği,kimi ilerleyen yaşlarında tatmıştır bu düyguyu.Kiminin sevgisi gerçektir,her şeye rağmen olduğu gibi kabullenmiştir sevgiliyi.Güven duygusu,saygı ile perçinlenmiş ve sevgiyle nişan,nikah,düğün derken mutluluğu saçlarından yakalamışlardır.Sevgi,saygı,güven duyguları üzerine kurulan bu tür evlilikler,çocuk ile taçlandırılıp,mezara kadar sürdürülür.Her sıkıntıya,yokluğa ve zorluğa birlikte göğüs gerilir.İki ayrı "BEN" "BİZ"olmuştur.Doğru zamanda,doğru insanla karşılaşıp,doğru karar almak ve böylesi bir sevgiyi yaşamak herkesin arzu ettiği bir durumdur.Ama herkes hayatında böylesi doğruları yaşayamayabiliyor.Söz konusu gönül olunca...
Bazen yaşananlar,hiç te arzu ettiğimiz ve beklediğimiz gibi olmuyor.Sevip,sevildiğimizi sanıyor ve tüm düşüncelerimiz de ve yarına dair tüm isteklerimiz de,On’lu bir yaşamı isteyerek hareket ediyoruz.Kendimizden çok hayatı onun için yaşar duruma geliyoruz.Kısacası kendi yaşamamızın merkezi Onu yapıp öyle yaşıyoruz.Bu bizi asla rahatsız etmiyor aksine mutlu oluyoruz böylesi yaşamaktan çünkü öyle çok seviyoruz ki Onu.Hayatımızda her şeyden önemli yeğane varlığımızdır artık.Ve sonsuza kadar böyle sürsün gitsin istiyoruz.Oysa ki hayat bazen istediğimizin dışında şeyler yaşatır.
Mutluluk içinde yaşadığımızı sandığımız ve O çok sevdiğimiz öyle bir şey yaşatır ki...Aslın da O’nun O olmadığının farkına varırız.O kadar çok anlamlar yüklemişizdir ki sevdiğim dediğimize,
yüklediğimiz anlamların birer birer çöküşüne şahitlik etmeye başlarız.Önce GÜVEN yitip gider.İnanmakta zorlanırız.Kabul etmek istemez ve reddederiz gerçeği.Oysa o kadar net ve elle tutulur ki gerçek her reddedişimiz de bir kez daha bir kez daha sarsılır güvenimiz.Her sarsılışta sersemleriz.Her toparlanma çabamız da darbe üstüne darbe yeriz ve SAYGI gidiyorum sinyalini vermeye başlamıştır.Ne kadar direnirsek direnelim,saygı enin de sonun da elvedasını yapar.Güven,darbe üstüne darbe almış saygı da elveda demiştir artık.Sadece can çekişen sevgimiz kalmıştır.Yüreğimizle ve beynimizle hesaplaşma başlar.Sorular...Sorular...Sorular...
----------------Neden?
----------------Yanlışı nerede yaptım?
-----------------Bu benim sevdiğim insan mı?
Duygular tükendikçe sorgulamalar hafiflemeye başlar.Kendimizi yıpratmaktan yavaş yavaş vazgeçeriz.Ve yüreğimiz de kalan sevgi kırıntılarını bile tüketiriz.Can çekişen sevgimiz ölmüştür.Sonra düşünürüz...
---------------Sevgi bu muydu?
---------------Gerçekten sevip sevildim mi bu ilişki de?
Cevabı elbette hayırdır.Yoksa güven,saygı,sevgi neden bitsindi ki?
İçimize kapanırız,sevgi adına her şey incitir bizi,şarkılar,türküler farklılaşır,hepsi yaramıza değer sanki ve her değişte kanar yaramız.Uzunca bir süre anılarla yaşarız.Kolay olmaz elbet yüreğimizden söküp atmak,öylede bir niyetimiz yoktur zaten.Tuhaf ama acısıyka bile yaşamak sanki bir tesellidir bizim için.Yaramızın kabuk bağlayıp iyileşmemesi için özel bir gayret içindeyizdir adeta.Adını duyduğumuzda dahi burnumuzun direği sızlar,gözyaşlarımız "ak" komutunu almışlar gibi süzülürler yanaklarımızdan boynumuza.Ona benzeyen bir yüz,bir göz rengi tazeler acımızı.Yıpratır dururuz yüreğimizi,bedenimizi.Uykuları yasaklarız gözlerimize,yemeler sadece yemiş olmak içindir.Hiç bir şey tat vermez eskisi gibi.Kimimiz çabuk atlatır bu dönemi kimimiz de uzunca bir zaman yaparız bu işkenceyi kendimize.Sonra zamanla(ki;zamanın ilaç olmadığı hiç bir şey yoktur) hafifler acı.Sevgi sandığımız şey nasıl tükendiyse,güvenin,saygının yitirilmesi ile,bir de bakarız ki acımızı da yaşayarak tüketmişizdir.Aslında en doğrusu da budur,acıyı da yaşayarak tüketmek.
Derken;hep etrafımız da,yakınımız da olan birinin bizim için endişelendiğinin farkına varırız.Telaşı vardır bizden yana.Henüz yüzümüze üzüntünün ü’sü düşerken bile telaşlanmakta ve bundan uzaklaşmamız için çaba göstermektedir.Oysa ki,yıllardır etrafımızdadır,yakınımızdadır ama onu hiç böyle görmemişizdir.Bize her bakışında gözleri gülmekte ve dudaklarına sıcacık bir tebessüm gelmektedir.Konuşurken oldukça dikkatli ve kelimeleri seçicidir.Ve döker yüreğini.
"Yanlış bir insanı sevdin,incinip,kırılıp döküleceğini biliyordum.Bunu sana defalarca ima ettim ama sen öylesine doluydun ki sevginle,anlamadın,umursamadın.Keşke ben yanılsaydım ve keşke sen bu kadar acı çekmeseydin." dediğinde şaşırmazsınız,çünkü,yakın çevrenizde ilişkinizi bilen herkesin tepkisi bu sözlerle olmuştur bittiğinde.Ama o devam eder sözlerine,
"Her şeyin bir sebebi vardır,kışa hazırlayan sonbahardır,ağaçlar yapraklarını önce sarartır sonra dökerler ve ardından ayazı ile kar’ı ile kış gelir.Zorlu ve çetin geçen mevsimdir kış ama sebepsiz değildir.İlkbahara hazırlanış ve geçişdir.Tabiat yavaş yavaş bu değişime hazırlıyordur.Kışın gitme vakti gelmiştir.Ve ilkbahar gelir,güneş daha sık gösterir yüzünü ve ısıtarak yeryüzünü karları eritir.Kar’lar su ve de su bereket olur toprağa.Sonbaharda sararıp solan ne varsa yeşerir yeniden ilkbaharda.Havaya,suya,toprağa düşmüştür cemre.Ağaçlar çiçeklenir,meyve vermeye hazırlanır dallar.İlkbahar yaza hazırlar evreni.Ve yaz gelir tüm sıcaklığıyla.Hiç bir şey nedensiz olmaz...Ve hiç bir şey de zamansız...Karanlık gecenin yerini gündüze bırakmasın da olduğu gibi...Senin de böyle bir şeyi yaşaman sebepsiz değildir buna inanıyorum.Ve sevindiğim şey ise bunu geç olmadan farkedip yanlışından dönmendir."der....
Der demesine de,bu defa şaşkınızdır.Bunlar beklemediğimiz sözlerdir.Henüz şaşkınlığımız geçmemişken o konuşmasına devam eder...
"Seni seviyorum ve ben seni hep sevdim.Seni sevmekten asla vazgeçmedim.Ve hala çok seviyorum.Bu konuşmam bittikten sonra cevabın hayır bile olsa seni sevmekten vazgeçmeyeceğim.
"Bugüne kadar sustum çünkü sana söylemek istediğimde,hayatında onun olduğunu ve çok sevdiğini,evlenmek üzere söz verdiğini öğrendim.Geç kalmıştım.Ben kahrolurken senin mutlu olman benide mutlu etmişti.Ama duyduklarımdan sonra onunla asla mutlu olamayacağına emindim.İzin ver mutlu edeyim,mutlu olalım,izin ver sana gerçek sevginin ne olduğunu yaşatarak öğreteyim.Seni o kadar çok seviyorum ki.Soyadımı taşımandan şeref duyacağım.Eşim olman eşin olmam bir onurdur benim için."
---------Benimle evlenir misin?
Soluksuz ve ara vermeden söylemiştir bunları.Şaşkınlığımız artmış ve karma karışığızdır.Yıllardır yakınımız da olan bu insan bunca zaman böylesi yoğun duyguları nasıl saklamıştır?...
Kocaman yürekli bu insana ne cevap vereceğimizi bir an bilemeyiz....
Sonra düşünürüz...
Hiç bir şey nedensiz olmaz...
Ve hiç bir şey de zamansız...
Karanlık gecenin yerini gündüze bırakması gibi...
Sonbaharın Kışa İlkbaharın Yaza hazırlanışı gibi...
Karanlık gecemiz bitmiş,aydınlık gündüzümüz başlıyordur...
Sonbaharımız ve Kışımız,İlkbaharımızı hazırlamış ve şimdi sıcacık bir Yaz bizi beklemektedir.
En umutsuz olduğumuz anda perde aralanmış içeriye ışık sızmıştır...
En umutsuz olduğumuz anda kapı aralanmış ve içeriye umut sızmıştır...
--------------EEEEEEVEEEEETTTTTTTTTTTTTTTT....................................
YORUMLAR
güzel bir hikaye.bazı yerler de kendi hayatımdan kesitler okumuş gibi oldum...ama ikinci bir hata var gibi....çok çabuk verilen evet cevabı ikinci bir hüsranı da beraberinde getirebilir.bir kaç süslü kelime böyle güçlü bir insanı kandırmamalı .eger gercek bir hikaye ise umarım güzel bir beraberlik olur....paylaşım için teşekkür ediyorum.