- 1342 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
MASALLAR ÖKSÜZ KALMASIN
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
Sözlü kültürden yazılı geleneğe geçen insan, kitap medeniyetinde zirveleri keşfetti. Kaf dağlarının doruklarında çocuklara da saraylar ayrılmıştı. Küçüklerin saltanatı yüzyıllarca devam etti.
İyilerle kötülerin mücadelesini, zayıflarla güçlülerin kavgasını hep masallarda görmedik mi? Zafer, daima iyilerin ve haklıların değil miydi? Çocuk gönlümüzle doğruların yanında saf tutardık. Onlarla üzülür, onlarla gülerdik. Hayal denizimiz dalgalanır, berraklaşır ve enginleşirdi. Ümit bahçemiz, rengârenk çiçeklerle süslenirdi. Annemizin masalları ile uyur, rüyalarımızda Anka’larla yarışırdık. Keloğlan’la dost olur, rüzgârlara karışır, devlerle, cücelerle tanışırdık.
Devir değişti. Masallar unutuldu. Tabiatla iç içe yaşayan çocuklar, açık havaya hasret kaldılar. Evin dışındaki güzelliklere bilgisayar penceresinden bakar duruma geldiler. Sınırsız iletişim hem hayal dünyasını, hem de hareket alanlarını kısıtladı. Hayatı büyük ölçüde kolaylaştırdığı var sayılan dijital âlem, insanları kendine meftun eyledi. Bu tek taraflı bağlılık, önce bağımlılığa, sonra esarete dönüştü. Ya hep- ya hiç anlayışı, insanı ifrat ve tefrit tuzağına düşürdü. İnsan, ruh ve beden sağlığını yitirmeye başladı. Özellikle, çok gelişmiş ülkelerde internet, cep telefonu ve televizyon bağımlılarının oranları hızla yükselmekte. Çocuklar da, yetişkinler de aynı şiddetli fırtınanın çekim alanında. Tehlike çemberi hızla genişlemektedir.
Gelişim çağındaki çocukları, adeta kendine bağlayan renkli ekranlar, onların hem beden , hem de zihin yapılarını sarsmakta, çevre ile iletişim kurmalarını engellemektedir. Açık hava oyunları, meydanı bilgisayar entrikalarına bırakınca, gençlik tabiatın dışına itildi; masa başına mahkûm oldu.
Bilgisayar oyunları, birçok problemi beraberinde getirdi: Genellikle, maddeci ve bireyci bir anlayışla hazırlanan bu oyunlar, insanı bencilliğe ve yalnızlığa itmeye başladı. Dinî ve millî değerler sarsıldı. Tüketim çılgınlığı yaygınlaştı. İnsan ruhen ve bedenen yıpranmaya başladı. Bu oyunlardaki gizli reklamlar, beyin yıkama yöntemleri, insanın zihin denizini bulandırdı, kişinin iç âlemindeki dalgalar, şiddetli kasırgalar ruh dünyasını sarsmaya, dengeleri bozmaya başladı. Tedbir almak için zaman hızla daralmaktadır. Çin’de gençliği korumak için binlerce internet evi kapatılmış ve başka tedbirler alınmıştır.
Avrupa ülkelerinin bazılarında, Osmanlı’daki “Mahalle Sistemi”ne benzer çalışmalar yapılmaktadır. Hatta bazı Avrupa ülkelerde mahalle görevlilerine” İslam Polisi” adı verilmektedir. Küçük anlaşmazlıkları bu görevliler, yerinde çözmekte, gençlere ve isteyenlere rehberlik hizmeti sunmaktadırlar. Avrupa, bizi bizden önce keşfetmişe benziyor.
Masalların öksüz kalmasını istemiyorsak, çocukları kendi değerlerimize uygun biçimde yetiştirmek mecburiyetindeyiz. Onları, masalsız, inançsız, tarihsiz ve ruhsuz bırakmak sorumluluklarımızı yerine getirmemizi engeller. Onları, teknolojinin insafsızlığına terk etme lüksümüz yoktur. Gençliği elektronik esaretten mutlaka kurtarmak mecburiyetindeyiz. Teknolojiye esir olan değil, onu gerektiği gibi kullanan nesiller yetiştirmeliyiz. Klasik masallarımızı tekrar canlandırmak, değerlerimize uygun çağdaş masallar yazmak, bunları yazılı, sesli ve görüntülü imkânlarla, yeniden, çocuklarımızın hizmetine sunmak öncelikli vazifemiz olmalı.
Şerafet BULUT