- 935 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Cengiz Coşkun Şiirinde Döne Döne Aşağı Yukarı
Adını duyup bilip de, kendisini, eserlerini iyi tanıma fırsatı bilamadığım bir kişiydi. Çorum’un orijinal kişilikli şairlerinden biri olduğu biryerlerden çalınmıştı kulağıma. Edebiyat şiir aşıklısı saygıdeğer abimiz Durdu Şahin, Onun bir şiir kitabını hediye edince hazine bulmuşa döndüm.
Cengiz Coşkun’un ilk kitabı olduğunu sanıyorum. Kırağı şiir dizisinden. (.) adını taşıyor. Bildiğimiz nokta işareti kitaba ad olarak konmuş. Bu bile, şairimizin hayata, şiire, şairliğe nasıl artistik ve deneysel bir yaklaşım içinde bulunduğunun ip ucu olabilir. Bu kanaatimiz kitabı okudukça pekişecek.
Kapağı çevirince sol üst köşede okuduğum özgeçmişlerin en kısası: “Cengiz Coşkun 1966’da doğdu, yaşıyor…” Ve daha künyeye ulaşmadan Kur’ânî ifadelerle bezenmiş bir ‘Dua’ karşılıyor bizi. Künyede baskı tarihi bulamıyorum. Ve işte ilk şiirle, şairimize eşlik etmeye başlıyoruz:
“İşte kalemim külüngüm önümde dağlar
Ömrüm vefa ederse bir şiir yazacağım”
Kitap, Eyvan, Balkon, İronistan ve Su arabaşlıklarıyla kurgulanmış.Eyvana geçip ‘Dibace’yi okuyoruz:
“Yağmur çiseliyor
Toprağın kokusu geliyor
Et ve kemiğe bürünmemiş
Ruhu üfürülmemiş
Henüz yoğrulmuş insan kokusu”
Okuyoruz ve var oluşun şiire dökülen ufuklarına genişliyor düşünsel dünyamız.
Sayfayı çevirip şairin “Uzun bir yitik ülke düşü” tasarladığı ‘Dulda’da gölgelenip ‘Uzun Bir Aradan Sonra Yüreğine Dönen Adamın Hatıra Defterinin Son Sayfasından Arda Kalanlar’a göz atıyoruz:
“Her doğan çünkü ölümü içinde taşır”
“Çün aynanın aslı kumdur ondan ki serap olur”
“Anlıyorum güneş içimde gözlerim nemlenince”
“Şimdi nasıl duruyorum tövbe etmiş gibi mi” gibi güçlü imgelerle sarıyor, sarsıyor şairin dizeleri benliğimizi.
Kimi şairler vardır, şiiri kelimelerin ardına takılır. Coşkun’da durum tersinedir; takar kelimeleri peşine ve istediği yere götürür. Bu yüzden olsa gerek, ‘sözün kavisini’ tutar şiirinde. ‘Tirad’da ustasıyla halleşirken “ince bir sızıdır hal yüreğime” diye, halinden/halimizden dert yanar bizi de ortak ederek derdine. Birlikte bir kuşatmaya katılmışızdır. Bu, kaçınılmaz bir kuşatmadır ve aslında kuşatılanın kendimiz olduğunu ‘Nereye gitsek, Yere girsek, O ney çınlar içimizde’ diye ayrımsatıverir bize.
Hayatta her şey net değil, aksine ‘Siyah beyaz ve flû’dur.Kuşatılmış hayatımız, ister istemez böyle bir fotoğrafta yer almamızı gerektirir:
“İşte bu fotoğrafın içine giriyorum”
‘Şeyh ve Derviş’ mükâlemesinde bizi, insanlığın uzun serüvenindeki dönüm noktalarını düşünmeye, anlamlandırmaya yönlendirir: ‘Hilkatten Önce’- ’Hilkatten Sonra’, ‘Tufandan önce’-‘Tufandan sonra’,’Hicretten önce’-‘Hicretten sonra’
“ “Hava kadın gözü” şeyhim yürüyelim mi
-Hatta kaçalım dervişim basmayalım rahmete” gibi telmihlerle. Koşmak belki, ahir zamanda hızlanan zamana ayak uydurmak için elzemdir.
Sonra bir ‘Mim’ koyar şairimiz insan olma hâlimize; “Havf ve recâ makamındayız, bir yanda cennet kokuları bir yanda cehennem homurtuları, Rabbimiz bağışla’ duasıyla.
Hayat tekdüze değildir elbet.Günü gelen, ayrılma kavşağında ayrılıp gidecektir. Böyle durumlar olduğunda alacağımız ders, şairimizin salık verdiği değil midir?
“Ve kervanı çoğalt ışığa doğru”
Hayatta bilnçli olmanın kolayı, unutulmaması gerekenleri hep hatırlamak olmalı. Şair de bunu yapar sıklıkla. Hilkatin başlangıcına dönerek ; ‘Gökalmasuhavva’yı hatırlatır. İnsanlığın dönüm noktaları demiştik. Ulusal geçmişimizin de elim, dramatik, ibretlik olayları yok mudur? İşte Sarıkamış olayı! Bunu ‘Güngörmemiş Ölü Yumağı’ olarak nitelendirir şairimiz kendine has üslûbuyla.
Coşkunun şiirleri, insanı denizlerde ‘Dâr’a çeken ‘Dil’ ‘Esinti’leriyle sürerken başalar şairin ‘Balkon’da sohbetleri. ‘Bir ikindi sonrası yatır sefası’dır, ‘Îtikaf’tır. Aslında bir arayıştır Coşkun’un dizelerinde şiir. Belki,
‘Yâran olmadığı için yaran var
Yaran olsa keşke yaranı sarar’ başlığıyla sunulan
“Bir dünya kuruyor kelimelerden
Em yerine
Kelime basıyor yaralarına
Zehirli bir ok olup
İşliyor beynine”
Bakış açısı geniş olunca, şair bazan perspektifini ‘Afrikalı Ağaç’a ayarlar, çağın geçişini izler, tarihe çeker dikkatlerimizi.Hatırlatır unutulmaması gerekenleri
“Unuttuk seni Sodom geçerek bin çemberden” (Lut) ve sorar:
“Hangi kalemler çizmiş utanç haritamızı” (Lut)
Kimi dizeleri dünyanın, hayatın dağınıklığını irdeliyor, savrukluğa bir çekidüzen verilmesi gerkliliğini vurguluyor, kimi, ‘Göğe Yürüyen Adam’lar olma idealini öneriyor, ‘Göğe Dönüp Güneşi Göremeyenler’ için durum değerlendirmesi yapıyor.
Bazan ayna olmaktır yekdiğerimize gerçekliği algılatmanın tek yolu; ancak o zaman ‘İn’ikas’ edecektir durum tüm netliğiyle.
Ve işte ahir zamandır; ‘Deccal’ tecessüm eder karşımızda. ‘Lal’ oluşumuz bundandır belki de.
Arayış ‘Fena’ makamında sona erecektir. Bu makam seyir ve seyahatlerle hayreti artırma makamıdır. Buradan ‘Seyahat Notları’ miras kalacaktır bizlere. Fakat kimi hatıraların ehline tevdi edilmesi gerektiğinden irticalen anlatacaktır seyyahımız, ölüm döşeğinde. Böylece seyahatin bir durağı mesabesindeki ‘İronistan’da alırız soluğu:
“Sana kendimin uzağından sesleniyorum
Resmî tarih yazıcılarının diliyle”
…
“Sana esfel-i sâfilînden sesleniyorum” (Shunka Witko)
Ön planda olan şairlik değil, meramını aktarmaktır:
“Şairlik mi almayayım kepek yapıyor”(İroni) Şair İronistandan bir adres tarifi yapar ki, gidip gitmemeye siz karar verin artık:
“Köşeyi dönünce diriler mezarlığı”(Adres Tarifi)
Yeryüzünün kitap boyunca tasvirlenen hallerinden bir kurtarıcı hep gereklidir. Bize ise bu ateşi gitgide yükselen dünyada ‘Dön Baba Dönelim’ demek düşer.
Son bölüm ‘Su’ya erdirir bizi.Su,
“Çağlayana doğru
kanat çırpan’dır. Sorar şair:
“Anlat şimdi
İntihar nasıl bir duygu” ve son sözü suya salık verdiğidir şairin:
Ellerin yordamıyla
Kendini arayan su
Bulutlara çık;
Buhar
Aşk
İntihar
Tekrar
İnsanlığı-mız-ın baştan beri tekrarlanagelen daramatik, bazan trajikomik halleridir Cengiz Coşkunun bu (.)’da bizlere sunduğu. Anlatımı artistik, şiiriyeti coşkun, kitap kurgusu biraz savruk olsa da uyarıcı ve ayartıcı ifade gücüyle bunu telafi eden bir başarı düzeyi var bu kitabında şairin. Bunlar benim tespitlerim. Okursanız Cengiz Coşkun’un katmanlı şiirlerinde başka derinlikler de bulacaksınız dikine aşağı ve göğe yukarı.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.