Gaipten duyulan ses
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
Bir ses gaipten:
"İlk insanların yüzleri düzdü; bir duvar, bir ayna yüzeyi gibi. İnsanlar yıllar geçtikçe
ilkelliklerinden kurtuldukça yüzleri de biçimlenmeye başladı." Doğrusu aklımın yetmediği bu
sav beni şiddetle sarstı.
Uyanmak üzere miydim, bu depremli sesle mi uyandım, anlayamadım. Kendi kendime yinele
yip durdum; insanların yüzleri düzdü. Ta ki ilkelliklerinden kurtuluncaya değin..
Düpedüz yüzey, yüz. Yuvarlak delikler, gözler.Burun yerinde iki küçük delik daha. Çizgi
bir ağız. Böylesi bir ağızda dişler nasıl görünürdü acaba?
Savaşta yüzleri parçalanan kişilerin konu edildiği bir romanı anımsadım hemen. Duyduğum ses savaş olmadan kişilerin doğuştan düz yüzlü olduğunu söylüyordu. Düz yüz mü Tanrı korusun!..
Uyku sersemliğini üstümden atıvermiştim. İnanılacak gibi değildi. Düz yüzleri düşünerek
yataktan kalktım. Aynaya bakmama gerek yoktu. Düz değildi yüzüm.
"Biz insanları en güzel biçiimde yarattık. Onları diğer yarattıklarımıza üstün kıldık."Kur’anı
Kerimden bu ayeti içimden tekrarladım. Ardından gaipten gelen sese kulak verdim:
"İlk yaratıldıklarında insanların yüzü düzdü."
Düşte duymadığımı kesinkes biliyordum. Uyanır uyanmaz duymuştum sesi..
Saat sabahın yedisiydi.Alt kat olan evimizin kapısını anahtarla açtım. Evin önündeki küçük bahçeye ektiğim sebzelere uzaktan göz gezdirdim. Uzaktan ezilen sebze olup olmadığı
belli olmuyordu. Çıplak ayağıma naylon terlikleri giyip Hacer’in kara köpeğinin ayak izleri
takip ederek yürüdüm. Kapının önü ıslaktı. Bu yüzden izler tek tek görünüyordu. Yıkık
bahçe duvarının gerisinde iri gövdeli uzun tüylü köpeği gördüm.O da beni görerek Hacer’in
evine doğru koşmaya başladı. Taşlı evin önünden küçük bir taş bulabildim. Fırlattığım taş
köpeğe yaklaşmadı bile. Köpek çoktan uzaklaşmıştı..
Çiçekte olan patateslerin yanına gelip, ezilen dallarını üzüntüyle seyrettim. Kırılan kısımlar
solmuştu.Diğer ekili kısımlara bakmayı sabah sabah içim götürmedi. Oraları da çiğnemiştir nasılsa. Hacer’in köpeğini o sebzeleri ezerken görmeliydim. İlkel içgüdüm" O düz daha hiç
biçimlenmemiş." uyanır en irisinden bir taş indirirdim hayvanın bacaklarına..
İçeriye girdim. Çıplak ayaklarım üşümüştü sabah ayazından. Çocuklar daha uyanmamıştı.
Açılan üstlerini örttüm. Yatağıma gittim.Çocuklar uyanıncaya dek dinlenebilirdim.
Uyuyamadım. Düz yüzlüler peşimi bırakmıyordu. Gözlerimi kapayınca, mezarlarından çıkıp
önümde geçit yapıyorlardı. Son olarak uzun kara tüylü Hacer’in köpeği geçti önümden.
Köpek neden düz yüzlü olsunki. Köpağini evinin önüne bağlamayanlar düz yüzlü dedim.
Dokuz aylık hamile gibi karnıyla Hacer’i düz yüzüyle görüverdim. Tombul elma kırmızısı yanakları sarı ve düz. Çok gülmekten oluşan yumuk kara gözleri altındaki çizgiler yokolmuş
yuvarlak, çıkık çenesi, pembe etli dudakları dümdüz. Dahası ete gömülmüş yumuk ellerinden eser yok. Elleri tahtadan yapılmışca, birbirine vursa tak tak diye ses duyulacak.
Tombul bacakları da tahtadan.Hacer artık kukla olmuş. Kocasına karşı evliliğin ilk yıllarında
kendini savunan yanı bitmiş. Kocanın diline dek dillerini sindirmiş kadınlar örneği adımlarını
robotça atıyor. Öyle sanıyor ki, ellerini kendisi kullanıyor.Çoktan evlilik dişlisinde yarılamış
ellerini. O dişli birbirine benzer kadınlar yaratmış. Hiçbiri sevgili değil! Kocaları da aşık
değil..
Yüzler düz, dümdüz! Ne bir çizgi, ne hayat emaresi yok.. Bulamazsınız. İlk yaratılışımızda
olduğu gibi. Gelişim nerede Tanrım!..
Eski öykülerimden..
Öykümü güne getiren seçici kurula çok teşekkürler..
YORUMLAR
Devinimleri yokluğa düşüyordu. Aynalarda belki de hiçtik. Belki çok şey.
Kutlarım dostum.
glenay
gerçekten öyle,
ellerimizle aynalar bile şekil vermez miyiz dersin..
sevgiyle..
Dümdüz her şey
Hiç birinin değeri bir önceki yüzde yok
sakin bir toprak parçası
rengi solmuş gökkuşağı
naylon bir leğen
içi boş bir su
ne mavi
ne sarı
dümdüz bir yüz
uzun zamandır zaten yazı okumuyordum
böylesi yazılar beni kendime getiriyor
Ahh Aynur'cuğumu ne çok özledim.
O beni iteleye iteleye yazdırırdı
Kulakları çınlasın
Gelelim sadede
güzeldi güzel
Farklı bir kokusu vardı
gizem dolu bir düş bahçesi
sevgiyle cancazım
glenay
Böylle yazmayı seviyorum aslında. Düpedüz yazmak sıkıyor beni.
Yazarken önce kendim keyif almalıyım.
Aynur Engindeniz'i beğenerek okurdum.Biraz görüş farklılığımız olsa da.
Yine yazın, Aynur hanım bakarsınız gelir ve okur..
sevgiyle kalın..
Ülviye Yaldızlıı
Bende ona nazlanıyor muyum neyim bilmiyorum ama
Seviyorum sanırım onun tarafından nazlanmayı :)
Evet, yazmak iyi geliyor bana
Bunun bir kez daha farkına vardım
Sevgiyle hep
glenay
yazmak kime iyi gelmezki.
Nazlanarak da olsa yazmadan duramayız.
Bana da sevgili Mehtap Altan yazmaya teşfik etti.
Onun beğendiği bir öyküm vardı, onu sürdürmemi istedi.
İhmal ettim :( Yazmalıyım..
sevgiyle,
iyi geceler..
değerli dost, kutluyorum kalemini.bu gece paylaşacağım izninle. selamlar...
glenay
nerde paylaşacaksınız,
ben de dinleyeyim..
selâm ve saygılar..
İnsanlar gördüğü unsurlarda aradığını görmek ister.
Sevdiklerini güzel, sevmediklerini çirkin görür.
İçindeki sempati veya nefret insanı mantıklı düşünmekten uzaklaştırır...
Bir insana iki sorulabilir;
1. Şu an bir seçim olsa sence hangi parti kazanır?
2. Şu an bir seçim olsa hangi partiye oy verirsin?
Yukarıdaki iki soruyu sizce "şu maçı hangi takım kazanır?" ve "siz hangi takımın kazanmasını istersiniz?" şeklinde de düşünebiliriz. Sonuçların birbirine benzediğini görürsünüz.
Her ne kadar ilk soru bir mantık, ikincisi ise tercih sorusu olsa bile ilk soruya da mantıkla değil isteği doğrultusunda yanıt verecektir.
Sizin komşunuzun yüzünü düz görmeniz de benzer bir nedene dayanmaktadır.
O köpeğine sahip çıkmayıp bahçenize zarar vermesine neden olmuştur.
Siz onun yüzünde nefretlerinizi görüyorsunuz.
Çok ders alınacak bir öykü aslında...
glenay
Komşuma duyduğum nefretten çok, köpeğini başıboş bıraktığı için kızgınlık.
Ne yazıkki kendi kendime söylenmekten başka bir şey yapmadım.
Söylesem köpeklerini bağlar mıydı bilmiyorum.
Asıl konu insanların yaradılıştan beri süregelen ahlâki gelişimi.Ne denli
uğraşsak ta ilkel dürtülerimizden kurtulamıyoruz..
evet gerçekten de böyle şeyler oluyor garip bir şey ama anladım o duyguyu ,tanıdık bir şey bu.Demek ki herkese aynı şeyler olabilir.Ben bazen yazacağımı görürüm ,bazen olacakları bazen şiir yazarım kalkıp hemen not alırım..Bazı insanların öleceğini görmek en sevmediğim şey.Güzel anlatmışsınız hissettim bu olayı.Selam ve sevgiler
glenay
Olacakları görürüm. öleceğimi görmek istemem, Allah korusun.
Güzel yorumunuza çok teşekkürler,
sevgiler..
insan gelişiminin son dönemlerinde
algılama çalışır
içinden çıkamaz bazı soru(n)ların
neden, niye, niçin
cevap bulamadıkça kaçar uykusu
yargılamaya başlar
sonra çaresiz kabullenmelere
isyanına uyuyuncaya kadar çözüm bulamazsa
uyku haram
hatta zindan olur
şimdilerde 24 saat yayın
yüzlerce chanel
hangi bankaya ödeme ne zaman tartışmalarında
neler çektik bee
çekmedik mi deseydim
tebrikkler
henüz bitmemiş bir yazı
not: papateslerin çiçeklendiği hatta dal budak saldıkları yaz günlerinde sabahın ayazı olmaz öyle ve sabah 4-5 de olur
saygılar
glenay
Burası Ankara'nın kuzeyi.
değerli yorumunuza çok teşekkürler,
selâmlar..
İbrahim Çelikli.
hıhn bişi buldum diye
bir öğle üzeri indim beyaz gömlek giymişim
üzeim is ya da kömür tozu yutmuş gibiydi
memleket bir başka
yazara şans tanıyor
Allaha emanet olasın gardaş
İlham verdin.
Belki bu gece yazacağım bir şiirin ismi olacak şu cümle.
Bay Gaip...
. ))
glenay
Okuyacağım, merakla..
çok teşekkürler..
selâmlar..