- 739 Okunma
- 0 Yorum
- 1 Beğeni
Sahipsiz Mektup...!
Artık hiç aklıma getirmiyorum seni eskisi gibi. İki üç dakika ya varsın ya yoksun hayatımda. İşte o iki üç dakikada acaba diyorum bende geliyor muyum onun aklına.
Ayrılmamızın sebebini hatırlamaya çalışıyorum ama hatırlayamıyorum, dışarıya bile çıkmıyorum artık öyle eskisi gibi. Sen yokken günlerim bile aynı geçiyor artık.
Çıkmıyorum ya çıksam bile en sessiz yerlere gidiyorum. Sanki cezalandırıyorum, senin yokluğunda kendimi. Oysa sen varken ne kadar mutluymuşum, ne kadar çok dışarıya çıkarmışım. Yanımda olmasan bile benim olduğunu bilmek huzur veriyor muş meğer.
Öyle çok güveniyormuşum ki kendime, sen ağlarken bile hiç düşünmeden ayrılalım demişim gözyaşlarının arasında.
Hatırlıyor musun ilk tanıştığımız yılları. Ben on sekiz yaşıma yeni girmiştim sen ise yirmi yaşındaydın. Telefonla seni aradığımda ellerim titrerdi heyecandan konuşamazdım sesini duyduğumda. Bazen dışarıya çıktığımda, motosikletle giderken aniden dururdum yolun ortasında, arardım seni, çok özledim meleğim seni derdim.
O günkü heyecanımla demek ki, çalışır durumda bırakırdım motosikleti. Sesini duyup o ses ne demeni beklerdim, masum bir tebessümle.
Ne kadar kalpten sevmişim, meğer ne kadar pembe bir rüyaymış yaşananlar.
Bazen söz geçiremiyorum şiirlerimdeki mısralara. Çaresiz, birkaç satırımda senden bahsediyorum. Yüzlerce yolladığın mesajlar vardı, hepsini saklıyordum, bilmiyordum bir tuşla hepsinin silinebileceğini. Eski hattımı kullanıyorum telefonumda. Belki diyorum bir gün arar beni hatırladığında. Aslında biliyor musun hiç aramadım ayrıldığımız günden beri senin numaranı, Diyorum ki sevseydi, unutamasaydı arardı beni, demek ki unutmuş sevmiyor artık eskisi gibi. Biliyor musun bazen yüz on sekizi arayıp ismine kayıtlı numaraları sorguluyorum, varsa eğer hepsini rehberime kaydediyorum. Olur ya bir gün kaydettiğim numaralardan biriyle bir çağrı gelir sesini duyunca, seni çok özlediğimi aniden söylememek için.
Belki tebessüm edeceksin bu söylediklerimi duyunca, olsun…
Zaten sahiplenmiyorum ki bu mektubu, ne gönderen belli, nede alıp okuyacak olan. Eline geçer mi bu mektup bilmiyorum, ama adresine postaladım. Ne göndereni yazdım, nede alıcıyı. Ne bileyim kararsız kaldım göndermekte, yollayıverdim işte. Şimdi diyeceksin ki niye bunca zaman sustun.
Aklıma ilk gelen cevap şu olurdu;
Sebepsiz…
Çünkü bazen gözler sebepsiz ağlar. Sevgimiz bile aniden sebepsiz ortaya çıkmadı mı.Bir tek şey vardır sebepsiz olmayan o da yaşamak. Sebepsiz yaşayamaz insan. Eğer sevmek sebepsiz ise ya sevgisiz yaşanır ya sebepsiz ölünür…
Bu sana gönderdiğim, önemsiz bir zarfta posta kutusunda bekleyen son sahipsiz mektup…
İmza: Serkan Uysal
Tarih:04.03.2011
Saat:03:30 Cuma
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.