- 1638 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
GERÇEK KARDEŞLİK!
“Müminler ancak kardeştirler. Öyle ise kardeşlerinizin arasını bulup düzeltin ve Allah’tan korkup sakının. Umulur ki esirgenirsiniz.” (Hucurat Suresi 10) Müslüman, Müslüman’ın kardeşidir, onu terk ve ihmal etmez. (Hadis-i Şerif)
Günümüzde bırakalım herkes kendi cennetini ve cehennemini bulsun diyemeyiz. Şayet iman etmişsek birbirimizden mesulüz…
Ne insanlar ne de toplumlar başkalarının çabalarıyla ne af olurlar ne de kurtuluşa ererler. Bu gün geldiğimiz yere baktığımızda inanılması güç bir sarsıntı ve yaşantıdayız. Çağımızın en mühim sorunlarından biri haline gelen ferdiyetçiliğin ve menfaatçiliğin inancımızda yeri olmadığına, bizler Müslüman ve kardeş olduğumuza göre, o halde bu gün neyin davasını güdüyoruz…
Yaşadıklarımızla, Kuranın, sünnetin neresindeyiz? İnanların kardeşliği, dostluk, sevgi merhamet, şefkat, yardımlaşma ve insanlık konusunda otokontrol yaparak ne durumda olduğumuzu görmeliyiz. Müminim diyenler kendilerini yeniden sorgulayarak İslam’ın neresinde olduğuna bakmalıdırlar. Hangi şartlarda, nasıl yaşadığına bakmalı insan. Nasıl Müslüman olduğumuzu, nasıl hayat yaşadığımızı kendi kendimize sormalıyız. Müslüman olarak ne söylediğimiz değil de ne yaptığımız önemlidir…
“Biz beşere, maddiyata teslim olmadan, ilahi kelama mesaja Kurana, İslam’a teslim olarak yaşamalıyız. Eğer din ölümden önce bir işe yaramazsa, ölümden sonra da hiçbir işe yaramayacaktır.”
Hayattaki sıkıntılarımızdan biri de birbirimize gerçekten kardeş olamamadır… “Ey Allah’ın kulları, kardeş olunuz” ( Buhârî, Müslim ). Kardeşlik sadece kan bağı ile olmaz. Gerçek kardeşlik ne ırkı, ne kavmi, ne de ebeveyn kardeşliğidir. Önemli olan kardeşlik; İslam kardeşliğidir. Kardeşlik sözle söylenen bir cümle değil, kalpte olan bir sevgi coşkusu ve muştusu olmalıdır.
İslam endişesi taşıyan her şahıs ve toplum birlikteliğin, kardeş olmanın gayretinde, davasında olmalıdır. Başta Allahın kitabı Kuranı ve mesajlarını sahiplenmemiz gerekir... Şahsi düşünce, duygu, yaşayış ve isteklerimizi vahyin mihengine vurarak nerede olduğumuzu görelim. Peygamberimiz: “Ashâb’ım! Birbirinize düşmanlık etmeyiniz, birbirinize haset etmeyiniz, birbirinizden yüz çevirip ayrılmayınız. Ey Allah’ın kulları! Birbirinizle kardeş olunuz. (Kardeş sevgisi gösteriniz). Bir Müslüman’ın din kardeşiyle üç günden fazla küs durması helâl değildir.”
Şu anda Türkiye toplumu; ayette ve Fahri kâinat efendimizin hadisindeki öğretilere muhtaçtır. Bizler düşmanların fitne ateşini ancak Müslüman’ca yaşayarak ve düşünerek söndürebiliriz.
“Allah’ın ipine hepiniz sımsıkı sarılın. Dağılıp ayrılmayın ve Allah’ın sizin üzerinizdeki nimetini hatırlayın. Hani siz düşmanlar idiniz. O kalplerinizin arasını uzlaştırıp, ısındırdı ve siz O’nun nimetiyle kardeşler olarak sabahladınız. Yine siz tam ateş çukurunun kıyısındayken oradan sizi kurtardı. Umulur ki hidayete erersiniz diye. Allah size ayetlerini böyle açıklar. ” (Al-i İmran 103)
Ne yapmamız gerekiyor sorusuna; İman etmedikçe cennete giremezsiniz, birbirini gerçekten sevmedikçe de iman etmiş olmazsınız (Hadis)
Kısacası gerçekten mümin olup kardeş olacağız, birbirini Allah için seveceğiz ya da buğzedeceğiz. “Müslümanlar birbirlerine kenetlenmiş bina gibidirler. Birbirlerine sımsıkı tutunurlar.” “Kardeşinle mücadele etme, onunla alay etme, ona verdiğinden sözden dönme” (Hadis-i Şerif).
Türkiye Devleti, ülkesi ve milletiyle bir bütündür. Tüm inananları da kardeştir. Bu kardeşliği bozmaya çalışanlara fırsat vermeden, kardeşliği çoğaltıp geliştirmeliyiz.
Bu gün her şeyden evvel Peygamberimizi ve onun getirdiği Kuran’ı anlamaya, onun ahlakıyla ahlaklanmaya ihtiyacımız var… İslam âlemi ve bütün insanlığın kurtuluşu ancak buna bağlıdır. Bunun için tövbe edip yeniden kardeş ve Müslüman olmamız, İslam’ın yeniden dirilişini sağlamamız, İslam Rönesans’ını gerçekleştirmemiz şarttır. Ülkemizin meseleleri arasında yer alan kardeşliğe, tevhit inancının bize yüklediği tanıklık şuuru ve hassasiyetiyle bakmalıyız…
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.