- 847 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Yaşanmış Hayat Hikayeleri / 3
Yaşanmış Hayat Hikayeleri / 3
………………………………………Kansere Yenik Düşen Hayat !
Zaman hızlıca akıp giderken hayata dair kurduğumuz
ne hayallerimiz vardır,olmalıda olmazsa ,hayat olmaz
önemli olan ise kaç sene değil
ne ölçüde ne şekilde yaşadığımız içeriği değilmi dir ?
acı tatlı hüznüyle hayat mücadelesine devam ederiz,
budanmış gül ağacı olmak hayatımızı güçlendirmiyor
herşeye rağmen yardımcı olmuyor
beyinimizde bitiremediğimiz halde ,
bitirmeye çalışırız acıları
çünkü !başka hayat yok,
başka benden bir ben yok,
başka çıkarımız yok
Kader zamansız yakalıyor hiç beklemediklerimizi.
hiç beklemediğim bir sabah erkenden kapımızın zili çaldı..
neydi bu erken telaş sesi!
komşum Sıdıka ablamın ağlayan sesi kulaklarımı tırmaladı,
-sen bilirsin bana yardım et ,bana birşeyler oluyor ,
- gel sakin ol ,heyacanlanma olan nedir!
anlatır sıkıntısını bir çırpıda..
kadın olmanın zorluğunu yaşıyordu kıvranarak,
- ben napacam şimdi ,içimden birşeyler koparak büyüyor
-hemen hazırlan hastaneye gidiyoruz.
Doktorlar acil tedaviye aldılar, sakin ol demeler ne çare ,
otopsi için parça vs... derken
sonuç on gün içinde çıkacak,
ve kesin tedaviye başlanacak.
beklemekten başka çaremiz yoktu.
aradan yedi gün geçmişti,bekleyecek durumda değildi.
içinde birşeylerin hızlıca büyüdüğünü söylüyordu
hastalık girmeye görsün hele bir çıkar mı
hele birde adı kanserse,
kan emici ,ruh emici ,beyin kemirici teşhislere ne gerek
belliki illet denen herkeze illet..
neresi ağrıyorsa derdi orda
sancıyla kıvranan Sıdıka ablamı kim anlar ,
acısıyla içinde büyüyen derdine kim ilaç olacaktı ki !
herkez in derdine koşan o,
şimdi çaresizlik çıkmazların daydı
hemen koştuk hastaneye ,
anlattı yaşadıklarını.
yedi gün içinde hastalığı ilerlemiş
büyüdükçe dışarı çıkmaya başlamış
kanaması ise hiç durmuyordu
acil ameliyata aldılar,iki gün sonra ise teşhis belliydi.
Uterus / Rahim kanseri.
ilk duyduğunda hiç önemsemedi,
-neyapabilirim tek benmiyim derken
sonraları içlenir hiçlenir oldu.
dört ay içinde iki kez ameliyat oldu ,
gitdikce tüm vücuduna yayılıyor.
kemoterapiler ,yanmalar, yıkmalar,
verilen ilaçlar sonuçsuz kalıyor
bu arada önce sol ,onra sağ göğsü alınmış ,
sağ kolu tutmaz olmuştu.
daha sonra ise beynine gelmişti hastalığı ,
hızlıca yayılıyor her tedavi uygulanıyor ,
ama bir türlü cevap vermiyordu
artık evden güneşe dahi çıkamaz durumlarına girmişti,
bitmişti yorulmuştu ,gün ,gün her gün biraz daha eriyordu.
artık olan olmalı al Allahım canımı diyor, acılara dayanamıyordu.
Acısı feryattı ,dağ gibi dolgun, kapı gibi boylu endamlı sıdıka ablam
küçüldükçe küçülüyor ,eridikçe eriyor
Onla bir sözleşme yaptık ,
her sabah erkenden beraber yürüyüş yapacak
her akşam fırsat buldukca o bana,veya ben ona gidecektim
hastalığının sonu sonsuzluk tu biliyordum,oda anlıyordu,
sadece konuşmak ,son zamanların huzurla geçirmesini istiyordum
akşam olunca,
bir ananın yavrusunu bekler misali,
saatini hiç kacırmadan gelir konuşur,
günlük olanları anlatır,
torununa dayanamadığını söylerdi..
oysa yanından hiç ayrılmıyordu torunu
” yanımdayken özlüyorum
artık ben yolcuyum hislerine boyun büker ağlar..ağlar…
şiir okumamı ister
-sesin bana huzur veriyor.
ne ipeksi sanki ninni gibi der..
herşeye rağmen gönül alırdı
bir gece gene kapımızın zili çaldı saat iki ,
- koş koş annem sesleri gecenin sessizliğini bozdu
feryatlar sanki boyun büker gibi kadere yol çiziyor
ve son yolculuğa hazırlanış ,
bir nohut tanesi boğazına takılmışda
sanki onu dışarı atmak için bir püf sesi kalmıştı.
sabah saat 8 sıraları acıları o püf sesiyle son buldu..
demek böyle ölünüyor
demek böyle ölünüyormuş
ölümün soğuk yüzü hala sıcaklığını koruyorken evlatları ağlıyordu
” annem bizi bırakıp nereye gidiyorsun ”
...kansere yenik düşen bir hayat daha,
sonsuzluk yolculuğuna mekan kurmuştu...
seni hiç unutmadık unutamayız.
toprağın bol mekanın cennet olsun.
Gülay GÖKTÜRK
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.