- 753 Okunma
- 3 Yorum
- 1 Beğeni
İSTANBUL BENİ YETERİNCE BÜYÜTTÜN ..ELVEDA….
YADSINAMAYACAK BİR BAHAR GEZİSİ
Zamansız anlarda bazen gelen bazı güzellikler vardır.Şaşar kalırsınız size sunulan bu beklenmeyen güzelliğe..Anlam veremediğiniz bir kurgu sizin dışınızda bu yolu çizer ve sizde bu yolda ilerlerken neler oluyor diye sadece izlersiniz.Dışta ki bir yabancı modun da.Ben zamanın arsız süprizleri derim bunlara..
Şu an istanbula dönmek üzere bir hızlı feribotta yaptığım yolculuk aslında on günlük bir dilimin son payı..İstanbuldan ayrıldığıma nasıl inanamıyorsam şu an bu güzelliklerin bitiminde geri nasıl döndüğüme de inanamayan ben…
Hava 24 derece deniz harikulade gün batımı kızıl mor renk tayflarının geçişkenliğinde selamlıyor tatilimin ilk gününü.Ayaklarım soğuk suyun içinde bir o kadar üşürken yüzüm yanıyor güneşin beni öpen dudaklarında.
Yıl 2001 ve ben yine bu beldedeyim ..YAZIN O KAVURUCU EGE SICAKLARINI BURADA GEÇİRİYORUM KIZLARIM VE EŞİMLE…Dönüşüm muhteşemdi o yazın İzmir’e ..Nedeni mi? Döndüğüm de sadece 3 aylık bir ömrüm var dediğinde doktorum sadece evlatlarımdı gözümün içinde zonk zonk atan..Ne yaparlardı nasıl yaşarlardı..Babaları vardı tabii ki , kendine bile o günlerde yetemeyen…Ve rabbimden tek şey dilemiştim ameliyata girerken ..<<Bana zaman ver..kızlarım için>>
Şimdi aradan koskocaman bir 12 sene geçimi var…VE…Ben yine aynı noktadan o denize muhteşem akşam üzerine bakıyorum…Eski anılardı canlanan gözlerimde ..seslerse kulaklarımda yankılanıyordu..Deli gibi yağan bir yaz yağmurunda kızlarımla denizde oynayışımız..kumsalda koşturmalarımız ..Islak kumlarda güreş tutmamız…ve koşa koşa eve gidip sıcak banyoya kendimizi atışımız ve gevrekli ilkindi kahvaltımız…Onlar şimdi kendi evlerinde mesleklerini ellerine almış iyi birer bireyler.Rabbime binlerce şükürle: bu zamanı verdiği için .Onların bu başarılarını okullarını bitirmelerini ,iş hayatlarını,evliliklerini,torunum ÖMER i hatırladıkça içim huzurla doldu..
Denizin üzerindeki altın yakamozlar beni hem neşelendirdi ,hem de geçmişe öyle bir fırlattı ki anlayamadım…Gördüğüm bana verilen zamanın çok güzel bir şekilde değerlendirilmiş olmasıydı..Şimdi yeni bir hedef için buradayım…Tam 12 yıl sonra ve rabbimden beni bu hedefimde de başarılı kılmasıydı bu kızıl gün batımında dileğim..N e çok dinlenmiştim.Ne çok düşüncelerimi kendimi dinleyip kararlar almıştım.Öylesine yormuştu ki beni İstanbul ve İstanbul’un ikinci yüzü olan yalan kimlikler…Hep demişimdir EGE mert insanların yatağı….Gülen yüzlerin yatağı sımsıcacık güneşi gibi…Ve ben AŞK/IM ŞEHİR İSTANBUL’U TERK EDİYORUM….VE ETTİM DE…
Sabah ayrılırken içimden bir şeyleri burada bıraktığımı biliyordum..Mis kokulu bir portakal çiçeği dolu ağacı,açmış ayva çiçeklerini,yeni yeni açmaya başlamış kayısı çiçeklerini…..Topladığımız zeytinler geldi aklıma..Şimdi onları tuzlamalı ve sele zeytini yapmalıydı..İlk işim belliydi bu akşam için…
Geriye döneceğim günü daha şimdiden özledim…ve iyi ki net çekmedi feribotta ve ben bu iç seslerimi yine sizlerle paylaştım…
VE İSTANBUL BENİ YETERİNCE BÜYÜTTÜN ELVEDA SANA…………………EMA
YORUMLAR
Değerli Arkadaşım.
Dilerim Rabbim size daha nice on iki seneler verir yaşamak ve bu kadar güzel yazıları bizimle paylaşmanız için.
Ege güzeldir, Akdeniz, Karadeniz ve Yurdumun her köşesi ayrı bir özellikte, ayrı bir güzelliktedir. Güneşin Batışını Van Gölünde, Nemrut Dağında, Abant'ta, Kaçkarlarda , her birinde seyratmak ayrı bir güzeldir ve ayrı bir huzur verir insana...İstanbul ise bambaşkadır...Hem huzur verir insana hem de ürkütücüdür İstanbul...Aşk gibidir...Hem ondan korkarsınız, ürkersiniz hem de onsuz olamazsınız. Ve eminim ki bu elvedanız uzun sürmeyecek...İstanbul koca bir mıknatıstır..Çeker yine de insanı.
Her şey gönlünüzce olsun.
Selam ve sevgilerimle.