- 834 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
STANDARDİZASYON YETERSİZLİĞİ
Son hafta içinde bir gün arayla iki kez Belek ve Side çıkışlı Batık kent Kekova ve Myra antik kenti gezisine rehber olarak katıldım. Gezi grubumuz Alman turistlerden oluşuyordu.Her iki grup gezisi de midibus diye tabir etiğimiz orta büyüklükteki otobüslerle gerçekleştirildi.
Deneyimli bir rehber olarak müşterilerimizin memnuniyeti için elimden gelen gayreti gösteriyorum. Büyük bir keyif ve mutlulukla ülke tanıtımına katkı sunarken, bazı aksilikler ve şanssızlıklar ister istemez tur programının ahengini bozuyor. Bu uyumsuzluklar asla rehber hatasından kaynaklanan uyumsuzluklar değil. Bu uyumsuzluklar biraz eğitimsizlik, biraz vurdumduymazlık, biraz ekonomik, biraz da teknolojik geri kalmışlığımızdan kaynaklanıyor. Şöyle ki karayolları üstünde seyreden her aracın trafik kurallarına uygun seyretmesi ve araçların teknik donanımlarının da yasada öngörülen standartlarda olması gerekiyor. Bu standardizasyon yetersizliği hemen her gün pek çok insanın başının ağrımasına yol açıyor.
Şöyle ki; her midibus seyir halinde iken trafik polisinin gerekli gördüğü hallerde trafik kontrolünden geçirilmektedir. En bilindik yönleriyle sürücü belgesi, araç ruhsat kontrolü hız kontrolü, takometre ve elektronik yazıcılardan alınan son 24 saatlik raporlar ve hız raporları sürücünün yaptığı herhangi bir ihlal var ise ortaya çıkarmaktadır. Ancak ülkemizde öğrendiğim kadarıyla bu tür elektronik aletlerde en az 22- 23 çeşit markada değişik aletler kullanılmakta imiş. Marka sayısı bu kadar çok olunca her marka cihazın nasıl kullanılacağını çoğu araç sürücüsü bilmiyor. Trafik polisi istediği anda böyle bir raporu çıkartıp vermemenin parasal cezası yaklaşık 700.- TL civarında. Aksaklıklar tek bilmemezlikten de kaynaklanmıyor, bazen yazıcının kağıt rulosu sıkışıp kalıyor, bazen kağıt tükeniyor, yedek rulosu da yok, sürücü kağıdı ne sökmesini ne de takmasını bilmiyor.
Bu denetimlerin kısa sürede tamamlanamamasının bu tür yetersizlikler içinde seyreden turist kafilesi için ve rehber için ne kadar sıkıntılar yaratacağını tahmin edemezsiniz. Keza turist gezmeye gelmiştir ve gezmeyi planladığı yerlerdeki rehberin anlatımından olabildiğince yararlanmak hakkı vardır, rahat rahat fotoğraf çekmek, gördüğü tarihi eserleri anlamak isteyecektir ve dolayısıyla bunları yapmak için harcayacağı zaman turistin zamanıdır ve bunun bedelini ödemiştir.
Son geçirdiğimiz iki trafik denetiminden birisi 20 dakika diğeri ise yarım saat sürdü. İlk denetimde sürücü son 24 saatlik raporu verdi ve ardından bir de hız raporu istendi. Fakat
sürücünün kağıt rulosu tükendi. Hız raporunu vermedi. Polisler ’Biz bekleriz, raporu getir, yoksa cezayı yazarız!’diyorlar ne kadar uğraşsa da sürücü raporu çıkaramadığı gibi polisler de bu raporu elektronik yazıcıdan almayı beceremiyorlar. Neticeten sürücüye 343.- TL ceza uygulanıyor. Nihayet bu durumdan sıkılan ve araçtan inmiş bulunan turistler tekrar araçta yerlerini alıyorlar ve turist kafilesi hareket ediyor. İster istemez iki dakika mesafedeki mola yerine gelince rehber olarak programdaki fotoğraf çekme molası ve çay molasının süresini 20 dakikadan 10 dakikaya düşürüyorum. Yani çalınan zaman aynen turiste fatura ediliyor(!) Aksi halde programın akşam dönüş saatine yansıması, müşterilerin otellerinde akşam yemeklerini kaçırmasına neden olacağı kaçınılmaz hale geliyor.
Aksilik bununla da kalmıyor, Üçağız’dan tekneye biniyoruz, tekneye binerken jandarmanın istediği isim listesini jandarmaya bırakmamıza rağmen, Kekova dönüşünde sahil güvenlik devriye botu telsiz ile anons ederek bordo olmamız için emir veriyor ve aynı anda sahil güvenliğin bir başka gezi teknesini de de aynı şekilde denetlediğini görüyoruz, bizden önceki tekne sahil güvenlik teknesine yanaşamıyor, denetimin bu yüzden zamanı uzuyor, ve sahil güvenlik teknesi, o tekneye yanaşıyor, bir yandan halatlar atılıyor, bir yandan teknelerin birbirine yanaşması halinde zarar görmemeleri için içi hava dolu yastıklar, devriye botunda görevli jandarma erlerince iki tekne arasına sıkıştırılıyor ve halimiz görülmeye değer, bir de bu ülkenin sularında turist iseniz durumun size çok daha cazip(!) hale geleceğinden kuşku yok! Nihayet sıra bizim tekneye geliyor, denetimden geçiyor ve 10 dakikadan fazla bir zaman da burada kaybediyoruz ve kayıp zaman süremiz böylelikle yarım saatin üstüne çıkıyor.
Dün rehberliğini yaptığım gezideki denetim ise yine aynı noktadaydı ve bu kez kayıp zaman süresi bir tek kontrol noktasında tam 35 dakikaya vardı. Yine aynı biçimde bu kez bir başka otobüste idik. Yine son 24 saatlik raporu istediler verildi, bu raporda sürücünün önceki günden 117 km yaparak hız sınırını aştığı tesbit edildi. Ek olarak ayrıca hız raporu istediler fakat hız düğmesine basılınca yine aynı raporu verdi cihaz. Benim teknik bilgim yok bu konuda. Konu beni cezai açıdan ilgilendirmiyor, ancak turist rehberi olmam sıfatı ile kayıp zaman ve müşteri memnuniyeti açısından ilgilendiriyor. Bir önceki gün gibi üçüncü raporu alacak kağıt kalmadı otobüste. Trafik polisleri yine aynı biçimde rapor konusunda ısrar ettiler. Gelecek bir otobüsten varsa kağıt rulo alıp raporu verirse cezadan kurtulabileceğini, aksi halde yine cezayı yazıp, sürücünün yola devam edebileceğini söyledi. Bekledik bir kağıt rulo buldu geldi polis, fakat bu kağıt yağlı kağıtmış ve rulo makarası da uymadı otobüsün cihazına. Beklemeye devam! Bizden geride olan aynı firmanın Kemer çıkışlı aracı ile temas kurdum, araç geldi nihayet ve ondan çok şükür ki yedek rulo varmış ve istenen raporu zar zor uğraşa uğraşa çıkardılar!Fakat bu kez raporda hız ihlali olmamasına rağmen yolların bazı bölümünün bölünmüş yol olup, bazı yolların bölünmemiş yol olmasından dolayı sürücünün sürat hakkını kullanabilmesi için her yola göre cihazını ayarlaması gerekiyormuş. Bu ayarlamayı yapmadığı takdirde, hız ihlali yapmasanız bile ihlal yapmış gibi görünme riski ile karşı kaşıya kalındığını da bu vesile ile bir rehber olarak öğrenmiş oldum!
Nihayet 35 dakikalık gecikme ile yola çıkabildik! Artık bendeki morali siz tahmin ediniz! Güzergahta seyreden her üç aracın rehberlerinin harcamaları için verilen tur avanslarının da bende oluşu stresimi ikiye katılıyor! Söz anlatmaya çalışsam; görevli memur; ’ Ben rehber değilim, senin işini bilemem ve senin mesleğin hakkında konuşamam, sen de benim işime karışma! ’ deyip bitiriyor.
Sürücüleri derseniz, sabah yola çıkarken, akşam alacağı bahşişin hayalini kurarken, yediği cezayı nasıl ödeyeceğinin derdine düşüyor ve stresi otomatikman onun da yükseliyor.
Ey geri kalmış ülkem, geçim derdindeki gariban sürücülerim ve sayın rehber meslektaşlarım; diyelim ki dün Bir Nisandı! Olan biten gerçek değil Bir Nisan Şakası’ydı! demek isterdim sizlere, ama ne yazık ki bunlar ülke turizmimizin acı gerçeklerinden sadece bir kesitti!
Ey sevgili turistler, burası işte benim ülkem, gördünüz ve yaşadınız, söze ne hacet her şey gözünüzün önünde! Artık siz de bunun bedelini bize nasıl ödetirsiniz bilemem?! Avrupa Birliği mi dediniz; pardon!
Neyse ben bugün moral iznindeyim; hayırlı sezonlarTürkiye!
Şaban AKTAŞ
02.04.2013
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.