- 964 Okunma
- 4 Yorum
- 1 Beğeni
Her Şey Bir Sütun, İki Cümle ve Bir Boşluk
Her Şey Bir Sütun, İki Cümle Ve Bir Boşluk!
Bir hükümetin halk tarafından, üstelik özgür seçimler yoluyla iş başına gelmiş olması baskıcı politikalar uygulayarak hayatı kirletmeyeceği anlamına gelmez. Ama mutsuzluk ve yoksulluklardan sorumlu olan sadece hükümet değil, hatta ondan önce kendini kırbaçlatmak için efendi arayan halktır. Halk seçiminin her zaman doğru yere götüreceği de düşünülemez. Onun içindir ki, halk popülizmi yapmanın anlamı yoktur. İçinde yaşadığımız toplumsal kültür, her şeyi basitleştirmek ve ilkelleştirmek üzerine kurulu sanki. Sonra her şey bir dipsiz kuyuda yok oluyor.
İktidarın tercihi insan karakterleri her gün yirmi dört saat televizyon yayınları ile yoğrulmuş, mayalanmış ve nihayet şekillendirilmiştir. Türk toplumunda insanların algılıları sınırlandırılmış, düşünceleri dondurulmuş ve deyim yerindeyse yaşam preslenmiştir. Hayat, insani özünü kaybetmiştir. Duygusuzluk içinde acı çeken insanlar, günü kurtarmak telaşıyla yüzeysel ve kolay çözümler peşine düşmüşlerdir. Yoz, hoşgörüsüz ve bencil bir kültür yaygınlaşmış, insanlar daha iyi bir hayat için düşünce üretmekten kopmuşlardır. Tükettiğin kadar insansın anlayışıyla tanımlandırılabilecek toplumsal yapı içinde güven, sevgi ve dayanışma gibi insani değerler yok edilmiştir. Halk, “Hayat hoştur gerisi boştur ” sözüyle karakterize olmuştur. Hepsi aynı yöne koşar durur, yıldızları karartır, güneşi söndürürler.
Yetişkinler korkmayın, mutluluk duymadan yaşamasını öğrendi gençler. Yaşadığımız ülkede bir şeyin sadece nasıl yapıldığı merak ediliyor, niçin yapıldığını sorgulayan insanlar yok. Birçok şeyin niçin yapıldığını sormayanlar, hele hayatın anlamını sorgulamayanlar nasıl da mutlu olup gidiyor. Eğer hükümet beceriksiz, dengesiz ve vergi delisi ise, varsın öyle olsun. Böylesi halkın hükümet konusunda kaygılanmasından daha iyidir. Sen sabah-akşam yarışmalar düzenle uyur gezer insanlar için, sevilen şarkıların sözlerini, TV programlarının isimlerini, ya da geçen yıl Amerika’da ne kadar mısır üretildiğini bilenler, kazansın yarışmaları.
Hayat hızlandırılmış bir tempoda akıp gidiyor. Bir iş bulabilmiş insanlar, işliklerde görevini içtenlikle benimsemiş kurulu robotlar gibi çalışmaktadırlar. Evlerine döndüklerinde ise televizyonun yalancı dünyasına kapılmış duygusuz, düşüncesiz birer televizyon kölesidirler. Herkes telefonla konuştuğu ya da televizyon izledikleri için, birbirleriyle paylaşacakları bir şey yoktur. Aile bireyleri birbiriyle konuşmaya kalksa seslerinin aralarındaki kristal engeli aşmaları mümkün değildir. İnsanlar konuştuklarında da “Bak, gör, şimdi, burada, orda, çabuk, koş, in, çık, gir, gitme, kim, ne, nerde, sus, ah!” gibi kelimelerle konuşuyorlar. Konuşamıyorlar, aralarında adeta girilmesi yasak bir bölge var. Hayatın içi boşaltılmıştır.
Halkı patlatmayacak bilgilerle doldur beyinleri. Hem de öyle doldur ki gerçek şeylerle kendilerini dopdolu hissetsin ve zeki bulsunlar. O zaman düşünmeden düşündüklerini sanacaklar ve hareket etmeden hareket duygusunu yaşacaklardır. Ve mutlu olacaklardır. Çünkü onlar olayları birbirine bağlamak için felsefe, psikoloji, sosyoloji gibi kaygan ve güvenilmez bilgilerden uzaktır. Zaten her şey televizyon programlarında vardır.
Her şey bir sütun, iki cümle ve bir boşluk!
YORUMLAR
"O zaman düşünmeden düşündüklerini sanacaklar ve hareket etmeden hareket duygusunu yaşacaklardır. Ve mutlu olacaklardır. Çünkü onlar olayları birbirine bağlamak için felsefe, psikoloji, sosyoloji gibi kaygan ve güvenilmez bilgilerden uzaktır. Zaten her şey televizyon programlarında vardır.
Her şey bir sütun, iki cümle ve bir boşluk!"
bu boşluğu muhabbetle hatır gönül bilme ile doldurtmayı Rabbim bizlere nasip etsin kardeşim,emeğinize gönlünüze sağlık,selamlarımla.
Mehmet Aluc-Kul Mehmet- tarafından 10/25/2019 1:53:38 PM zamanında düzenlenmiştir.