- 9540 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
Odunlarda bir zaman yeşildiler...
Öncelikle bu yazımın ilham kaynağı olan kelimeyi burada yazmam zaruret gibi geldi."Odun bin bahar görse yeşermez.....Hz.Mevlana" ne kadar net bir tesbit..
Evet odun agaçtan parçadır..Ama hayat damarları kurumuşdur..Ne yaparsanız yapın sadece odundur...Kurumuştur...Yeşerme şansı kalmamıştır...İnsanların asalet,kendin Alplerin zirvesinde gösterme merakıda insan olamama odunluğudur..Ne yaparsanız yapın değişmeyecektir.
Elbette burada kullanılan odun veya odunluk kelimesi sadece yeşil olmakla kurumuş olmak arasındaki farkı anlatabilmek için tabir olarak kullanılmıştır...
Okumak bilmem kaç diploma almak mutlaka başarıdır...Asıl ve olması gereken başarı ise insan olabilmektir...Üç on kuruşluk menfaatine dokunulduğunda terbiyeleri kayışlarını kopartıp küfür havuzlarında yarış yapanlar ne kadar okur ve ne kadar kâğıt üzerinde diploma almış olsalar da Allahın huzurunda kurulan mizan da şaşıp kalacaklardır.
Çünkü;İnsanı ve insan olabilme olgusunu dünyasal zeka ve duygusal zekanın hayat denen imtihanda birleşik olarak kullanılması kurtaracaktır.
İnsan duygusal zekayı yok sayıp, IQ dedikleri dünyasal zekayı sürekli kullanmaya başlarsa bir gün ne olduğunu unutup eziyet ve de hırs makinasına dönüşecektir...
İşte tam bu noktada artık yaratılmış olduğunu hatırlamak ve kabullenmek zorundadır.Ki birçokları sohbet ederken dahi kendisini bulunmaz nadir parçalar edasında sunmaya çalışır..
Halbuki kainatı Yaradan Yüce Rabbimiz çok net bir şekilde buyuruyor ki; -"Sizi sadece boş yere yarattığımızı ve sizin hakikaten huzurumuza geri getirilmeyeceğinizi mi sandınız?" (Mü’minûn Suresi 23/115)
Niçin yaratıldığımız çok net ifade ile öğretilmiştir...!
"Ben insanları ve cinleri ancak bana ibadet etsinler diye yarattım." (Zariyat sûresi, ayet:56).
Bu kadar net olan hayat tarifi olmasına rağmen insanoğlu nefsine kapılıp kendisini dünyada ebedi olarak kalacak zannıyla başlar diğer yaratılanlara eziyet etmeye...Halbuki kendiside o yaratılmışlığın yeşilindendir...Unutur..Yaratıldığını unutur..Kabullenemez tavırlara girer..
O fikirler onun yaratılmışlık yeşilliğinden uzaklaşıp dünyaya odun olmasını saglayacaktır...Ve kısa süre sonrada dünya aşkı maalesef de denilse o kişinin birkaç diplomalı kuru ve yeşilden haberi olmayan bir odun olmasını sağlar..
Dünyada mağbun olurlarda yolculuğun mağakda sabit olacağını unuturlar...Ne kadar acı vericidir ki Allahın bahşettiği bedende yaşar,onun bahşettiği nimetlerle koşar,onun bahşettiği sapasağlam bedende yaşarda ..Şaşkın şaşkın şeytanın uşaklığı yapar..Büyük iş yapmış gibi daha fazla mal toplayıp da firavunlaştığını göremez..Firavun ne yapabildi..?
Ne götürebildi...?Sadece zulmü ile kendisini halk eden Rabbimize karşı geldiği ve cezalandırıldığı Yüce Kitabımız Kuranı Kerimde;
Biz, İsrailoğulları’nı denizden geçirdik; Firavun ve askerleri azgınlıkla ve düşmanlıkla peşlerine düştü. Sular onu boğacak düzeye erişince (Firavun): "İsrailoğulları’nın kendisine inandığı (İlahtan) başka İlah olmadığına inandım ve ben de Müslümanlardanım" dedi. (Yunus Suresi, 90)
Ancak Allah Firavun’un böyle bir anda iman etmesini kabul etmemiştir. Allah Firavun’un bu samimiyetsiz tavrını Kuran’da şu ayetlerle bildirir:
Şimdi, öyle mi? Oysa sen önceleri isyan etmiştin ve bozgunculuk çıkaranlardandın. Bugün ise, senden sonrakilere bir ayet (tarihi bir belge, ibret) olman için seni yalnızca bedeninle kurtaracağız (herkese cesedini göstereceğiz). Gerçekten insanlardan çoğu, Bizim ayetlerimizden habersizdirler. (Yunus Suresi, 91-92)
Hal böyle iken ve tüm bilgilere çok net olarak ulaşılabildiğimiz bu teknoloji çağında hala ve ketum olan yeşermesi imkansızlarda var...
Ve üstüne üstlük çıkıp TV lerde ahkam kesecek kadar da fütursuz ucuz hiç bir zaman yeşil yaprakları olmayacak kadar kuru odunlarda var...
Onları desteklemek için olsa gerek daha birçok yeşerme (ar damarını) kaybetmiş odun tefrikalar üretip günlük veya anlık menfaatleri için insan olabilme (yeşerme şuurunu) ayaklar altına alıp yeşil savunuculuğundan geçim sağlamaktadırlar...
.....bilmemne garibanı koruma kuruluşuna bakıyorsunuz "İyi bari bunlar var" düşüncesi sizi iknaya çalışırken...!!!!Güm....diye bir haksızlık veya yolsuzluklarını okuyor,dinliyorsunuz...Fevkalade sarsıcı bir şok yaşatıyor size....Çünkü; yeşilliklere sahip rolü yapan yapay bir ağaçı gerçek olarak alğıladığınız için kendinizi aptal olarak görüyor kahrediyorsunuz.
Yeşermenin ve yeşil kalmanın yolu tevazu,hakkaniyet ve hakka hakkıyla teslim olmaktan geçiyor...
Buraya kadar okuyup sabır ve tevazu gösteren kardeşim işte olgunluk ve sabır budur..Kutluyorum...