- 1056 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
bir lahza aşk - adem masalı- ndan bir bölüm
Bazen bırakıp gitmek ister.
Dövünür durur, kırar döker, huzurunuz kalmaz ya.
Ne yapın biliyor musunuz?
Gitmek istiyorsa, bırakın gitsin! Ömrünüzü sevdiklerinize sevdiğinizi anlatma ve inandırma çabasıyla mı geçecek. Çok şey söylemek mümkün. Ama bir ömür boyu aynı yastığa baş koymuş olmanın tadını alamamış birine çok şey anlatamıyorsunuz işte. Birlikte yaşamın zenginliklerinin farkına varamamış olmak ne acıdır insan için. Onun inceliklerinin bilincinde olarak yaşamdan tat almak ise en güzeli.
İşte bir lahza aşk, birlikte olmak ile birlikte yaşamak arasındaki uçurumun farkında olmaktır belki de. O ilk heyecan, ilk karşılaşma, ilk buluşma, ilk birlikteliğin anlık lezzetine kaptırınca kendini asıl hedeflenen mutluluğun bu tür bir birliktelik olduğu kanısına kapılıyor insan.
Mahalle baskısıyla örtünen kızlardan bahsediyor bazı zümreler. aslında ondan daha önemlisi ahlaki değerleri yozlaşmış bir toplumdan gelen bir çevre baskısından söz etmek gerekiyor. Modern hayat dedikleri yaşam tarzı sana neyi dayatıyorsa onu almak zorunda kalıyorsun. Modern hayat her ne kadar erkek için tek evliliği öneriyormuş gibi gözükmek istese de; ne erkek nede kadın için durum hiçte göründüğü gibi değil. Erkeğin ikinci eşi olmayı kendine hakaret sayan ve gururuna yediremeyen kadın bile isteye erkeğin ikinci üçüncü belki otuzuncu metresi olmayı pekala hazmedebiliyor. Asıl irdelenmesi gerekende bu değimlidir. Gerçek şu ki artık her birey çok rahat kendi nikahlı eşinden başkalarıyla da ilişki içerisinde olabiliyor kadını erkeği de fark etmiyor. Tabir yerindeyse hep yedek akçe bulunduruyor elinin altında. Tabi bunu resmi yollardan yapma imkanı olmadığından da kaçak güreşiyor. Kadında erkekte bu partnerlikten hicap duymuyor. Bu kepazelik üryan olunca yüzler kızarmıyor. Zira bu türden kepazelikler toplumda su götürür oldu. Toplumun ufak bir şaşkınlık belirtisi dışında tepki vermemesi suça teşvik ediyor insanı. Bu rezilliği içselleştiren toplumda hala ikinci evlilik söylemi çok abes karşılanıyor.
Bazen şunu soruyorum kendi kendime. Acaba böylesi aldatmacı bir tavırdan ise, iki hatta üç resmi eş ile birliktelik daha mı izzetli bir tavırdır? Dimi ama iyi tarafı ikide olsa üçte olsa bir sınırınız vardır artık. Uymak zorunda olduğunuz ritüeller vardır artık. Bağlılık duyduğunuz insanlar bellidir artık. Sorumluluklarınız bellidir. Sözüm ona metres hayatı yaşamayı, ikinci eş olmaya tercih edenlere sormak lazımdır? Hangisi daha onurlu? Hangisi daha izzetli?
Kişi fert olarak bozulduğunda ve günahını fert olarak yaşadığında dönüşü mümkün bir bozulmadır bu. Fakat bu günah artık toplum olarak işlenmeye başladığında artık bir kurşun gibi yaralıyor hayatı. Ve önü alınamaz bir gazabını çağırıyor Yaratanın.
Gidişat içler acısı. Kendine gelmeli Ademoğlu. Ama bir an evvel…
YORUMLAR
bende insanların akıllarını başlarına almaları gerektiğine inanmaktayım,
ve kepazelik dediğiniz durumun tam da kepazelik olduğuna kesinlikle katılmaktayım.
ama toplumu topyekün değiştirmenin ilk ve tek şartı,
herkesin kendi hayatında, inandığı doğrulardan taviz vermeden yaşamasıdır.
bütün dünya çöp olsa, tüm çöpü temizleyemeyiz,
ama kendi kapımızın önünü daima temiz tutmayı başarabilirz ve bunu kesinlikle de ihmal etmeyiz.
işte çare ancak bu.
akıl nimetini, bireysel bazda, aktif işlerlik ile azami şekilde kullanmak farzdır bana göre.
güzel bir yazı ve samimi içerik için tebrikler. teşekkürler.