Sorgusuz sualler -1-
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
Hikaye, düşünmekten, düş kurmaktan mahrum bırakılmış bir neslin aileyi, ülkeyi kurtarmakla kodlu bütün yükü, çocuklarının omuzlarına bırakmasıyla başlar,
-biz okuyamadık siz okuyun
- benim evladım okuyacak öğretmen olacak, doktor olacak, mühendis olacak
- annesine, babasına, vatanına hayırlı bir evlat olacak
Kodlar bellidir, sınırlar bellidir önünde yeni neslin, kurtulacağı düşmanlar, kuracağı hayaller, kurcalayabileceği düşünceler bellidir, ötesi için söylenebilecek tek laf vardır,
“icat çıkarma”
İlk aşama tamamdır,
Sıra ikinci kodlamaya gelir ilk orta ve yüksek okullarla.
Soruların bellidir, formüllerin belli, sonuç belli. Müfredat, birey düşmanlığını daha iyi anlatabilecek bir kelime daha var mıdır, eğitim sistemimizde bilmiyorum. Dışına çıkılması yasaktır, yani bir zihni hapsetmek için en ideal hapishane. Olmaz ya aklınızın müfredatın dışında bir pencereden de bakmasına izin veren bir öğretmeniniz var, bu sefer kulvarlarında start almayı almayı bekleyen yarış atları, pardon başarıları kodlanmış sınıf arkadaşlarınız müfredatın gerisinde kaldıklarını, sizin yüzünüzden sınavlarda başarısız olacakları savıyla sapmanın standardı aşmasına izin vermezler.
Modern zamanlarımızın bütün imkanlarına rağmen niye büyük dâhiler çıkaramadığını kendine sorduğunda bir araştırmacı, sorunun okullardan kaynaklandığı sonucuna varıyor. Ömrün yarısını alıp götüren, her alanda her zırvayla beyni tıka basa doldurup kullanışsız hale getiren okullarda.
O da yetmez ya moda devreye girer.
Fark yaratmak adına aynılığa gömülen insanların içine düştüğü hazin ironi. Tolstoy’ un dediği gibi şuuru geliştirmek zordur, insanlar bu yüzden kolay ve daha hoş olanı yani dış görünüşlerini geliştirmeyi seçerler, orda bile birilerinin kendilerine moda diye sundukları sihirli değneğe yönelirler, çünkü hayatın ilk anından bu yana ezbere yaşamak kodlanmıştır zihinlerine.
Ya sen ne kadar suçlusun
Sorgulamak, anlamak, yormak, yorumlamak ve kendin çizmek yolunu hayatta daha yorucu elbet, eline tutuşturulmuş notlara bakarak, ezbere yaşamak hayatı daha kolay
Değil mi
YORUMLAR
Yazıyı okudum ve anladıklarım; kendisi okuyamamış anne baba, elbette evladının en iyi şartlarda okumasını ister. Onun okuması için zemin hazırlar ama çocuğun ne olacağına pek karışmadan. Veli, yol göstericidir daima.
Tabii içlerinde karışanlar da vardır ama onlar istisna. Modaya gelince, sırf moda diye, ne idiği belirsiz paçavraları giymeye gerek var mı, herkes kendine yakışanı giyerse kendi modasını kendi yaratmış olur zaten.
Gelelim okullara; şimdilerde okullarda eğitim nasıl bilmiyorum ama çocuklarımdan gördüğüm kadarı ile ezbercilikten öteye geçmiyor gibi. Çocuğun asıl öğrenmesi gerekenler dururken, bir sürü gereksiz bilgi karmaşası ile çocukların beyinlerini tıka basa doldurmaya gerek var mı?
Bir çocuk ne olmak istiyorsa o yönde bilgilendirilse fena mı olur?
Daha sonra merak ettiği konuları kendi araştırıp öğrenir nasılsa.
Geçmişi, geleceği düşündüren bir yazıydı.
Tebrikler.
Yazınızı okuduğumda toplumu etkisi altına almaya çalışan ve gelişmekte olan kitle hareketi gibi düşündüm bu bilinç ya da sizin ifadelerinizle zapt edilmiş bilinç eylemlerimizi.
Bir şeylerden hoşnutsuzluğumuzun derecesi, o amaca ulaşmakla ters orantılıdır. Birçok şeye sahip olmak, daha fazlasını istemenin peşinde sürükler benliğimizi.
Bu bağlamda düşündüğümüzde toplum davranışlarını sorgularken bireysel bir tepkinin zayıf kaldığı noktalar olduğunu varsaydığımız halde; toplum davranışlarını da bireysel davranışlar bütünlüğü olduğunu göz ardı etmemek gerekir.
Ezberci vs.. hangi tabir ile ifade etmek doğrudur bu tartışılır.Zira bir öğretiyi dikte etmek istediğimizde yapılan aynıdır.
Gelecek vaat etmeyen hiçbir inanç hiçbir öğreti güçlü değildir.
Sizin sıkıntısını çektiğiniz toplumsal kabullenişlerin temelinde yatan etken de budur. Geleceğini garanti altına almak ve yaşanılan deneyimlerin göz ardı edilmemesi durumu.
Selamlar..
şubat
hani derdine düşer ya şair, bir kaç kelimeye bir ton anlam yükleme sevdasının, sonra kendisi bile kendini anlamaya çabalarken bulur ben de bu yorumdan sonra anlama çabasına düştüm tekrar kendimi
Garanti olana meyil her zaman olacaktır ancak yalınayak bırakılmış bir ifadeyle etkin bir aklın sorgusundan geçtikten sonra yaşanmış bir hayat, gerçek bir varoluştur, hangi öğretiye hangi gelecek vaadine yönelirse yönelsin
çok doğru demişsiniz, tesbitlerinizin fazlası vardır ama eksik değiller,
kendime baktım yazıyı okurken,
dile getirmeye çabaladığınız bu hasarlı tablonun enkazıydım karşımda.
dilerim bir zaman gelir ve bu artık işlemez hale gelmiş olan çarkı zorla işletmeye devam edilmez,
gerçek pozitif objektif hayatlar yaşanır,
çünkü korkulardan beslene beslene, herşeyi karşıt zanneden bir nesil üretildi şu zamana kadar.
tebrik ederim saygılarımla.