Üstüne ölü toprağı örttüğümüz çocuk bayramlarımız.
Öyle çok zaman geçmiş ki üstünden
Hiç akılda yokken bazen gözümüzün önünde canlanır bazı anılar. Hiçbir sebep yok iken ruhunuzun kapıları açılır, süzülürsünüz geçmişe!
Gece saatin ikisi gözlerimin perdesini kapatıp bedenimi emanet etmek üzereydi ki; bir den beynin dış kapsında alarm zili çaldı göz kapaklarım zımbalandı sanki kirpiklerime ve sarkıtından yavaşça iniş yaptı çocukluk yıllarımda ki, "Yirmi Üç Nisan çocuk bayramı" sabahına.
İlkokul birinci sınıftaydık!. O vakitler sivil giyinmeyi bırak, forma bile yoktu. Siyah renkli önlük, altına pantolon, saçlar uzun örgülü kurdele takardık.
Bayram sabahıydı geceden hiç uyumamıştım bayram heyecanıyla.( Öğretmenimiz (Yaşar GÜLMEZ, ruhu şad olsun ölmüş adını hiç unutmam) -okuma tohumları saf tertemiz sayfamıza ilk eken yüce insan-Bayramdan bir hafta önce şiir okuma yarışması yapmış birinci olan o gün okuyacaktı.Birinci ben olmalıydım.
Okula başlamadan önce izlediğim bayramlarda şiir okuyanları hayranlıkla seyreder babama,
-baba ben de okula başlarsam şiir okurmuyum? diye hep sorardım.
-tabiki kızım sen de okuyacaksın okula başlarsan derdi.
Ben küçüktüm ve mahalledeki arkadaşlarım çantayla okula giderken kıskanırdım onları.Bir gün, dayanamadım önlüksüz ben de okula gittim.Oturdum arkadaşlarımın yanına.
-Öğretmen sen seneye geleceksin hadi git annen arar seni demişse de kararlıydım gitmedim. ve her gün aynı şekilde gelmeye devam ettim tam iki ay geçmişti ki; müfettiş geldi ve sordu neden bu öğrenci önlüksüz dedi. Öğretmenimiz bu öğrenci kayıtsız geliyor dedi.
Tabi ki her müfettişin huyudur sorular sormak o da geleneği bozmadı sorulardan birini ben cevapladım ama sonunda ıslanan pantolonumu değiştirmek için eve giderken iki üst sınıf öğrenci vardı kollarımda.
Bu sıvı kaybı işe de yaradı hani okula kayıt edilmiştim yaşıtlarımdan bir yıl önce okula başlamış oldum.
Bu hırs/ azimle şiiri ben okuyup babamın gözlerinde ki ışığı görmeliydim. Gel gelelim çok utangaç ve heyecanlıydım.Halk oyunlarına merakımdan milli kıyafet giymiştim.
Bana birkaç beden büyüklerdi. Annem ucundan kenarından kısaltarak üzerime oturttu.
Hepimiz heyecanlı bir şekilde buluştuk arkadaşlarla sıraya soktu öğretmenimiz
Önde bayrak, arkada ATATÜRK portresini taşıyan ben ve arkadaşım Sibel, köyü dolaştık. ama aklım şiirde ne zaman dolaştık sıra bana geldi bilmiyorum.
Adımı anons etti kürsüdeki öğretmen dizlerimin bağı çözüldü beynim de tren rayları şakırdıyor sanki.üstümde ki kıyafet benden ağır geri çekiyor ayaklarımı
Neyse; geldim öğretmenin yanına ama kürsüde ki mikrofona yetişmem ne mümkün bücürün biriyim. Sandalye üstünden ancak okuyabiliyordum.
Mustafa Kemali düşünüyorum
Yeleleri alevden al bir ata binmiş
Aşıyor yüce dağları engin denizleri
Arkasından dev ordular geliyor
Her askeri Mustafa Kemal gibi….
….
Şiiri okurken öylesine heyecanlı ve vücut dilimi kullanıyordum ki kendimden geçercesine mest olmuştum. Bayram yerindeki herkesi ağlatmıştım.Sadece babamın gözlerine bakıyordum.
(heyecanımı yenmem için seyircileri orman görmemi sadece ona bakmamı öğütlemişti)
Ve hiç unutmam her kıtasını
hayatım boyunca ilk okuduğum şiirdir.
"Mustafa Kemal ATATÜRK "aşkı ve şiir aşkı o gün başladı ben de…
Hani hep sorarlar şiir yazanlara; şiiri niçin yazıyorsun nasıl başladı sevgin diye!
Baba sevgisi, gözlerinde ki o ışık sevgi damlaları, damlıyor her satıra sanki mutlu gülümsüyor! bayram sabahında mutluktan, tüm halka lokum dağıttığı andaki gibi
Şimdi!
ne bayramlar kaldı ne de Mustafa Kemal ATATÜRK sevgisi (!)
yasaklıyız dilin köstekli haline
O gün -bu gündür şiir dokunmuyor bayramlarıma.
ölü toprağı örtüler üstüne
YORUMLAR
Mustafa Kemal'i düşünüyorum;
Ölmemiş bir Kasım sabahı;
Yine bizimle beraber her yerde.
Yaşıyor dört köşesinde vatanın;
Yaşıyor damar damar yüreklerde.
Kimse zorlamadı bizi ATATÜRK ü seveceksin diye ki; zaten zorlamayla sevgi olmaz biz tanıyarak okuyarak öğrendik onun ve silah arkadaşlarının bizim için yaptıklarını sindirerek şükrederek sevdik Cumhuriyetimizi ve büyük önderimizi...Şimdi bizlere seçim sandığından yola çıkan taşkın kalabalıklar unuttura bilir mi Mustafa KEMAL'i onun ve silah arkadaşlarının sayesinde özgürce yaşadığımız bu topraklara ve Cumhuriyete olan sadakatimizi silebilirlermi içimizden ...
O olmasaydı olmazdık
Zorlamayla değil
O kadar içten o kadar çocuk saflığındaki okurken çekti içine bu güzel yazı
Yazarın tüm duyguları en yalın biçimiyle anlatımında çocukluğundan bir kesiti ve bir 23 nisan sabahının heyecanını Atatürk sevgisini ve şiir sevdasının başlamasını yazıda adeta bizde yaşayarak öğrendik...
Tebrik ederim sevgili yazarım
Çok güzel bir yazıydı
Sardı sarmaladı beni
Emeğine
Yüreğine sağlık
Sevgimle...
Yazıyı çok beğendim şair dost. Beğenmesem gelmezdim zaten. Çünkü yazı şartlanmış kalemler gibi yapay değildi.Doğaldı..içtendi..
İşte bu güzelim ülkemiz o suni ve yapay beyinler yüzünden kaybediyor.Neyse
İlk şiirimi seçimle ilk okul dörtte okumuştum.
Teprik ederim güzel duygularınız için
Saygımla