- 850 Okunma
- 3 Yorum
- 0 Beğeni
LÜTFEN HANIMLAR EL İNSAF!!!
Şüphesiz ki biz hanımlar, pek çok güzel şeyi hak ediyoruz. Pek çok konuda takdir edilmek de hakkımız ama bu konuda böyle değil. Bu başka bir şey, başka bir şeyler hak ediyoruz burada. Bu hakkı alacağımız, isteyeceğimiz kişiler de bir şekilde yaşamımızı paylaştığımız erkekler değil öncelikle!
Dünya Kadın Gününden bahsediyorum efendim. 8 Mart 1857 de New York’da tekstil sektöründe çalışan yüzlerce kadının, düşük ücret, uzun çalışma saatleri ve insanlık dışı çalışma koşullarını protesto etmek için grev yapmaya başladıkları günden... Yani kadınların iş yaşamında, erkeklerle eşit haklara sahip olmak için verdiği mücadelenin başlangıç gününden… Acımasız işverenin grevci kadınları fabrikaya kilitleyip çıkan yangın sonucu, polisin koyduğu barikatı aşamayan 129 emekçi kadının yanarak öldüğü günden…
Sonrasında; Danimarka’nın, Kopenhag şehrinde 1910 yılında düzenlenen Kadın Sosyalist Enternasyonal toplantısında, Clara Zetkin’in bu günün kadın günü olarak kutlanmasını önerdiği ve oy birliğiyle kabul edildiği 8 Mart günü. İlk kez 19 Mart 1911 tarihinde Avusturya, Danimarka, Almanya ve İsviçre’de değişik aktivitelerle kutlandığı gün. Oy verme, seçme, seçilme hakkı, meslek edinme ve mesleki eğitim görme hakkı istediklerini çeşitli aktivitelerle dile getirdikleri gün. 1975 yılının ise Birleşmiş Milletler Örgütünce, Dünya Kadın Yılı ilan edilip 16 Aralık 1977 yılında da, dünya kadınlar günü olarak kutlanmasının kararlaştırıldığı 8 Mart günü.
Bu günün özeti kısaca böyle. Anlamı da bu. Yani emekçi kadının emeğinin karşılığını alma isteği mücadelesinin dile gelişi. Erkeklerle bu alanda da eşit olmayı isteyişleri, eşit saygı ve değer görme isteyişlerini hatırlatma adına etkinlikler düzenledikleri gün.
Ben de istediğim saat kalkıp bir bara gidebileyim, ben de önüme gelen erkeği elinden tutup istediğim yere götürebileyim, ben de çok eşli olayım, hatta fütursuz aldatabileyim hayatımdaki erkeği vb adına hak arama, eşitlik isteme günü değil!
Sadece kadın olmanın yeterli olduğu ve bunun kutlandığı gün de değil!
Bilmeyenlerimize lafım; böylesi günden bile kendi adına pay çıkartmaya çalışan, hep erkekten bekleyip her şeyi, yan yatan, hep bana diyen, ekmek elden su gölden ve bu gün vesilesiyle de hayatındaki erkekten hediye bekleyen kadınlarımıza!
Yapmayın lütfen; böylesi saygın, önemli ve ciddi bir günü bari basite indirgeyip de beklemeyin öyle çiçekler, tek taşlar falan…
Hayatınızdaki erkek, sevginize, birlikteliğinize, evinize, aşkınıza, çocuklarınıza ve kendisine verdiğiniz emeği takdir ediyor da bu günkü mücadelenizde de yanınızda yer almak, kolunuza girmek üzere gelirken size bir buket çiçek veya herhangi bir hediye ya da tek taş, üç taş her neyse getirmeyi düşünecek kadar da zarifse ayrıca, o başka.
Yeri gelmişken belirtmek isterim ki ben bu kutlama sözünü de yanlış buluyorum doğrusu. Kutlama, bir başarı, ulaşılan bir güzellik, kazanılan bir zafer nedeniyle yapılır. Dünya genelinde kadınların durumu düşünüldüğünde, hele de çıkış noktasının 129 kadının hak arama mücadelesinde can vermiş olduğu düşünüldüğünde, ortada kutlanacak bir durum yok!.. Anma ve hak arama günü diye adlanmalı bu etkinlikler ama!..
p.r.alkan
KADINA DAİR BİRKAÇ BİLGİ:
Birleşmiş Milletler tarafından yapılan bir araştırmaya göre;
1.Dünyadaki işlerin %66’sı kadınlar tarafından görülüyor.
2.Buna karşın kadınlar dünyadaki toplam gelirin ancak %10’una sahipler.
3.Dünya’daki mal varlığının ise % 1’ine sahipler.
4.Başka bir deyişle dünyadaki işlerin % 34’ü erkekler tarafından görülüyor ama erkekler dünyadaki toplam gelirin % 90’ına ve toplam mal varlığının % 99’una sahipler.
TÜRKİYEDEN RAKAMLAR ( Milliyet, 8 Mart 2001)
1.Şehirlerde evli kadınların % 18’i, köylerde de % 76’sı eşleri tarafından dövülüyor.
2.Kadınların % 57,7’si evliliklerinin ilk gününde şiddetle karşılaşıyor.
3 Aile içi suçların % 90’ını kadına karşı işlenen suçlar oluşturuyor.
YORUMLAR
1.Şehirlerde evli kadınların % 18’i, köylerde de % 76’sı eşleri tarafından dövülüyor.
2.Kadınların % 57,7’si evliliklerinin ilk gününde şiddetle karşılaşıyor.
3 Aile içi suçların % 90’ını kadına karşı işlenen suçlar oluşturuyor
...
eğer bu istatistik doğruysa durum korkunç ve utanç verici....
teşekkürler bu güzel çalışma için.
perihan reyhan ALKAN
Bu istatistik doğru olmakla birlikte, çok da eskinin, bu gün durum daha da vahim!.. İnsanoğlu daha da iyiye gideceğine pek çok konuda, ne yazık ki her geçen gün daha bir kötüye doğru yol almakta ve üzülmemek mümkün değil.
Selam ve saygımla...
Perihan Hanım,
Yazdıklarınıza tek kelime dışında tamamen katılıyorum.
Erkeğin kaldıramadığı şey , başka bir erkeğin(sevdiği veya sevmedi) kadının içine tohumlarını bırakmasıdır. Bu olmadığı taktirde erkeğin el kaldırması ,hakaret etmesi veya aşağılaması asla kabul edilemez. Bahsettiğim konu da erkeğin adeta iradesi dışında oluyor.
Kendini bu eşitliğe program lamamış erkek ne yazık ki , şiddete baş vurmakta. Konuyu, okullarda bırakın eğitimle aşmayı düşünmek yerine ,hala kız erkek ayıralım diye düşünen kafalar varken hiç kimse halledemez.
Saygılarımla.
perihan reyhan ALKAN
Lakin bahsettiğiniz konu söz konusu olduğunda da çözüm ve hak edilmiş bir durum değildir öldürmek ya da dövmek!.. Tek çare, tek namus temizliği boşanmak olmalı.
Selam ve saygımla...
Günün asıl anlamını güvel vurguladınız.
Ve dediğiniz gibi''Ben de istediğim saat kalkıp bir bara gidebileyim, ben de önüme gelen erkeği elinden tutup istediğim yere götürebileyim, ben de çok eşli olayım, hatta fütursuz aldatabileyim hayatımdaki erkeği vb adına hak arama, eşitlik isteme günü değil!'' Malesef genç nüfus'un büyük bir kısmı bu düşünceye sahip.
Saygılarımla...
perihan reyhan ALKAN
Evet genç nüfusta görülen bu çirkinlik hiç doğru ve hoş değil ama ne yazık ki yaşı epey büyük pek çok kişide de söz konusu ve bu da çok üzücü!..
Selam ve saygımla...