- 1686 Okunma
- 11 Yorum
- 0 Beğeni
Eskişehir’de Canlarla İlk Gün…
Eskişehir’de Canlarla İlk Gün…
Tek başıma yapacağım ilk yolculuktu. Ya da şöyle diyebiliriz; Tek başıma yolculuk yaptım tabi ki ama gittiğim yerde beni karşılayan mutlaka bir akrabam olurdu. Bu sefer farklı olan hiç bilmediğim bir şehre gidecektim. O şehirde geçen sene üç dört gün evimde ağırladığım arkadaşımın evine iadeyi ziyaret yapacaktım. Yani arkadaşımı ve kızını tanıyor olsam da yabancıydılar.
Aslında yazın gitmeyi planlamıştım fakat kızımın düğün hazırlıkları devresinde fırsat bulamamıştım. Bu geziyi çok istediğimi bilen eşim ve kızlarım bana sürpriz yapmışlar biletimi bile almışlardı. Duyduğumda inanamamıştım. Bileti elime aldığımda ancak inandım. İlk işim hemen papatyamı aramak oldu. O da duyduğunda inanamadı. Biletin resmini çekip cepten yollayınca sonunda inandı.
Yola çıkacağım gün geldi çattı. Tüm hazırlığım tamamdı. Otobüs terminaline gidene kadar gayet sakindim. Heyecan falanda duymuyordum. Bu işte bir aksilik var diye düşündüm. Fazla kafamı yormadan yerimi bulup oturdum. Çocuklar biletimi alırken cam kenarını sevdiğimi unutmamışlar. Üstelik tek kişilik koltuk ve genişti. İçimden bir ses bu yolculuğun güzel başladığını ve böylede devam edeceğini söylüyordu.
Hâlâ içimde heyecan yoktu. Oldukça sakindim. Önce biraz dışarıyı seyrettim. Sonra yanıma aldığım Can Yücel’e ait Sevgi Duvarı adlı şiir kitabını çıkarıp okumaya başladım.
BULUŞMAK ÜZRE
Diyelim yağmura tutuldun bir gün
Bardaktan boşanırcasına yağıyor mübarek
Öbür yanda güneş kendi keyfinde
Ne de olsa yaz yağmuru
Pırıl pırıl düşüyor damlalar
Eteklerin uça uça bir koşudur kopardın
Dar attın kendini karşı evin sundurmasına
İşte o evin kapısında bulacaksın beni
____________________Can Yücel
Bu şiiri okuyana kadar gayet iyiydim. Şiir bir anda yaptığım yolculuğu hatırlattı. O an başladı işte heyecanım. Normale dönmüştüm. İçten içe sevinerek biraz daha dışarıyı izledim. Bir türlü vakit geçmek bilmiyordu. Bir Türk filmi seçerek izlemeye başladım. Film bitene kadar zamanın nasıl geçtiğini anlayamamıştım. Papatyamın cebimi çaldırmasıyla Eskişehir’e girdiğimin farkına vardım.
Buluşmaya çok az kalmıştı. Otobüs terminale girip kendi yerini aldığında camdan ben onları görmüştüm. İnerken de el salladım ve bavulumu almaya gittim. O işlemde bitince sarmaş dolaş oluverdik hemen papatyamla. Çisemle de aynı şekilde hasret gidermeye çalışırken bir çift meraklı göz bizi izliyordu. Oğlu Ersin’le telden konuşmuştuk ama yüz yüze ilk defa karşılaşıyorduk. Onunla sarılıp öpüşmek daha çok heyecanlandırdı beni. Ailecek beni karşılamaya gelmişlerdi. Bu da ayrı bir mutluluk verdi bana. Ama ne kırmızı halı sermişlerdi, ne konfeti vardı ve ne de güller.:)))
Sağ salim indiğimi bildirdim aileme. Allah’tan arabayı uzak bir yere park edebilmişler. Çok işime yaradı. Arabaya gidene kadar hasret kaldığım sigaramı da içebildim. Eve gidiş yolunda beraber olabilmenin mutluluğu hepimizi sarmıştı. Eve girdiğimizde nur yüzlü, gözlerinin içi ışıldayarak bakan bir anne karşıladı bizi. Sıcacık bir aileyle yemek masasının başında toplandık. Uzun sohbetler ederek afiyetle karnımızı doyurduk. Biraz edebiyat defterinden dedikodu yaparak çaylarımızı yudumladık. Papatyam çok yorgundu benim de ondan kalır yanım yoktu.
Evin salonunda yatağım hazırdı. Yerimi yadırgadım galiba saat başı uyandım. En son saat altı gibi bir sigara içmek için mutfağa gittim ve annemize yakalandım.’’ Sabah sabah aç karnına sigara mı içilirmiş hem de bu saatte’’ diyerek bir güzel fırça yedim. Sigaram biter bitmez soluğu yatağımda aldım. Saat on buçuğa kadar bu sefer deliksiz uyumuşum. Uyandığımda çocuklar okula gitmiş, papatyamla annesi kahvaltıyı hazırlamış, beni bekliyordu. Kahvaltıyı neşe içinde sohbet ederek yaptık. Papatyamın acelesi vardı. Çıkmamız gerektiğini söyledi. Hazırlanıp hemen çıktık evden.
İnönü’ye gidecekmişiz. Yol boyunca sohbet ederek uğraması gereken yerler de duruyorduk. O işlerini hallederken ben sadece izliyordum. En sonunda eşinin olduğu T.H.K geldik. Eniştemle tanışmıştık sonunda. O da çok samimi sıcak bir insandı. İşyeri çok faaldi gelen giden yüzünden çok konuşamadık. Zaten papatyamın uğraması gerek bir iş yeri daha varmış. Biz yine arabaya binip yola çıktık. Bu sefer ki yerde biraz daha uzun kaldık. Eşinin yanına geri döndüğümüzde papatyam hesaba oturdu. Eşi de arka tarafta bir şeyler yapıyordu. Bende biraz tv izledim. Arada dışarı çıkıp sigaramı içtim.
Hava kararmış ve akşam olmuştu. İçeriye girdiğimde eniştem çok güzel bir sofra hazırlamıştı. Menüde neler olduğunu söylemeyeyim. Gece vakti canınız çekmesin. Ama ellerine sağlık hepsi çok lezzetliydi.
Eşi hoşsohbet, on parmağında on marifet var denilen biriydi gerçekten. Enişteme teşekkür ederek oradan ayrıldık. Çocuklarla Özdilekte buluşacaktık. Onlarla buluşup biraz gezdikten sonra yorulduğumuzu fark edip eve dönmeye karar verdik.
Papatyamın annesiyle ben sohbet ederken papatyam yazı yazıp asmış sayfasına. Bana da sürpriz oldu. O kalkınca bilgisayarın başından ben oturdum hemen. Sıcağı sıcağına yaşadıklarımı anlatmak istedim.
Papatyama ne zamandır şiirlerimi seslendirmediği için sitem edip kızıyordum sürekli. Bu gün gördüm ki canımın hiç vakti yok. Allah bereketli kazançlar versin inşallah. Benim şiirleri seslendirmese de olur. Canım papatyam artık sana sitem etmeyeceğim.
Eniştem papatyama izin verdi. Yarın tüm gün bana Eskişehir’i gezdirecek. Gezdikten sonra yine anlatırım sizlere. Şimdilik hoşça ve dostça kalın.
05.03.2013______________Seher_Yeli S.ZerrinAktaş
YORUMLAR
Seher_Yeli S.ZerrinAktaş
Seher_Yeli S.ZerrinAktaş
Saygılarımla...
Seher_Yeli S.ZerrinAktaş
NURCAN CANDAR UYGUR
Seher_Yeli S.ZerrinAktaş
Seher_Yeli S.ZerrinAktaş
Şadiye gürbüz(zaralıcan
yarın okurum bacısı..sevgimlesiniz